Zaman Gazetesi Genel Yayın Müdürü Ekrem Dumanlı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan için “Gider abi gider. Ya adam gibi gidecek veya gitmek zorunda kalır” ifadelerini kullandı. Tayyip Erdoğan'ın gideceğini ilk kez Cemaatin eski vekili İdris Bal dile getirmişti. Hem de 17-25 Aralık'tan çok önce, hatta daha dershane tartışması bile başlamamışken. Bal, daha AK Parti milletvekili iken, Ankara'da topladığı bazı STK temsilcilerine, “Erdoğan öyle ya da böyle gidecek. Bütün güçlü devletler artık Erdoğan'ı istemiyor. Bizim Erdoğan'sız döneme hazırlıklı olmamız lazım” demişti. Ne zaman dedi, 17 Ağustos 2013'te. Erdoğan için “kaçacak” diyenler oldu, ömür biçenler oldu, ölümü için 'hacet' duası yapanları biliyoruz. Bütün bunlar bir tarafa. Ancak Dumanlı'nın çıkışı çok önemli.
31 MART VAKASI HAYALİ
Dumanlı, bu çıkışı Fetullah Gülen'in gözden kaçan şu ifadesinin ardından yaptı. “
Ak Saraylar Kara Saraylar Yıldızlar…
” Gülen'in Ak Saray Kara Saray ile neyi kastettiğini biliyoruz da yıldızlar derken, neyin ironisini yaptı.
Yıldız Sarayı, Sultan 2. Abdülhamit'in Osmanlı'yı yönettiği saraydır.
Yıldız Sarayı, Osmanlı'dan toprak isteyen Siyonistlere kapının gösterildiği mekandır. Yani Siyonistlere ilk “one minute”ın çekildiği yerdir Yıldız Sarayı. Ve Yıldız Sarayı aynı zamanda Sultan Abdülhamit'in tahttan indirildiği saraydır.
Anlaşılan Fetullah Gülen ve örgütü yeni bir 31 Mart Vakası hayali içine girdiler ki Ekrem Dumanlı böylesine üst perdeden tehditler savurabiliyor.
Gülen ve örgütü, Siyonistlere ilk “one minute”ı çeken Sultan Abdülhamit'in sarayına gönderme yaparak, İsrail'e son “one minute”ı çeken Erdoğan'a açtığı savaşı sürdürüyor.
VA'Z-Ü TALİMAT
Fetullah Gülen'in sohbet ve vaazlarda bu tür talimatlar verdiğini kamuoyu Tahşiye operasyonu ile öğrendi. Gülen bir sohbetinde
Tahşiye diye bir
örgütten bahsediyor. Sonra başlıyor olaylar. Önce Zaman haber yapıyor, ardından STV
'dizi'de işliyor. Sonra Fetullahçı polisler durumdan vazife çıkarıp kumpası kuruyor.
Bir yayınevi etrafından toplanan bir grubun evine silah konuyor, dinlemeler montajlar derken, onlarca masum insan aylarca hapis yatıyor.
Başka neler va'z etti Gülen. Gezi'de isyanın başarıya ulaşması için şiddetin artırılması talimatını bir menkıbe ile verdi. Bunun üzerine çadırlar yandı, sıkılan gaz arttı vs. Zaten Zekeriya Öz'ün “PKK Gezi'ye katılsaydı bugün hükümet edenler o makamlarda olmayacaktı” mesajı her şeyi ortaya koyuyor.
Yine bir başka iddiaya göre Gülen'in bedduası da bir talimattı. Gülen, “Evlerine ateşler salınsın, yuvaları yıkılsın” ifadeleriyle 25 Aralık'ın düğmesine basıyordu.
YARIM ASIRDIR AYNI YÖNTEM
Gülen, aslında yarım asırdır va'z-ü nasihat yerine va'z-ü talimatlar veriyor. Ama bizler bunu 50 yıl sonra fark ettik. Bundan sonra anlatacağım olaylar tamamen Fetullah Gülen'in Küçük Dünyası'ndan alınma.
1963 yılında Erzurum'da bir vaazıyla cemaati sokağa döken Fetullah Gülen, iki sinemanın basılmasına neden oluyor. Olayı Gülen'in ağzından dinleyelim:
“Bir gün İslam'ın doğuşu veya buna yakın bir isimle bir film oynatılacağını duydum. Millet bir hafta evvelden biletleri almıştı. Oynayanlardan biri de Hadi Ün'dü. Bu ismi tanıyordum, Nazım Hikmet'in affını isteyenlerden biriydi. O ismi duyunca
hafakanım kabardı.
