|
Kötülükten medet ummak...

Her daim 'Allah kötüye fırsat vermesin' diye dua ederiz, ediyoruz. Türkiye, kötülük konusunda 'fırsatlar ülkesi'ne dönüşmüş durumda. Gün geçmiyor ki, kötülüğün yeni bir çeşidiyle karşılaşmayalım.



Büyük sözü: '

Aklın varsa kötülüğe heves etme.'

Heves gibi güzel bir kelimeyle kötülük nasıl buluşuyor, bunu da iyi düşünmek lazım.



En haksız kimsenin bile kendine göre haklı bir gerekçesi vardır, oluyor.

Nice alçak işler, yüksek idealler uğruna yapılabiliyor.

Ölçüyü kaybetmek, fıtratın dışına çıkmak, herhalde böyle bir şey. İnsanın, kendi içindeki ilahi dengeyi / teraziyi kurcalayıp bozması.



Konfüçyüs kitabını okurken bu cümlenin altını çizmiştim:

“Kendisinden çok, başkalarından az şey isteyen biri kötülükten kaçınabilir.”

(Avangard Kitap, sayfa 159.) Hakikaten öyle. Kötülük sahiplerinin hayatlarına, söylemlerine dikkat edin. Sürekli isteyen, talep eden kimseler bunlar. 'Alma ağacının altında' yaşıyorlar. Ne verirseniz verin, yetmiyor, az geliyor. Daha ötesinin olmadığını bildikleri halde, istemekten çekinmiyorlar. Verirseniz iyi değilsiniz, vermezseniz kötüsünüz. Sonunda, size ait olanı da elinizden almaya çalışırlar.



Bu tür insanları hayatın her alanında görebilirsiniz. Sıcak bir örnek:

Hak aramak bahanesiyle terör estirenler, mevcut haklarının önemli bir kısmına hangi liderin / partinin zamanında kavuşmuştur?


Kötülükten ve yalandan medet ummaktan daha utanç verici ne olabilir?



*


Herkes vazifesini yapıyor ve yapacak. İyi iyiliğini, kötü kötülüğünü.



Elbette hata olur, olacaktır.

İnsanın hayatı ile hatası beraber ilerler.

Biz burada hatalardan değil, tercihlerden bahsediyoruz. Kötülüğün, düşmanlığın gönüllü olarak tercih edilmesi. Onca güzelliğe rağmen, o şıkkın işaretlenmesi.



Kıymetli yurdumuz, aziz milletimiz, içerden ve dışardan olmak üzere, örgütlü bir kötülükle karşı karşıyadır.



Öte yandan, şunu da söylemek gerekiyor: Ülkemizi yönetenler, neredeyse iki yüz yıldır, dostunu ve düşmanını seçemez / tanıyamaz vaziyettedir. Dostumuz kim? Batı. Maruz kaldığımız nice kötülüğün kaynağı kim? Batı.



Bize düşmanlık edenler, 'dostlarımızın' verdiği silahı ve aklı kullanıyor.


Anlaşılan o ki, esaslı bir bahar temizliğine ihtiyacımız var. Sadece topraklarımızda değil, gönüllerimizde de.



Biliyorsunuz, 'yan yana' ifadesi bile ayrı yazılıyor.

'Birlik ve beraberlik' derken, araya bir bağlaç koyma ihtiyacı hissediyoruz. Aynı olmamak, ayrı olmak manâsına gelmez. Çalışmamız gereken konulardan biri de budur.



*


Bize bu satırları yazdıran, gazetemiz Yeni Şafak ve Yeni Akit'e yapılan

dır.



Amacın korkutmak ve yıldırmak olduğu yazılıyor.



Kendimiz için söyleyelim:

Korkacak insanın, böyle zor bir zamanda, Yeni Şafak gazetesinde ne işi var?

#yeni şafak
#saldırı
#terör
8 yıl önce
Kötülükten medet ummak...
İkiyüzlü dünyanın 200 günü
Garson nereye baksın?
İnsafsız takas!
Erdoğan’ı/AK Parti’yi Kürtsüz bırakma operasyonu…
Riyakâr Bey ile ‘Yamyam’ Biraderler