|
Ne vereyim ABime
Dokunulmazlıklarla ilgili Anayasa değişikliğinin Meclis'te kabul edilmesinin üzerinden daha dakikalar geçmedi ki ABD ve AB'den
. Ne mi dediler? Tabii ki her zamanki gibi yine endişeliydiler.


Türk yargısı, aralarında iktidar partisine mensup milletvekillerinin de bulunduğu 148 milletvekili ile ilgili TBMM'ye dokunulmazlığın kaldırılmasına ilişkin fezleke gönderdi. TBMM de kendisine gelen dokunulmazlık fezlekeleri ile ilgili bir düzenleme yaparak, hakkında soruşturma bulunan milletvekillerinin yargılanmasının önünü açtı. Şimdi söz sırası yargıda. ABD ve AB, bu durumun neyinden endişe ediyor. Ya da yargının vereceği karar ABD ve AB'yi niçin endişelendiriyor.



ABD ve AB'nin “endişeliyiz” dediği konulara şöyle bir göz attığımızda endişelenmemek mümkün değil. En son dokunulmazlıkların kaldırılmasından endişe ettiklerini açıklayan ABD ve AB, bakın bu zamana kadar başka nelerden endişe etmişler:



Teröre destek bildirisi açıklayan akademisyenlere yönelik başlayan yargı sürecinden endişe etmişler.


Fetullahçı terör örgütüne finans sağlayan Koza-İpek Grubu'na kayyım atanmasından endişe etmişler.


17-25 Aralık yargı darbesini yapmaya kalkan hakim ve savcıların HSYK tarafından açığa alınmalarından endişe etmişler.


Can Dündar'ın casusluktan mahkûm edilmesinden endişe etmişler.


Zaman Gazetesi'ne kayyım atanmasından endişe etmişler.


Gülen cemaatine yönelik operasyonlardan endişe etmişler.


Terörle daha etkin mücadeleyi ön gören iç güvenlik paketinden endişe etmişler.


Hasılı kelam Türkiye aleyhinde olanlara karşı yapılan her şeyden endişe etmişler.



Peki, bu endişe edenler kim?


Yıllarca her türlü terörü besleyen Avrupa ile İkiz Kule senaryosu ile Müslümanların yaşadığı coğrafyayı kan gölüne çeviren ABD.



Endişe duydukları ülke kim?


5 yıldır Esed zulmünden kaçan 3 milyon Muhacire Ensarlık yapan Türkiye.



Bir taraftan dünyanın en vahşi terör örgütü IŞİD, diğer yandan kadın, çocuk, genç, sivil demeden kendisine yardım etmeyen herkesi katleden, Diyarbakır'da 13 köylüyü 15 ton bombayla toz haline getiren PKK ile mücadele eden Türkiye.



Brüksel'de terör örgütü PKK'ya çadır kurduran Avrupa ile 6 bin 700 sayfalık işkence raporunu “yanlışlıkla” silen, belgenin bulunduğu bir diski de “hatayla” imha eden ABD, Türkiye'de olup bitenlerden endişe ediyormuş.



Endişeyi gidermek boynumuzun borcu. Bu endişeli arkadaşları Türkiye'ye davet ederek bir yemekte ağırlamak lazım. Ama yemeği Cem Yılmaz'ın anlattığı restoranda vermemiz lazım.



Garson, bu endişeli ülkelerin temsilcilerine “Ne vereyim abime” diye sorduğunda belki bu sayede biz de endişenin nedenini öğreniriz…



Siz endişelisiniz ama bizde “Reis” var “Yeis” yok.


#AB
#Dokunulmazlık
8 yıl önce
Ne vereyim ABime
Aile"yi kadına ihale eden muhafazakârlar/ AVM babaları
Obama Mehdi mi, Mehmedi mi?
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar