|
Pirinçteki beyaz taşlara dikkat
Pirinçteki beyaz taşlar ifadesini yaklaşık 1 yıl önce bir üst düzey emniyet bürokratından duymuştum. Paralel yapı, devlete sızmak için kendi adamlarını başka cemaat ve STK'lara yönlendirerek, o cemaat ve STK'ların referansı ile devlet kademelerinde yükseltti.

Aradan aylar geçti aynı ifadeyi bu kez başka üst düzey bir bürokrat kullandı. Kendisinin de zaman zaman sohbetlerine katıldığı bir cemaatin müdavimi olduğunu düşündüğü üst düzey bir polis şefinin paralel yapıya yönelik operasyonlarda gözaltına alınarak tutuklanmasına ilk başlarda şaşırmış. Sonra yaşananları geçmişe doğru süzünce olayın aslını anlamış. Söz konusu emniyetçi, 2012 MİT krizinin ardından yavaş yavaş ağız değiştirmiş. 17-25 Aralık'tan sonra aslına dönmüş. Bu kişi emniyette aslında hiç ilgisinin olmadığı cemaat referansı ile daire başkanlığına kadar yükselmiş.

“Pirincin içindeki beyaz taş” adı verilen bu yöntemle aslında hiç de ilgin olmadığı yapıya yakınmışsın gibi davranıp, asıl amacına hizmet ediyorsun. Bir anlamda bu bir istihbarat yöntemidir. Ajan yerleştirmek gibi bir durum.

FİTNENİN EN BELİRGİN YÖNTEMİ

Türkiye zor bir süreçten geçiyor. İçeride ve dışarda ülkemize yönelik hain emeller besleyenler tüm güçleriyle saldırıyor. PKK ve IŞİD başta olmak üzere tüm terör örgütleri aynı anda saldırıya geçti. Türkiye 7 Haziran'dan bu yana geçici bir hükümetle yönetilmesine rağmen, devlet refleksiyle tüm bu saldırılar karşısında tarihinin en büyük operasyonlarını yapıyor.
Bu zor süreçte en çok pirinçteki beyaz taşlara dikkat etmemiz lazım.
Açık düşmandan gelen saldırılara karşı strateji geliştirebilir savunma pozisyonu alabilirsiniz. Ancak içerden gelen tehlikeye karşı koymak çok zor.

AK PARTİ SON VİRAJDA

Recep Tayyip Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı seçilmesiyle AK Parti'de zorlu bir dönem başladı. Önce yeni genel başkan seçildi, ardından 7 Haziran seçimleri, koalisyon görüşmeleri, olağan büyük kongre, MKYK ile MYK listeleri derken, milletvekili listeleri ve son olarak 1 Kasım seçimleri. Başbakan Ahmet Davutoğlu dün AK Parti'nin 1 Kasım seçimlerine ilişkin seçim beyannamesini açıkladı. Artık gözler 25 günlük seçim sürecinde olacak. AK Parti karşıtları, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Başbakan Davutoğlu arasında acaba bir görüş ayrılığı olur mu umuduyla yanıp tutuştukları bir dönemde MKYK ve MYK konusunda çıkan haberlere dikkat etmek lazım. Önce “MKYK listesi Erdoğan tarafından belirlendi” denilerek bir fitne sokulmak istendi. Ardından da “MYK'ya Hoca damgasını vurdu” denilerek fitne derinleştirilmek istendi. Neyse ki bu fitne iki liderin basireti sayesinde sıkıntısız atlatıldı.
AK Parti'nin bu süreçte pirinçteki beyaz taşlara dikkat etmesi gerekir. Yoksa her dişle sağlığımız zarar görebilir.

Her şey oy demek değildir

Siyasette tabi ki oy almak önemlidir. Ama siyasette her şey oy için yapılmaz. AK Parti, aday tespiti için teşkilat mensuplarını Ankara'ya çağırdığı dönemde, Şanlıurfa teşkilatından bir üye, muhabirimiz Çetiner Çetiner'i ziyarete geldi. Büroda otururken bir yandan haberlerle ilgilenirken bir yandan da Çetiner ve teşkilat üyesi arkadaşın sohbetlerine kulak verdim. AK Parti üyesi, Urfa'da 7 Haziran seçimlerinde aday tespiti ile ilgili yapılan yanlışlıkları sıralıyordu. Özellikle Urfa dışında yaşayan isimlerin aday gösterilmesine yönelik eleştirilerini duyunca söze girdim. “Siz şimdi Faruk Çelik'i de istemezsiniz” dedim. “Yoo o başka” dedi. “Urfa dışında yaşayan isimlerin adaylığına itiraz ediyorsunuz ama Urfalı bile olmayan Faruk Bey için başka diyorsunuz” diye sözlerimi sürdürdüm. Faruk Çelik'le ile ilgili çok şey anlattı. Ancak iki örnek çok önemli. Birincisi, esnaf ziyareti sırasında kapısına geldikleri bir esnaf için teşkilat üyeleri, “Sayın Bakanım bu adam bize muhalif” diyerek o esnafın es geçilmesini istemişler. Faruk Bey tam tersini yapmış. Esnafı ziyaret etmiş uzun uzun sohbet etmiş. İkinci örnek ise yine bir aşiretin önde gelen bir isminin AK Parti aleyhinde konuştuğunu söylemişler Faruk Çelik'e. Faruk Bey de hemen onun telefonun numarasının bulunması talimatını vermiş. Telefon numarası temin edilince de bizzat kendisi aramış. “Alo Ben Faruk Çelik” demiş. Hal hatırdan sonra müsait bir zaman da çayını çorbasını içmeye gideceğini söylemiş. Ve dediği gibi de yapmış, AK Parti'nin aleyhinde konuşan aşiretin ileri gelenini ziyaret etmiş çayını çorbasını içmiş.

Bu esnaf ve aşiret ileri geleni AK Parti'ye oy verip vermediğini bilmiyoruz. Ama Faruk Çelik'in bu davranışının teşkilat başta olmak üzere Urfa'da büyük etki yaptığını görüyoruz. Eğer ülke yönetimine talipseniz, aslında en çok size oy vermeyenle temas kurmanız lazım. Size oy verenlerin ne düşündüğünü ve ne istediğini biliyorsunuz. Size oy vermeyenlerin ne düşündüğü çok daha önemli. Faruk Çelik yılların siyasetçisi, bu özelliğinden dolayı Alevi Çalıştayları'nda büyük mesafe alınmış. Ve dün açıklanan AK Parti beyannamesinde Alevilerin sorunlarıyla ilgili çok önemli bir taahhüt yer alıyor. Cemevlerine hukuki statü verilmesi taahhüt ediliyor.
#Paralel yapı
#AK Parti
#1 Kasım
8 yıl önce
Pirinçteki beyaz taşlara dikkat
İnsaf!
Dağ yürekli adamların büyük seçimine doğru
Demografik dönüşüm
Seçim bitsin, önümüze bakalım!
Yerel seçime ramak kala: DEM, Yeniden Refah ve İYİ Parti