Son zamanlarda sigorta konusunu sıkça işleyen Kılıçdaroğlu,
sorusuyla
1961 öncesi Cumhurbaşkanlığı sistemini adeta yok sayıyor. Konumuz Mustafa Kemal Atatürk'ün, İsmet İnönü'nün ve Celal Bayar'ın partili Cumhurbaşkanı olması değil tabii. Konumuz
. Partili cumhurbaşkanı devletin sigortası olamayacağına göre, partisiz cumhurbaşkanlığı sistemini kimlerin icat ettiğini, nasıl ve hangi devletin sigortası haline getirildiğini ayrıntılarıyla ele almakta fayda var.
Yıl 1960, partili cumhurbaşkanlığı nedeniyle devletin sigortası olmadığı için milletin oylarıyla oluşan iktidar yüzünden elektrikler sık sık kesiliyordu. Elinde silah olan (
) devletin sahipleri(!) olaya el koymuş. Bir daha elektriklerin kesilmemesi için partisiz ve tarafsız cumhurbaşkanlığı
icat ettiler. O gün bugün elektriklerimiz hiç kesilmedi. Sağ olsunlar elektrik akımında bir dengesizlik olunca hemen şalteri indirdiler.
devletin ilk cumhurbaşkanı, 27 Mayıs'ta şalteri indirip, milletten aşırı elektrik aldığı için Adnan Menderes'i idam sehpasına götüren Cemal Gürsel oldu. Gürsel, cumhurbaşkanlığı boyunca
görevini layıkıyla yerine getirdi,
sağladı.
rejimin ikinci Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay, 1971 Mart muhtırasında rüştünü ispatladı. 1969'da milletin Adalet Partisi'ne verdiği yoğun enerjiye kaçak hat bağlayarak, CHP'den istifa ettirilen bağımsız(!) Nihat Erim'e hükümetler kurdurdu. Sunay, yine milletin iradesine rağmen bir hükümet de Ferit Melen'e kurdurdu.
27 Mayıs sisteminin üçüncü
(seçilme biçimi apayrı bir yazı konusu)
. Melen hükümetinin çekilmesiyle hükümeti kurma görevini Cevdet Sunay
1969 yılında Adalet Partisi tek başına iktidara gelmesine rağmen, 1969-74 yılları arasında milletin yetki vermediği herkes Başbakan ve Cumhurbaşkanı oldu. O tarihte bu önemli makamları işgal edenler, ortak bir sloganda buluşsalardı
derlerdi herhalde.
Fahri Korutürk'ün sigortalı rejim için yaptıkları saymakla bitmez. Mesela 1974 yılında sadece 17 kişiden güvenoyu alabilen Sadi Irmak hükümeti de Korutürk'ün eseri.
.
1960-80 yılları arasında milletin iradesine o kadar kaçak hatlar çekilmiş ki, artık sistem iflas etmişti. Aylarca cumhurbaşkanı seçemeyen Meclis, işlemez hale geldi ya da getirildi. Sigortalı devlet artık işlemez hale gelince Kenan Evren, yine 27 Mayısçıların ihdas ettiği
(Pardon yönetime el koydu). 12 Eylül darbecileri, 27 Mayısçıların boşluklarını doldurdu. Artık
rejime kavuşmuştuk.
Artık sigortalı devletin güçlü kurum ve kişileri oluşmuştu. Dönemin Başbakanı Turgut Özal, “Yürürlükteki kanunlara aykırı olmamak kaydıyla üniversitelerde kılık kıyafet serbest” deyince kıyamet koptu
.
12 Eylül ile pekiştirilen sigortalı devletin marifetleri ve adamları saymakla bitmez.
.
Vural Savaş: 1995 seçimlerinde 1. parti olan Refah Partisi'ne “habis ur” gibi hukuk dışı ifadelerle kapatma davası açması.
.
Süleyman Demirel'in Erbakan'a hükümeti kurma görevi vermeyerek güvenoyu alamadığı Anayasa Mahkemesi'nce tescillenen Ana-Yol gibi ucube bir hükümet kurdurması. Yine Demirel'in 283 milletvekilinin imzasını yok sayarak, “
.
Hüsamettin Cindoruk'a şemsiye partisini kurdurarak, şantaj-montajla DYP'den istifa ettirilen milletvekillerini bu parti çatısı altına toplayarak, milletin vermediği iktidar yetkisini Ana-Sol-D hükümetine vermesi.
Kılıçdaroğlu, son günlerde Anayasa Mahkemesi'ne çatıyor. CHP şak deyince tak yapan bir mahkeme istiyor.
Yazı uzadı ama Abdurrahman Yalçınkaya'yı da unutmamak lazım. AK Parti'nin cumhurbaşkanı seçmesi engellenemeyince bu kez partiyi kapatmak istediler.
manşetinin ardından Anayasa Mahkemesi'nin kararını ayrıca unutmamak lazım.
Recep Tayyip Erdoğan'ı muhtar bile yaptırmak istemeyen sigortalı devlet, 2007 yılında halkın
demesiyle bitkisel hayata girmişti. Birileri hala 27 Mayıs'ın arzularıyla yaşamaya devam etse de