|
Soros-Mahathir kavgası ve Türkiye

Devlet Bakanı Kemal Derviş''in dünyaca ünlü Musevi para spekülatörü George Soros''un özel temsilcileri Antnio Richter ve Aryeh Neier ile görüşmesi Güneydoğu Asya''nın derin bir ekonomik krize sürüklendiği dönemde Malezya Başbakanı Mahathir Muhammed ile Soros arasındaki keskin kavgayı hatırlamamıza yol açtı. Kurduğu fonlarla yüzmilyarlarca doları yönlendiren, Balkanlar''ı, Rusya''yı ve Orta Asya ülkelerini siyasi hesaplara göre dizayn edilmiş görünüşte yardım kuruluşlarıyla donatan Soros, 1997 yılında korkunç bir kaosa sürüklenen Güneydoğu Asya''nın kaderini belirleyen kişi olarak biliniyor.

Soros''u, Batı''nın yönlendirmelerine direnip kendi politikalarını uygulayan bölge ülkelerini "çizgiyi aştıkları" için cezalandıran "uluslararası finans kuruluşlarının tetikçisi" olarak niteleyen Mahathir''in öfkesi aslında Soros''tan ziyade uluslararası finans kuruluşlarına yönelik.

Aslında kendisi de küreselleşmeye, kapitalist sisteme, serbest piyasa ekonomisine inanan ve yabancı sermayeye önem veren Mahathir''in uluslararası sermaye kuruluşlarına karşı başlattığı amansız savaşın gerekçeleri ve uluslararası sisteme yönelik itirazları, bugünlerde aynı kaosun içinde bulunan Türkiye açısından da ciddi mesajlar içeriyor.

"Ülkelerimizi yağmalıyorlar"

Mahathir''e göre uluslararası sermaye, Güneydoğu Asya, Latin Amerika, Güney Kore gibi, "refah ülkeleri" ile gelişmekte olan ülkeler arasındaki çizgiyi zorlayan ve uluslararası sermayenin kontrolünden bağımsızlaşma eğilimi gösteren ülkeleri cezalandırıyor.

Krizin sıcak günlerinde Asya''yı Batı''nın "tahrip edici finansal fikirler"ine karşı önlem almaya çağıran Mahathir, bu dev güçlerin para kazanmaktan başka değer yargılarının bulunmadığını belirterek, "Şirketlerin nasıl yutulduğunu görüyorum. Sınırlarımızda yığınak yapıyorlar. Sonra her şeyi ele geçirmek için ülkelerimize girecekler. İnsanlarımız ızdırap çekecek. Kafalarını koparmak istiyorum. Ancak buna gücüm yetmiyor" diye haykırıyor.

Malezya Başbakanı, uluslararası sistemin gelişmekte olan ülkelere yönelik bir sömürü mekanizması kurduğunu, bu ülkelerin ekonomilerini kontrol ettiğini, mekanizmaya karşı çıkan veya mekanizmadan kurtulma eğilimi gösteren ülkelerin ise derin bir krize sürüklendiğine inanıyor.

Mahathir''in uluslararası finansın, dolayısıyla uluslararası sistemin bu ülkelere yönelik "sömürü tuzağı"na karşı geliştirdiği akıl dolu itirazları, küreselleşmenin karşı konulmaz gücü karşısında çaresizlik içinde kaybolup gitti.

"Direnirseniz sizi yok ederiz"

1997''de Hong Kong''da yapılan Dünya Bankası Yıllık Toplantısı''nda gelişmekte olan ülkelere yönelik Haçlı Savaşı''na isyanının ana hatlarını dile getiren Mahathir, sorunu, "Onların yapmayın dediklerini yaptık ve başarılı olduk. Yapmayın dediklerini yaptığımız için de cezalandırılıyoruz" diye özetledi.

"Japonya, Kore ve Meksika gibi ülkeler gelişmiş ülkelerle aralarındaki açığı kapatmak üzereyken uluslararası komplo ile yüz yüze geldiler. Bizden Meksika yolunu izlememiz istendi. Oysa Meksika uluslararası sermayenin manipülasyonu ile büyük darbe yedi ve arkasından 20 milyar dolar borç almaya zorlandı" diyen Mahathir, sermaye ihraç eden ülkelerin refahın başkalarını fakirleştirmekle mümkün olduğuna inandıklarını, zenginliği fakir ülkelere karşı bir silah olarak kullandıklarını söylüyor..

Yabancı sermayeye çok geniş imtiyazlar tanıdıklarını ancak bu firmaların yerel ekonomiyle hiç bir zaman bütünleşmediğini ve yerel katılıma imkan vermediğini dile getiren Malezya Başbakanı, uluslararası sermayenin Güneydoğu Asya''dan gelişmiş ülkeleri yakalama mücadelesini durdurmasını istediğini açıkça dile getiriyor.

"Rant ekonomisi ahlaksızdır"

Bakın Mahathir ne gibi itiraflarda bulunuyor:

"Bize spekülasyona izin vermemiz söylendi. Büyümeyi durdurmamız, mega projelere girmememiz istendi. Büyük ülkeler bizden, fakirleşmeyi kabul etmemizi, uluslararası finansın bunu istediğini, bu güce karşı direnmemiz halinde bizi yok edeceklerini bildirdiler. Yabancı sermayeye geniş imkanlar tanıdık, spekülasyona izin verdik. İstedikleri hisseyi satın alıp istedikleri zaman ülke dışına çıkarmalarına imkan tanıdık. Ancak daha sonra büyük fonlar spekülasyonlara başlayarak devasa miktarda para kazanıp bunları ülke dışına çıkardılar.

Rant ekonomisinin reel ekonomiden yirmi kat daha büyük olduğunu söylediler. Bankalar arasındaki bu ticaret halka hiçbir şey vermedi. Milyarlarca dolar sadece bankalar arasında alınıp satıldı. Reel ekonomiye hiçbir katkısı olmadı. Rant ekonomisi zorunlu değil, üretici değil ve ahlaksızdır. Durdurulmalı ve yasadışı ilen edilmeli. Bizim buna ihtiyacımız yok. Bizim sadece reel ekonomiyi finanse etmek için paraya ihtiyacımız var..."

"Bize ne söyledilerse tersini yaptık" diyen Mahathir, tersini yaptıkları için de başarılı olduklarını, dev yatırımlara giriştiklerini, bu ülkelerle aradaki açığı büyük oranda kapattıklarını, bunun bedeli olarak da dünya sisteminin kendilerinden intikam aldığını dile getiriyor. Malezya, Meksika, Güney Kore, Arjantin ve Türkiye hem ekonomik hem de siyasi olarak belirleyici olabilecek ve refah çizgisini zorlayabilecek ülkeler. Dolayısıyla Güneydoğu Asya''nın başına gelenlerden bizim de alacağımız dersler var...

23 years ago
Soros-Mahathir kavgası ve Türkiye
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir
Yeni tehditler ve Türkiye’nin kurumsal güncellenmesi