|
Aklımda bir kelime

Fark ettiğimde geç kalmıştım. Yine de biraz sert bir fren yaparak durdum. Ben geri vitesle ona, ona adımlarını hızlandırarak arabaya yaklaştı. Buluştuk arada bir yerde. Kapıyı açtı: 'Selamün aleyküm yeğenim. Nere gidiyon?' 'Beypazarı'na gidiyorum amca.' 'İyi ya, beni de Mudurnu'ya bırakırsın.'



Türkiye'nin en güzel yollarından birinde, fırsat buldukça etrafı seyrederek araba sürüyordum. Akyazı'dan girmiştim yola. İstikamet Beypazarı. Sağım solum hep orman. Yeşilin her tonunu izleye izleye ilerliyordum.



Bindi. Euzü besmele çekti. Biraz uğraşsa da emniyet kemerini takmayı başardı. Sonra o yerleşiklik hissiyle giriverdi lafa: 'Merhaba yeğenim. Araban da yamanmış amma sorsam yirmi milyondan aşağı demen.'



Gülümsedim. Anlaşılan amca araba fiyatlarıyla en son 1995 yılında ilgilenmişti.



O binince sesini iyice kıstığım müzik sistemini işaret ederek 'türkü mü diniyodun' diye sordu bu kez, 'kıvır acık sesini de ben de dineyim. Türkü aşığın aşkını, fasığın fıskını artırır.'



Açtım. Sabahat Akkiraz çalıyordu. 'Bildim ben bunu. Vekil oldu bu. Zalım söyler.'



'Arabanın fiyatını da biliyorsun kadının vekil olduğunu da, maşallah amca' diye takıldım. Sakalını sıvazladı. 'Bilirim ya, niye bilmeyecekmişim' dedi, 'bi zaman ben de çok çığırdım Halk Partisi'nin türküsünü. Karaoğlan vardı o vakit. Kopratif yapacam her köye dediydi. Seviniverdiydik. Amma kulak asma. Fos çıktı.'



'O zaman şimdi de Kılıçdaroğlu'nu destekliyorsundur amca' dedim. Hiç duraksamadan 'tövbeler olsun' deyişini görmeliydiniz. 'Şimdi Tayyip'e veriyoz hep.'



Sustum. Anladım ki amcanın kursağında daha anlatacak sözü var. O da duraksadı az. Belli ki beni tartıyordu. Yine de girdi lafa: 'Bu gidinin deyyusu öldüreyazdı adamı. Ne demekmiş reysicumhurun evini basmak? Ne demekmiş milletin silahıynan millete sıkmak. Uğursuz ekmeksiz deyyuslar.'



Amca hem bunları söylüyor hem bir yandan bana bakıyor at mıyım deve miyim diye. Azıcık macera aradım. 'Öldürselerdi amca, o da çok azıttıydı' deyiverdim.



Cevabı net oldu: 'Sen müsayit bi yerde eğle arabanı yeğenim. Geldim ben varacağım yere.'



'Aman amca, şaka yaptım. Olur mu öyle şey? Allah Reis'e uzun ömür versin. O köpeklere bırakır mıyız Tayyip'i? Mahsustan dedim ben sana' dedim.



Yine de yüzü düştü. Sustu bir müddet. Sonra usulca konuşmaya başladı. 'Ben mahsusu gerçeği bilmem yeğenim. Bu ırzı kırıkların reysicumhuru öldürmesi ne demek? Ben senin vatanını, milletini, bayrağını ayağımın altına alıp çiğnerim demek. Namusunu, şerefini kirletirim demek. Bu işler şaka kaldırmaz yeğen. Bak ben o gece reysicumhurun yanında olsam o deyyusların alınlarının çatına çatına verirdim kör kurşunu. Gençlikte aha bu dağlarda çok domuz vurmuşluğum vardır. Yine vuruverirdim hayrına.'



Eh, tabii ki yaptığım şakaya çoktan pişman olmuştum. İşimi, yazdığım gazeteyi falan anlattım. 'Reysicumhur'la şahsen de tanıştığımı anlattım. Şaka yaptığımı tekrar tekrar söyledim. O gece neler yaşadığımı döktüm ortaya. İkna oldu.



'Ömer varmış hani. Teğmen mi subay mı bir şey. Aha böyle alnının ortasından vuruvermiş domuzcuğu. Bildin mi sen onu?' dedi. 'Bildim amca' dedim. 'Niğdeli miymiş, Nevşehirli miymiş bilemedim. Yiğit bir oğlanmış. Anasının atasının yüzünü ağarttı. Mezarına götürüveren olsa sularım tam tekmil. Yasin okuyuveririm' dedi.



Gidelim mi amca? Aha şimdi arabanın burnunu çevirip Ömer'in mezarına gidelim mi? Orada birlikte Yasin okuyup birlikte domur domur gözyaşı dökelim mi? Memlekette Ömerlerin, Halillerin, İlhanların, Erolların bitmediğine, bitmeyeceğine şükredip yüzümüzü o aziz toprağa sürelim mi?



Mudurnu'da arabadan inerken döndü. 'Madem reysicumhuru tanıyon, benden ona selam söyle. Hiç tasalanmasın. Aha geldik gidiyoruz. Bi emanet canım var, veriveririm yoluna. Gam çekmesin. Bi ben de değil ha. Aha buraların tekmil adamı önüne düşer de veriverir canını. O düşmanın fakından korkup da doğru bildiğinden şaşmasın.'



Mudurnu. Çok güzel. Amca elindeki bastona dayanıp yolun karşısına geçiyor. Çok güzel. İndiği koltukta bana 'yersin yersin' diye bıraktığı iki dağ armudu. Çok güzel. Aklımda bir kelime: 'Türkiye.' Çok güzel.


#Euzü besmele
#Akyazı
8 yıl önce
Aklımda bir kelime
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir
Yeni tehditler ve Türkiye’nin kurumsal güncellenmesi