Piyasa rakamlarını okuyan papağanlık sayısı hayli fazla olmasına karşılık, piyasa sorunları sahipsizlikten de olsa gerek üstümüzde kaldı. Ne de olsa ülkemizin bugün fazla dikkat çekilmek istenmese de en açık tarafı sermaye piyasalarının ta kendisi. Her borsa endeksi okunduğunda, yüreğim bu ülke değerleri yerine ABD''nin değerlerinin ölçüt olarak öne çıkmasına zor dayanıyor.

Borsanın içi satılmış ise dışı da neden satılmasın ki!

(Önümüzdeki haftaya damga vuracak bir konu) Piyasa denilen finans kavramı sadece bizde sorun değil. Bugün dünyada yaşanan açlık sorununun dahi bir sebebi finans canavarıdır. Çok ilginç ve çok özel bir zaman dilimi içerisindeyiz. İnsanlık tarihi açısından belki de uzun yıllar ders olabilecek bir dönemden geçiyoruz ama başarısız bir sınav bu.

Bakınız son olarak İngiltere mortgage kredilerinde değişime gitti. Yaklaşık olarak 100 milyar dolarlık sorunlu kredi piyasadan alınırken merkez bankası karşılığında devlet kâğıdı verdi. Benzer işlemler ABD''de fazlası ile zaten yapılmıştı. Kriz korkusu ile finans sektörü ve bu sektörün başlıca aktörleri müthiş şekilde destekleniyor.

Gelişmiş ülkeler reel kesime gitmesi gereken veya reel kesimden kaynağı temin edilen sermayeleri finans kesimine aktarmayı tercih ediyorlar. Gelirin büyük kısmını kazanan finans kesimi ve aktörleri ise o kadar tehlikeli ilişkiler içerisine girdiler ki sorun dünyada açlık ve savaşlara kadar uzanabiliyor.

Kemal Derviş “görevi sadece reel kesimi beslemek olan finans kesiminin kârdan aldığı payın anormal arttığına” dikkat çekmişti. Gözünü kâr hırsı bürümüş bir kesim nasıl olur da bu kadar büyük destekleri arkasına alabiliyor. Nitekim geçen hafta ülkemize yönelik bir finans tehdidini yaşadık. Merkez Bankası''nın sıcak para politikasına yönelik faiz artırımına zorlanması içimizi burktu.

Kâr hırsı ile hareket eden finans kesiminin gıda sektörü üzerinde de aktif rol alması, emtia fiyatlarında olduğu gibi piyasaları allak bullak etmeye başladı. Artık fiyatlar reel arz ve talebe göre belirlenmekten uzaklaşarak, finansal araçların arz ve talebine göre şekilleniyor. Bir tarafta küresel ekonomik kriz ve buna bağlı talep miktarında düşüş beklenirken diğer yanda emtia fiyatları nasıl artabiliyor.

Finans oyunları kâr hırsı ile fiyatları yukarı çekerken insanlık açlık ve çatışmaların eşiğine geliyorsa, artık gelişmiş devletlerin finans kesimini değil insanlığı desteklemeleri gerekmiyor mu? Türkiye''miz için de aynı şeye ihtiyacımız yok mu?