Adamlar sahabeyi temsil etmeye kalkmışlar. Eşya misliyle temsil edilir. Dine saygısız biri sahabeyi temsil edemez. Her hali ile dinden uzak bir kadın, Hz. Ayşe, insanlığın medar-ı iftihar bir kadını canlandıramaz. Bu hususu bir iki defa Cedid Caminde dile getirdi, ikindileri orada vaaz ediyordum. Erzurum'da zaten iki tane sinema vardı. İnsanların bütün eğlence yerleri de bu iki sinemadan ibaretti. Çoğu da bu filmi, sevap olsun diye seyredecekti. O gün çok hislendim. Duygulu konuştum… Yine ikindi vaktiydi. Cemaate
'Yazıklar olsun size! Sizin dininizle peygamberinizle alay edecekler, siz de kuzu kuzu oturup, burada beni dinleyeceksiniz. Onlar ecdadımızın aziz ruhları ile eğlenecekler, siz de Müslüman geçineceksiniz'
gibi sözler söyledi. Cemaat birden ayağa kalktı… Yolda iltihaklar da olmuş. Büyük bir kalabalık sinemayı basmış.”
Peki bütün bunları yapan Fetullah Gülen'in o günlerdeki görevi neydi? Fetullah Gülen o tarihte 2 yıllık imamlık vazifesinin ardından askerlik görevini ifa etmekteydi. Gülen, hava değişimi nedeniyle geldiği Erzurum'da asker olmasına rağmen, vaazlar vererek, halkı sokağa döküyordu.
İŞİ YARIM BIRAKMADI
Sonra ne mi oldu? Gülen'in 3 aylık hava değişimi iznine 1 ay da Erzurum Askerlik Şubesi ekliyor, ancak bu da yetmiyor. Gülen, Ankara Mamak Muhabere Okulu'na askerliğini tamamlamak üzere geri geliyor. Ama Gülen'in yarım kalan bir işi vardı.
Nazım Hikmet üzerinden başlattığı Komünizm ile mücadeleyi tamamlaması gerekiyordu. 1964 yılında terhis olur olmaz göreve başlamak yerine tekrar Erzurum'a geliyor.
Diyanet'teki görevine başlayıp vaaz vermek yerine Erzurum'da hiçbir kuruma bağlı olmaksızın vaaz vermek istiyordu. Bir yıl önceki sinema baskını nedeniyle endişe eden Erzurum Müftüsü Sakıp Efendi, ilk başta izin vermiyor. Ancak Müftülüğün önünde toplanan Erzurumlular “Edirneli Hocayı (Edirne'de görev yaptığı için Gülen'e Edirneli Hoca deniyordu) isteriz” diye slogan atınca Müftü Sakıp Efendi, mecbur kalıyor.
Vatandaşın desteği ile kürsülere çıkan Fetullah Gülen, Deccal diye tabir ettiği Komünizme karşı vatandaşı örgütlüyor. Ve Gülen yarım bıraktığı görevi tamamlıyor. Caferiye Caminin önünde topladığı vatandaşlarla Türkiye'nin İzmir'den sonra 2. Komünizm ile Mücadele Derneğinin Erzurum'da kurulmasını kararlaştırıyor.
Ardından da göreve dönüş için Diyanet'e başvuruyor.
HAFAKANLAR TATİLE
Nazım Hikmet'in affını isteyen birinin İslami bir filmde oynaması nedeniyle hafakanları kabaran Gülen'in Hz. Hamza'yı oynayan
Anthony Quinn ve Minyeli Abdullah'ı canlandıran Berhan Şimşek hakkında ne düşündüğünü merak ediyoruz. Bir merakımız daha var, Hadi Ün'ün Sahabeyi oynadığı için hafakanları kabaran Gülen'in,
Charlie Hebdo'nun Peygamber Efendimiz ile ilgili aşağılık karikatürlerini yayınlayan Cumhuriyet ve Can Dündar konusunda hafakanları neredeydi. Hafakanlar tatile mi çıktı?
#paralel yapı
#FETÖ
#Fetullah Gülen
9 yıl önce
Hafakanı kabardı, Saray’ı basacak!
Tevradî bir mitin Kur’anî bir kıssa ile tashihi
i-Nesli anlaşılmadan siyaset de olmaz, eğitim de…
İç talebe ilişkin öncü göstergeler ilave parasal sıkılaştırmaya işaret ediyor!
Enerjide bağımsız olmak
Târihin doğru yerinde durmak
