|
Godot yine gelmedi
AK Parti 5. Olağan Kongresini yaptı. Tek aday ve tek liste ile Ahmet Davutoğlu yeniden genel başkanlığa seçildi. Kongre öncesi “AK Parti tökezleyecek” hayaline kapılanlar yine hüsrana uğradı.

AK Parti'nin siyasi rakipleri, 2002'den bu yana Godot'yu bekliyor. Samuel Beckett'ın 1949 yılında Fransızca olarak yazdığı “Godot'yu Beklerken”, sonu gelmeyen ve anlamsızlığı daha başından belli olan bir bekleyişin anlatıldığı absürt tiyatronun üzerinde en çok inceleme yapılmış oyunudur.

Oyunun iki ana karakteri var. Vladimir ve Estragon. Kısa adlarıyla Didi ve Gogo. Godot'yu beklerler. Godot gelmez. Godot'yu beklerken, Didi ve Gogo arasında zekice olmayan, sıradan, gereksiz ve saçma olarak nitelendirilebilecek diyaloglar yer alır...

AK Parti'nin muhalifleri, 2003-2006 yılları arası “rahatsız genç subaylar” arasından uzun süre Godot'yu beklediler.

Sırasıyla işte AK Parti muarızlarının gelmeyen Godot'ları…

2007, önce e-muhtıra sonra Cumhuriyet mitingleri.

2008, Abdurrahman Yalçınkaya'nın AK Parti'ye açtığı kapatma davası ve Anayasa Mahkemesi.

2009, küresel ekonomik kriz.

2010, PKK'nın sözde ateşkesi bitirip çatışma sürecini yeniden başlatması.

2011, kasetle Genel Başkan seçtirilen Kemal Kılıçdaroğlu'nun liderliğinde ilk kez seçime gidilmesi.

2012, henüz burnunu göstermemiş olan paralel örgütün MİT Müsteşarı Hakan Fidan'a operasyon çekmek istemesi. 7 Şubat MİT krizi.

2013, Gezi kalkışması.


EN HEYECANLANDIRAN GODOT GÜLEN

2014, Godot'yu bekleyenlerin en çok umutlandığı yıl oldu. 17-25 Aralık darbe girişimiyle ortaya çıkan paralel yapı, Fetullah Gülen'in bedduasıyla ateşler salmaya başladı. Örgüt, 2014 yılı boyunca bütün şantaj-montaj malzemelerini sergiledi. Ancak Godot yine gelmedi. Önce 30 Mart yerel seçimlerinde ardından da 10 Ağustos Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde hezimete uğradılar.


HDP İLE NEREDEYSE GELİYORDU

Her seferinde hayal kırıklığına uğramalarına rağmen, umutlarını hiç kaybetmediler. 2015 yılında HDP sayesinde Godot neredeyse! geliyordu. AK Parti'yi durdurmanın yolunun bir başka partinin barajı aşıp Meclis'e girmesinden geçtiğini gören yerli ve yabancı muarızlar, HDP'ye her türlü maddi ve manevi desteği verdiler ve HDP barajı aştı. 7 Haziran seçimlerinde AK Parti tek başına iktidarını kaybetti. Kemal Kılıçdaroğlu 'Godot geldi!' heyecanıyla yüzde 60'lık blok ilan etti. O umut da Meclis Başkanlığı seçimlerine kadar sürdü. Sonra Davutoğlu koalisyon istiyor, Erdoğan istemiyor Godot'suna sarıldılar. O beklenti de çok çabuk bitti. Godot'yu bekleyenler, son olarak gözlerini AK Parti olağan kongresine çevirdi. Kongreden bölünme ve kriz bekleyenler yine yanıldı, yine Godot gelmedi. AK Parti birlik ve bütünlük içinde kongresini yaptı ve yeni bir motivasyonla 1 Kasım seçimlerinin startını verdi.

***

Aydıntaşbaş'ın kaygılı dostları, şimdi mutlu mu?

Çözüm süreciyle silahları bırakmaya en çok yaklaştığımız Dolmabahçe mutabakatından bir gün sonra o zaman Milliyet gazetesinde yazan Aslı Aydıntaşbaş, “Kürtler bizi sattı mı?” başlıklı bir yazı yazdı. Aydıntaşbaş 1 Mart 2015 tarihli yazıda şu ifadelere yer vermişti:

“Dün, HDP ve hükümet arasındaki ortak açıklamadan sonra telefonlarım susmadı. Eş dost benim HDP'yi yakından izlediğimi bilen tanıdıklar hep aynı kaygıya kapılmıştı: HDP, çözüm sürecinin yüzü suyu hürmetine AK Parti ile anlaştı mı?”

Bu yazı yayımlandığında Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın henüz Dolmabahçe ile ilgili değerlendirmesi olmamıştı. Şimdi Sayın Aydıntaşbaş'a soruyorum: Çözüm Süreci'nin başarıya ulaşmasından ve silahların susmasından kaygı duyan o dostları kimdi ve şimdi mutlu mu?

***

Oy anam oy

Doğan Grubu'nun en çok satan gazetesi Posta gazetesi, şehit haberlerini “Oy anam oy” başlığı ile vererek, PKK'ya yönelik operasyonların ardında seçim hesabı olduğunu ima etmişti. Zaten Doğan ve paralel medya başta olmak üzere bazı yayın kuruluşları, PKK'nın saldırılarını kamufle etmek için haberciliğin 5N 1K'sını askıya aldı. “Bomba konuldu, infilak ettirildi” gibi edilgen cümlelerle asker ve polislerin kimler tarafından şehit edildiğini gizlemek için kelime oyunları yapıyor.

Operasyonların seçim amaçlı olduğunu ileri sürenler, aslında kendileri bir siyasi hesabın içinde. Bütün bu gayretlerin altında HDP'nin oy kaybetmesini engellemek yatıyor.

3 Eylül'de Meclis'te sınır ötesi tezkere görüşüldü. Daha önceki tezkereye hayır diyen CHP, son tezkereye evet verdi. Neden mi? Tam da Posta gazetesinin manşetinde yer alan ifadelerle “Oy anam oy” hesabıyla. Meclis'teki görüşme öncesi toplanan CHP MYK'sında tezkereye karşı takınılacak tavır ele alındı. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, “CHP 'PKK'ye dokunmayın dedi' diye karşı propaganda yaparlar. Bu nedenle evet dememiz gerekiyor” diyerek tezkereye evet vermeyi savunurken, bazı MYK üyeleri de “Evet dersek, HDP'ye büyük kentlerden giden emanet oyları alamayız” sözleriyle karşı çıktı.

Yani tezkereye evet ya da hayır diyen CHP'liler, tezkerenin gerekliliğini veya gereksizliğini değil, oy getiri ve götürüsünün hesabını yapmış.
#AK Parti
#HDP
#Doğan Grubu
#1 Kasım
9 yıl önce
Godot yine gelmedi
Eğitim ekonomisini düşlüyorum
“Divide et impera…” (Böl ve yönet)
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’