|
"Adriyatik"ten Çin Seddi"ne" ne oldu?

Vefatının yedinci yıldönümünde Turgut Özal''ın dış politikada ve iç toplumsal yapıda çizdiği ufuk çizgisinin, özgürlükler üzerine kurduğu refah toplumu projesinin yerinde yeller esiyor şimdi. Dünyaya açılan Türkiye toplumu alabildiğini sıkıştırılıp tekrar kontrol altına alınırken, iktidar aygıtlarındaki yaygınlaşma dizginlenirken, tabana yayılan ulusal zenginlik yeniden merkezileştirilirken, bireysel özgürlüğün en dar yorumlarına bile müsamaha göstermeyen ''devlet kontrolü'' yeniden tesis edilirken, aynı daralma ve içe kapanma dış politikada da trajik bir şekilde kendini gösteriyor.

Türk dış politikası hızla Sovyetler''in çöktüğü, yeni bir dünya sisteminin temellerinin atıldığı, kaynakların yeniden paylaşıldığı doksanlı yılların öncesine dönüyor.

Çin Seddi''ne varamadık

Balkanlar, Karadeniz, Ortadoğu, özellikle de yeni sistemin ağırlık noktasını oluşturan Kafkaslar-Orta Asya eksenindeki stratejik avantajları, Soğuk Savaş döneminin cephe ülkesi Türkiye''ye bölgesel bir güç olarak öne çıkma şansı vermişti.

Dünyadaki değişim ve yenilenmenin hızını yakalamaya çalışan Türkiye, bir taraftan toplumsal zenginliğini ekonomik ve siyasal alanda itibara tahvil etmeye çalışırken, diğer taraftan da uluslararası güç dengelerinde belirgin bir rol oynamaya başlamıştı.

"Adriyatik''ten Çin Seddi''ne" şeklinde formüle edilen etkinlik alanı, son yıllarda içeride yaşadığımız gerilimlerin temelindeki ''ideolojik konsept''in dış politikaya da uyarlanmasıyla, Balkanlar''da, Ortadoğu''da ve Kafkasya-Orta Asya ekseninde ardı ardına hayal kırıklığına dönüştü.

Çin''i Adriyatik''e taşıyoruz

"Adriyatik''ten Çin Seddi''ne" kimler mi at koşturuyor şimdi? Kafkaslar''ı teslim ettiğimiz Rusya''nın faşist Devlet Başkanı Vladimir Putin ile dün Türkiye''ye gelen Çin Devlet Başkanı Jiang Zemin.

Türkiye, "Çin Seddi''nden aldığı Pekin yönetimini Adriyatik''e, hatta Kudüs''e kadar taşıyor.

Orta Asya''nın enerji kaynakları yönünü Batı''dan Doğu''ya dönmüş durumda. Kazak petrolü Rusya üzerinden Çin''e taşınıyor. Türkmen gazının yine Rusya üzerinden Batı''ya ve İran-Pakistan üzerinden Hint Okyanusu''na taşınması için çalışılıyor. Moskova ve Pekin Orta Asya''yı dünyaya kapatmak üzere.

Türkiye ise, İsrail''e endeksli ''İslam fobisi'' üzerine şekillendirdiği politikasıyla Orta Asya''da ''radikal İslam''ın peşine düşmüş durumda. Bölge yönetimleriyle tek ortak çabası da bu.

Bakü''de toplanan son ''Türkçe Konuşan Devletler Zirvesi''ne Türkmenistan ve Özbekistan devlet başkanları katılmadı. Bu Türkiye''ye çok ciddi bir uyarıdır. Bakü''deki zirve muhtemelen son zirve olacak.

Putin''e de ''Devlet Nişanı'' verin

Ankara, Kremlin''e endeksli politikasıyla Kafkasya''yı terketti. Hem de öyle bir terketti ki, dört yüz yıllık bir direnişin evlatlarını ''uluslararası terörist'' olarak damgaladı. Çeçenistan''daki soykırım Ankara''nın umurunda bile olmadı. Ne de olsa onlar Putin''in dediği gibi ''Vahhabi teröristler''di. Bununla da yetinilmedi. Bölgeye duyarlı insanların çabaları baskı altına alındı, engellendi.

Aynı oyun Doğu Türkistan''a da oynanıyor. Ecevit''in Moskova''da Putin''li imzaladığı ''terör anlaşması'' gibi, Pekin''le imzalanan anlaşmalarla bu sefer Doğu Türkistan halkı terörist ilan edildi. Mesut Yılmaz''ın genelgesiyle Doğu Türkistan davası Türkiye''de mahkûm edilmişti zaten. Pekin''de imzalanan son anlaşmayla da, tıpkı Çeçenler gibi, yıllardır soykırıma, katliamlara, idamlara, nükleer denemelere maruz kalan bu mazlum halk ''terörist'' ilan edildi. Şimdi bu ifadeler Zemin-Demirel arasında Ankara''da imzalanacak anlaşmada da parafe edilecek.

Türkiye bununla da yetinmedi. Zemin''e Devlet Nişanı'' verilmesine karar verdi. Hem de MHP''li bakanların imzasıyla... Soykırımın temsilcisi ödüllendirildi.

Ne adına? Askerî teknoloji adına. İsrail adına. İslam fobisi adına...

24 yıl önce
"Adriyatik"ten Çin Seddi"ne" ne oldu?
Haydi kızlar
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir