|
Türkiye’nin haritası değişince anlarsınız..
Türkiye'nin sınırın diğer tarafında
“güvenlik bölgesi"
kurma hakkı var. Buna uluslararası hukuk olarak da karşı karşıya bulunduğu
tehditler
gerekçesiyle de hakkı var. Bu hak kimse tarafından sorgulanamaz.

Fiili ve
“çok yakın tehlike"
ye karşı bir
“öz savunma"
hali nedeniyle meşru müdafaa olarak da hakkı var.

İki milyon kişiyi barındıran bir ülkenin
dört milyon
daha mültecinin sınırlarına dayanması ihtimaline karşı da böyle bir hakkı var.

Irak'tan Akdeniz'e kadar
olan sınırın diğer tarafını
Türkiye karşıtı bir cephe
ye dönüştürme projesine müdahale de bir
“öz savunma"
dır.
Bir ülke böyle bir savunmayı yapmayacaksa, yapamayacaksa acizdir, zayıftır.

Birileri Ankara'yı vurunca mı?

Türkiye uzunca bir süredir,
siyasi
olarak etkisini bölgeye, bölgenin de dışına, çok uzak coğrafyalara ulaştırmayı başarmıştır.

Ancak bunu
güvenlik alanında maalesef göremedik.
Siyasi ve ekonomik olarak dışarıya yönelen Türkiye'de
güvenlik tam tersi içeri çekiliyor, bırakın
sınırlarının ötesini, her bölgesel krizde biraz da içe kapanıyor.

Bu
hastalıklı
bir haldir.

Şu an bunu Suriye konusunda yaşıyoruz.

Garip bir
tedirginlik, ürkeklik, umursamazlık…
Bu ülkenin güvenlik birimleri, askeri güvenlik stratejilerinin gösterdiği doğrultuda Türkiye'yi
alarma
geçirmeliydi. Bugünkü şartlar bunu gösteriyor.

Daha ne olacaktı.
Birilerinin gelip İstanbul'u mu bombalaması gerekiyor? Ankara'yı mı vurması gerekiyor?
Başka türlü hangi tehlike, tehdit Türkiye'yi harekete geçirebilir, güvenlik birimlerini seferber edebilir?

Bir örgüt yüzünden bir ülke işgal edildi

Aynı durumda Rusya olsa, İran olsa, Almanya-İngiltere veya Fransa
gibi bir AB ülkesi olsa, ABD olsa ne yapardı?

Hiç biri hiç kimseyi umursamazdı.

Uluslararası hukuk
bile demezdi. Tutar kendi okumasını yapar, fiilen ne gerekiyorsa onu yapardı. Bir çoğu da bunu yaptı zaten. İran'a bakın; tehlike daha kendi sınırlarına dayanmadan çok uzaklarda onu karşılıyor.
Lübnan'da, Irak'ta, Yemen'de…
Tehlikeyi sezdiği anda, onu sınırlarının çok ötesine geri itip oralarda karşılıyor. Neden acaba?

Her ülke öyledir. İsrail de öyledir, ABD de.

ABD ve müttefikleri El Kaide var diye Afganistan'ı işgal etti. Bir örgüt yüzünden bir ülke işgal edildi.

Suriye sınırında onlarca örgüt var.
IŞİD var, PKK'ya bağlı örgütler
var. Sınırın bu tarafında ABD olsaydı
Suriye topyekun
işgal edilmişti. Biz hala uluslararası hukuk, meşruiyet, olmadık
bahanelerle
uğraşıyoruz.

Tehdit evimize ulaştı görmüyor musunuz?

Bırakın sınırların çok ötesinde güvenlik kalkanları oluşturmayı,
tehdit sınırlara dayanır, içeri girer, şehirlerimize ulaşır, evlerimize ulaşır Türkiye'nin kılı
kıpırdamaz.

Birileri ülkenin bütün
güney sınırını
ele geçirir, bölgedeki istikrarsızlığın doğurduğu boşluğu kendisi doldurur, o birileri devlet değil örgüttür,
Türkiye'nin kılı kıpırdamaz.

Bir örgütün coğrafi kazanımları Türkiye'nin de önüne geçmişse,
o örgüt bu ülkeyi parmağında oynatır hale gelmişse, kimse öyle bilgece,
çok bilmiş sözler söylemesin, süslü cümlelerin meşru mekanizmaların arkasına sığınmasın.

Bir ülkedeki kaos doğrudan seni vurmaya başlamışsa, üstelik sınırın hemen karşısında Türkiye'nin temellerine dinamit koyacak bir yapılanma şekilleniyorsa,
sen bunu öylesine izleyemezsin.
Müdahale etmek zorundasın. Bir şeyler yapmak zorundasın.

Bunun bedeli Türkiye için çok ağır olabilir..

Hiçbir ülke, böyle bir
basiretsizliğin
faturasını, böyle bir tepkisizliğin bedelini ödeyemez.
Hiçbir makam bu sorumluluktan kaçınamaz, türlü bahanelere sığınıp
ülkenin
geleceğini tehlikeye atamaz.

Siyasi
söylemlerimizin çok ötesinde,
bürokratik
sorumluluklarımızın çok ötesinde bir tarihi sorumluluk sınavıyla karşı karşıyayız.

Bütün coğrafya sarsılırken,
haritalar
yeniden biçimlendirilirken, ülkelerin durduğu yer ve
iktidar yapıları
yeniden şekillendirilirken, öyle
günübirlik güvenlik taktikleriyle böylesine büyük hesapların üstesinden gelemezsiniz.

Böyle giderse bizim de haritamız değişecek!

Böyle
atıl, tembel
halde beklersek,
irade zayıflığı
gösterirsek, iç siyasette
belirsizliği
gerekçe gösterirsek, birkaç adım sonra senaryo,
o vahim senaryo Türkiye'ye yönelecek.
İşte o zaman şaşırmış gibi yapacağız…

Siyasi perspektifimiz,
güvenlik
değerlendirmelerimiz,
devlet aklımız
ülkenin sınırlarında
zaafiyet
gösteriyorsa, şu anki durumun çok ilerisinde bir duruş belirleyemiyorsa,
gücünü
harekete geçiremiyorsa, bizim de haritamız değişecek demektir.

Öylesine durup,
tehdidin Ankara'yı, İstanbul'u vurmasını mı
, bu kadar
kontrol edilemez
noktaya varmasını mı bekleyeceğiz…
#Akdeniz
#İran
#IŞİD
#kaos
9 yıl önce
Türkiye’nin haritası değişince anlarsınız..
Mülâhaza etmek
Siyasetçileri bürokratlara kurban etmek
Musallada bir sosyolog daha… Vehbi Başer’in ardından
Taşkent’in öbür yüzü
‘Korkuluk’…