Millî seferberlik devam ediyor. İmtihan gecesinden alnının akıyla çıkan emin ve derin millet, teyakkuz halini sürdürüyor. Allah'ın izniyle hep beraberiz ve kıyamdayız.
Ülkemizin kıymetini daha iyi anladık. Yerimizi tamamen bulduk. Sadıklardan olduk. Şehitlerimizin emeğini de unutmayalım.
Ramazan ayında fark etmiştim. Gecenin içinden dışarıyı seyrederken. Sokağımızın camisi tek minareli. Hemen karşımızda görünen caminin ise iki minaresi var. Tek minareli camide sadece kandil yanıyor. İki minareli olana ise güzel sözlü bir mahya asmışlar. Yan yana gelmekle, birlik olmakla ilgili basit ama etkili bir örnek.
15 Temmuz gecesi, insanımız yan yana gelmiş, birbirine kenetlenmiş ve son sözü söylemiştir.
O gece, Türkiye'nin büyük anlamı ortaya çıktı. Doğu ile batı arasındaki sınırlar ve sıkıntılar belli oldu. Sınır: İnsaniyet.
Cumhuriyet tarihi için söylüyorum. O gece, düşman diyemediğimiz için 'dost ve müttefik' dediğimiz ülkeleri ilk defa yendik. Fena yendik hem de.
***
Çünkü işçiler, çiftçiler, emekçiler, garibanlar ilgi alanlarına girmiyor. Hep tepe kadrolar, kilit noktalar, yönetici takımı, varlıklı kesim. Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan'ın muhtarlarla toplantı yapması, daima onlara hitap etmesi boşuna değilmiş demek. Bir bildiği varmış. Bütün bunlar, Acıbadem Mahallesi Muhtarı Mete Sertbaş'ın şehadet görüntüsünü izlerken aklıma geldi.
Soruları çalanlar, hayatları çalanlar, memleketimizi de çalmak istediler.
Böylece İslâmlıktan ve insanlıktan çıkmış oldular. Son cümlemizi biraz açmamız gerekiyor.
Sizi kimler destekliyor veya alkışlıyor? Karşınızda duranlar ve yanınızda olanlar kimlerden oluşuyor? Durum: İslâm âlemi karşınızda, Batı dünyası yanınızda. Amerikalı generallerden papaya kadar. Uluslararası medya görüş alma yarışında, aklama telaşında. Acaba neden?
Muhterem milletimiz, göreceğini görmüş, anlayacağını anlamıştır. Kiralık katilleri, satılık tetikçileri iyice tanımıştır. Kalplerdeki vatan duygusunu köreltip hain nesil yetiştirenleri güzelce bellemiştir. Hamd.
Kaçak teröristleri ihbar eden çiftçi kardeşlerimizden biri, olay anını anlatıyor: “Sesler duyduk önce, azılı domuz sandık.” Maalesef, azılıları hep yurt dışına kaçtı.
***
Kavganın sonucuna göre duruş belirleyen bazı kimseler; şimdi sahneleri dolduruyor, kürsülerden inmiyor ve yüksek sözler ediyor olabilir.
Onlar da lazım.
Onlar vazifesini yapar ve kenara çekilir. Ancak ihtiyaç olduğunda ortaya çıkar. Fedakârlığını dillendirmez, 'şimdi reklâmlar' demez.
