|
Alem unutmuş, kalem unutmamış

Bana öyle geliyor ki, güzel olan birçok şeyi geride bırakıyoruz. Marifet kayboluyor. İncelikler hayatımızdan hızla çekiliyor.



Kayıplarımızdan biri de yazı sevgisidir, hevesidir.

Öyle ki, kalem kullanımı, edebiyatçılar arasında bile azalıyor. Not defteri olarak cep telefonunu kullanan ne çok edebiyatçı gördüm, görüyorum.



Bu olayı kaç kez yaşadım, hatırlamıyorum. Bir telefon numarası için beni arıyorlar. 'Söylüyorum, yaz' diyorum. 'Bir saniye' diyor. Sonrası uzun sayılabilecek bir sessizlik. O sırada kalem arıyor. Şaşırmamak mümkün mü?



Okuduğunuz bu yazıları önce dosya kâğıdına yazıyor, sonra bilgisayara geçiyorum. Şiirleri ise defterlere. Daha sahici duruyorlar.



Mesela bu satırları seksen beş yıllık bir dolmakalemle yazıyorum. Bu kalemi, benden önce kim bilir kaç kişi kullanmış? Onunla neler yazılmış?



Evet, konumuz dolmakalem.



***


Kâğıtlar, kutular, türlü renkler, farklı uçlar ve mürekkepli parmaklar. Burası, dolmakalemin başrolde olduğu özen dolu bir dünya. Takip gerektiren, ilgi isteyen ve insanı dinlendiren bir meşgalenin içindeyiz.



Dolmakalemle yazmak, evvela bir tutkudur.

Tutku ile hırsı birbiriyle karıştıranlar var. Hemen ayıralım: Tutku kalpten, hırs akıldan gelir.


Dolmakalem, titizliği de beraberinde getirir. Dikkatin yanına rikkati ekler. Harfler nefes alır, adeta canlanır.



Tükenmez kalem icat edilince, dolmakalemin tahtı biraz sallanıyor. Sonuç?

'Beyler daim bey olur.'


Dergimizin şubat sayısı için Prof. Dr. Orhan Okay'la bir söyleşi yaptık. Şöyle diyor:

“Emek ve zaman sarfına dayanan zanaatların birçoğu yok oldu."

Buradan devam edersek: Eski dolmakalemlerin işçiliği ve malzemesi daha kaliteli. Üretim insanlardan makinelere geçince, başka bir şey oluyor. Şimdi, makinenin bir ucundan malzeme giriyor, öbür ucundan dolmakalem çıkıyor. Birkaç markayı dışarda bırakıp söylersek, sanki tornavida üretiyorlar. Bundan dolayı, dolmakalem meraklılarının çoğu, yenilerin değil, eskilerin peşindedir.



Kimindi bu söz?

Eski, hiç eskimeyendir.


***


Dolmakalemden bahsedip de

Kalemci Murat Usta

'yı anmamak olmaz. Yazı eksik kalır.



Sirkeci'de küçük bir dükkândayız. Burası, dolmakalem tutkunlarının ortak adresidir. Karşımızda, işini severek yapan düzgün ve dürüst bir insan var. İtimat duyulan.



Murat Usta'nın çocukluğu dâhil, kırk üç yıllık hayatının neredeyse tamamı bu dükkânda geçmiş. En çetin tamir işlerini dahi rahatlıkla yapabiliyor. Çünkü onların dilinden anlıyor.



Dolmakalemle ilgili önyargılardan biri de pahalı oluşudur. Murat Usta'nın dükkânında, kısıtlı bir bütçeyle bile çok güzel kalemler edinebilirsiniz.



Bu mekân vasıtasıyla taze dostluklar oluşur, benzer duygular birbirini bulur. Her seferinde kalemle ilgili yeni bir şey öğrenirsiniz. Murat Usta, sizin hangi kalemleri, uçları sevdiğinizi bilir. 'Güzel bir parça' gelince onu size ayırır. Paranız olmasa da olur. O kalem sizindir. Çocuklara ve gençlere sıklıkla kalem hediye eder.

Bütün bunları ancak bir kelime anlatabilir: Sevgi.


İşte bu küçük dükkâna fırsat buldukça uğrar, otururum. Şahitliğim, dolmakaleme olan ilginin her geçen gün arttığı yönünde. Bu beni sevindiriyor.



Bir arkadaşımız, ikinci el olarak aldığı dolmakalemini Murat Usta'ya getiriyor. Yazı yazarken, kalemin ucundan rahatsız edici bir ses çıkıyormuş. Ve ustamızın unutulmaz teşhisi:

“Kalem eski sahibini özlemiş."


Boşuna demiyoruz:

Uç, kalemin kalbidir.


***


Dolmakalemle ilgili yazılacaklar bitmez. Teknik bilgilerden ise özellikle uzak durduk. Bazı kişisel çabalara hiç değinmedik. Onlar da başka bir yazımızın konusu olsunlar.



Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı'nın dolmakaleme özel ilgilerinin olduğunu biliyoruz.

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, hâlâ dostlarına dolmakalemle yazılmış mektuplar gönderiyor.



Dememiz o ki, devlet himayesi altında, yeni nesillere kalem sevgisi ve yazı kültürü kazandıracak kapsamlı çalışmalar yapılabilir. Faydası görülecektir.



Bilgisayara karşı olmamakla beraber, gönlümüz kâğıt ve kalemden yanadır.
#Alem unutmuş
#kalem unutmamış
#Kalemci Murat Usta
8 yıl önce
Alem unutmuş, kalem unutmamış
Haftanın ekonomik özeti ve beklentiler
Mülâhaza etmek
Siyasetçileri bürokratlara kurban etmek
Musallada bir sosyolog daha… Vehbi Başer’in ardından
Taşkent’in öbür yüzü