|
Yanlış giden bir şeyler var

Türkiye büyük bir ölümden döndü.



15 Temmuz gecesi vatan siperini dolduran insanların hakkını ve emeğini gözetmemiz, hatta birkaç adım ileriye taşımamız gerekiyor. Peki, öyle mi yapıyoruz?



Kişisel hesaplaşmaların öne çıktığı bir sürecin içindeyiz.

Eskiye ait ne varsa günümüze getiriliyor. Vaktiyle şunu demiştin, bunu yazmıştın, şöyle yapmıştın gibi. Bütün bunlar hakikate nasıl bir katkı sağlar?



Hata insana mahsustur. Ahiret yurdundan dünya devletine niçin gönderildik?



Zaman içinde işlerle ve isimlerle ilgili fikrimiz değişebilir. Normaldir bu. Meselenin aslını öğrenmiş, kişilerin gerçek yüzünü görmüşüzdür.

Örneğin vefa diyen vefasız, vatan diyen vatansız çıkmıştır.


Bizler Müslüman insanlarız. Kul hakkını hesaba katmamazlık edemeyiz. Düşmanlıkta aşırıya gidemeyiz. Kusurları ifşa etmekle değil, örtmekle yükümlüyüz.



Nihayetinde hainler belli. Evet, kimisi kayıp veya gizli. Buna rağmen suçlular ortada. Adres herkesin malumu.

Birbirimizi üzmekten, yormaktan, karalamaktan ziyade, bu karanlık ve kullanışlı yapıya yönelik adımlar atmalıyız. Tehlike hâlâ devam ediyor. İç ve dış tehditler sürüyor. Ordumuz savaşta.



Millet ve memleket olarak zorluk derecesi yüksek bir dönemden geçiyoruz. Vatan, bütün kişisel hesapların ve kavgaların üstündedir, önündedir. Neydi en ağır kelime?

Vebal.


Hiç düşünmeden ortaya atılan isimler, iddialar. Yıllar önce ve hasbelkader yer aldığınız herhangi bir fotoğraf karesine yıkıcı anlamların yüklenmesi. İlişkilerin mahremiyetine kadar kurcalanması. Bazı arkadaşlarımız 'habercilik' diyebilir. Derdimiz başka. Buna rağmen haberciliğin yanına da aynı ağırlığı ekleyelim: Vebal.



***



Sesli yazalım: Türkiye büyük bir ölümden döndü. Cinayete teşebbüs edenleri biliyoruz. Bir kısmını tanıyoruz.


Bütün çabamız, bunun tekrarlanmasını önlemek yönünde olmalıdır. Yapan, imkân bulunca yine yapar. Hangi grup olursa olsun, gücünü işte buna harcamalıdır. Dikkatini ihanetin engellenmesine vermelidir.



Özellikle 'grup' dedim. Artık camia yok, gruplar var. Yani taraflar. İnşallah düzelir.



İnancımız gereği adaletten ayrılamayız. Ayrılırsak o soylu kimliğimizi kaybederiz. Durduğumuz yer, hakkaniyet olmaz.

Bir misal: Filanca siyasetçinin çalıştığı isimlerden biri paralelci çıkmış, tutuklanmış. O siyasetçiyi benimsemiyorsak eğer, bu isim üzerinden istediğimizi yazabiliriz. Peki, herkese yazabiliyor muyuz? Sükût.



Adil olmak ne güzeldir. İnsana kıymet katar.


Paralel yapının dokunmadığı kurum, yanaşmadığı yer, girmediği hâne kalmış mı? Kiminin evladı, kiminin eşi, eniştesi, damadı veya kendisi. Kardeşi, akrabası, arkadaşı. Danışmanı, yaveri, özel kalemi. Buradan yola çıkmak, bizi şuraya götürür mü?

Karşımızdakini suçlamadan evvel kendimize bakmalıyız.

Düne değil, yarına odaklanmalıyız.

Sayın Erdoğan'ın “şu saatten sonra” çıkışı işte bu yüzden önemlidir.


Darbeci katillerle şahsiyat yaparak mı mücadele edeceğiz? Suçlu gözümüzün önündeyken cezayı başkalarına mı keseceğiz? Bilemedim, o yüzden soruyorum: Fırsattan istifade etmek, mümince bir davranış mıdır?



Söylemek istediğimiz şudur:

Tanıdığımız, sevip saydığımız ve evveliyatını bildiğimiz insanların birbirlerini zan altında bırakan cümlelerine şahitlik ediyoruz.

Yahut temiz kimselere yapılan itibar suikastlerine. Bütün bunlar mücadeleyi hafifletmek, değişik yönlere çekip etkiyi azaltmak anlamına da geliyor.



Magazin gibi. İtirafçıların hiçbir şey anlatmayan sözleri gibi. Paralel örgüt liderinin güya en yakınındaki itirafçılar, bugüne kadar kaç suçlunun ismini vermiş, hangi karanlığı aydınlatmışlar? Karakutu diye takdim edilenler vasıtasıyla açıklığa kavuşmuş bir konu / konuşma var mı? Yok.



***



Yaşananlar ve karşılıklı zırara dönüşen kavgalar nedeniyle, “operasyon bize döndü” yorumları hızla artıyor. Çünkü suçlulardan ziyade birbirimizi takip ediyoruz.


Saklananı bulmak, gizleneni ortaya çıkarmak, suçluya hak ettiği cezayı vermek elbette şarttır ve borçtur.

Kul hakkına ve vatan hatrına kendi içimizde dahi riayet edemezsek, adaleti nasıl sağlayacağız?

Şaibeli isimlerle temizlik yapılamaz. Kabul. Peki, birbirimize kıymakla olacak iş midir bu?


#15 Temmuz
#Vebal
8 years ago
Yanlış giden bir şeyler var
Var tartışmaları
Kara dinlilerle milletin savaşı
Tevradî bir mitin Kur’anî bir kıssa ile tashihi
i-Nesli anlaşılmadan siyaset de olmaz, eğitim de…
İç talebe ilişkin öncü göstergeler ilave parasal sıkılaştırmaya işaret ediyor!