Anayasa değişikliği gündeme geldiği tarihten beri muhalefetin 'kanlı-canlı' itirazları yüzünden içeriği yeterince tartışamadığımız doğrudur. Anayasa Komisyonu'nda yumruk saydık, Genel Kurul'da da 'diş' izi sayısı. Nihayet halk oylaması aşamasına gelince, içeriği daha fazla tartışırız diye düşünürken, bu kez de rejim tartışmaları, tek adam palavraları ile yine içeriğe sıra gelmedi. Yine mi içeriği tartışamayacağız derken, Kemal Kılıçdaroğlu imdada yetişti.
CHP lideri Kılıçdaroğlu, çok önemli üç açıklama ile referandum aşamasında taşları yerli yerinde oturttu. İşte Kılıçdaroğlu'nun tarihi referandum sürecindeki tarihi değerlendirmeleri:
“Diyelim ki seçimler oldu, bir parti parlamentoda çoğunluğu sağladı. Normalde bugünkü şartlarda o partinin başkanının başbakan olması lâzım. Diyelim ki ilk seçimde bu parti yüzde 51'i tutturamadı. Başkanlık için ikinci kez seçime gidiyoruz. Meclis'te çoğunluğu bulunan partinin değil de yüzde 51'le bir başka kişi başkan seçildi. Mümkün mü, olabilir. O zaman Meclis'te çoğunluğu olan partiyle başkan uyumlu çalışabilir mi?”
Kılıçdaroğlu, ilk açıklamasında Anayasa değişikliğine niye ihtiyaç duyulduğunu gerçekten çok iyi izah etti. Yürütmedeki çift başlılık bundan daha iyi izah edilemezdi. Kılıçdaroğlu, yaptığı yanlışı düzelteyim derken, bu zamana kadar ileri sürdüğü bütün tezlerini çürüttü. İkinci açıklamasında 'Meclis çoğunluğunu kast etmiştim' diyor Kılıçdaroğlu.
Demek ki neymiş yeni sistemde Meclis çok güçlü olacak, Cumhurbaşkanı Meclis ile uyum içinde çalışmazsa sandık kaçınılmaz olacak.
.
Kılıçdaroğlu'nun üçüncü açıklaması ise tam bir itiraf. '80 milyon yolcuyu taşıyan otobüsü tek şoför süremez' diyor. Tam 27 Mayıs kafası. Milletin seçtiğine güvenemeyiz. Onun yanında vesayeti temsil eden biri olmalı. Türkiye'yi sürücü adayı otomobiline benzetiyorlar. '
Kim bu usta şoförler… Cemal Gürsel, Cevdet Sunay, Fahri Korutürk, Kenan Evren, Ahmet Necdet Sezer. Usta şoför tek başına yeterli olur mu? Tabii ki olmaz. Yekta Güngör Özden, Vural Savaş, Abdurrahman Yalçınkaya, Sabih Kanadoğlu gibi yamaklar da lazım. İşte bu sistem sürsün diye 'hayır' diyorlar.
Bu arada Kılıçdaroğlu'na yapılan bir haksızlığı da düzeltmek lazım. “Efendim Anayasa değişikliğini okumamış. Başbakanlığın kaldırılacağını ondan bilmiyormuş.” 15 yıldır iktidarın ak dediğine kara, kara dediğine ak diyen bir muhalefet anlayışı bu değişikliği niye okusun ki.
.
CHP, çok partili hayata geçtiğimiz tarihten beri 'istemezükçü'dür. 2007'de 'Meclis, Cumhurbaşkanını seçsin' denildi, Genel Kurul'dan kaçarak, 'istemezük' dediler. 'Halk Cumhurbaşkanını seçsin' denildi, 'istemezük' dediler. CHP anayasa değişikliğine içeriği nedeniyle karşı çıkmıyor. 'İstemezük' anlayışından kurtulamadığı için 'hayır' diyor. Yoksa Sayın Kılıçdaroğlu'nun üç gün içinde birbirinden farklı değerlendirmelerini nasıl izah edebiliriz.
PKK, bitmemek için 'hayır' diyor. FETÖ, yok olmamak için 'hayır' diyor. Avrupa, güçlü Türkiye istemediği için 'hayır'a çalışıyor. İstemezük başka, hayır başka.