|
Wo sind 8991 Kinder?

Aslında boş bir soru bu. Anlamsız, manasız, gereksiz, yersiz. Çünkü sorunun muhatabı Almanya… Çünkü Almanya 'güçlü' tarafın bir üyesi… Çünkü dünyaya nizâmât verme iddiasında bir ülkeyi böyle sorularla dize getiremezsiniz. Sorunun cevabı umurunda bile olmaz. Çünkü dünya, çok uzun bir süredir haklı olanın yanında değil güçlü olanın yanında konumlanmıştır.



Sorumuz 'Wo sind 8991 Kinder?' Yani '8991 çocuk nerede?' Hadi gelin önce ilgili habere bir göz atalım: 'Almanya'ya gelen sığınmacı çocuklardan 9 bine yakınının nerede olduğu bilinmiyor. Federal Asayiş Dairesi (BKA) verilerine göre, Almanya'ya sığınan 8991 çocuk kayıp. Neue Osnabrücker Zeitung gazetesi, BKA kaynaklarına dayandırdığı haberinde, kayıp olan çocukların çoğunluğunun 14-17 yaş arasında olduğunu, 867 çocuğun ise 13 yaşın altında olduğunu yazdı. BKA'nın çocukların nerede olduğunu bilmemekle birlikte, suç çetelerinin eline düşme ihtimalini düşük gördüğü kaydedilen haberde, ağırlıklı olarak bulundukları yerleri terk eden çocukların başka şehir ya da ülkelerde olan aile bireyleri veya akrabalarının yanına gitmeye çalıştıklarına değinildi. Kayıp sığınmacı çocukların ağırlıklı olarak Afganistan, Suriye, Somali, Eritre, Fas ve Cezayir'den geldikleri belirtiliyor.'



Habere göre Federal Asayiş Dairesi isimli zıkkımın kökü kuruluş gözümüzün içine baka baka bize yalan söylüyor. Diyor ki 'valla ne olduğunu bilmiyoruz ama herhalde, sanırım, yüzde doksan başka şehirlere ya da ülkelere gittiler. Bizim bunda suçumuz ne?'



Bayılıyorum ben bu emperyalistlerin bu şahane kafa konforlarına. Eh. Haklılar da bir bakıma. Adam gibi şunu söyleyecek halleri yok ya: 'Bildiğiniz gibi Almanya, çok uzun süredir porno endüstrisinin merkezlerinden biri. Eskiden Balkanlardan, bilhassa savaş sırasında Bosna'da Sırp askerlerinin tecavüzüne uğrayarak dünyaya gelmiş 'tecavüz çocukları'ndan buluyorduk porno ve snuff filmlerde oynayacak oyuncuları. Ancak hem maliyetler arttı hem de insan kaynağı azaldı. Biz de sığınmacılara yöneldik. Ayrıca biliyorsunuz, organ mafyası dediğimiz organizasyon da ülkemizde tıkır tıkır işlemeye devam ediyor. Kimsenin arayıp sormayacağı sığınmacı bir veledin organlarını İsrail'e, Güney Afrika'ya, Rusya'ya falan göndererek kaç tane 'gelişmiş insan'ın hayatını kurtardık sizin haberiniz var mı? Bize teşekkür edeceğinize atar-gider yapıyorsunuz bir de.'



Şurası net. Bu köhnemiş dünyanın yok olası efendilerinin 'insan sınıfı'na koyduğu canlı sayısı 1 milyar adeti geçmez. Geri kalanımız çöptür. Zayi olmamız kimsenin umurunda değildir. Mayına basarız, varil bombasına maruz kalırız, tankların önüne dizilmiş darbeci aptalların hedefi oluruz, üç kuruş için ilaç kobaylığı yaparken ölürüz. Hiç dert değil. Canını kurtaran bazılarımız da Almanya'ya, Fransa'ya, İngiltere'ye gider. Organ mafyasının, porno sektörünün, dilenci ya da hırsız çetelerinin eline düşer şanssız olanlarımız. Şanslı olanlar ise 20 metrekare odalarda 10 kişi yaşayarak hayatta kalmaya, yaşama tutunmaya çalışır.



'8991 çocuk nerede?' diye soru mu olur hem? O çocuklar çok gelişmiş, ultra demokrat, acayip hümanist Batı dünyasının kendilerine sağladığı özgürlük alanını kullanarak ortadan kaybolmakla meşguller, hepsi bu. Eh, çare yok. Bize düşen bu durumu anlayışla karşılamaktır. Hem anlayışla karşılamasak ne olacak? 8991 çocuğumuzu gerçekten umursayacak tek bir kurum, tek bir kuruluş bulabilecek miyiz? Elbette hayır.



Tabii bu arada Merkel, Roth, Cem Özdemir falan her zamanki gibi demokrasi ve özgürlük dersi vermeye devam edecekler. Hem bize hem dünyanın geri kalanına…



Batı dışı dünyada, hatta Batı'nın kendi içindeki 'Batı dışı dünya'da Batı'ya karşı dalga dalga büyüyen öfke konusuna gelince… Tabii ki 'pis Müslümanlar'ın inançlarından kaynaklanıyor bu öfke. Batı'nın yüksek insani değerlerini anlamayan bu 'pis Müslümanlar', Batı'nın kendilerine önerdiği insanlığı bir türlü kabul etmiyorlar çünkü.



Bebeklerimiz ölüyor, çocuklarımız kayboluyor, kadınlarımıza tecavüz ediliyor, şehirlerimize bombalar yağıyor, ülkelerimiz sonu belirsiz kaoslara sürükleniyor, çölleştiriliyor. Bütün bunlar olurken Batı'nın bize önerdiği tek cümle şöyle: 'Sakin ol. İnançlarının seni terörize etmesine sakın izin verme.'



Bizimse şöyle dememizi bekliyor: 'Hay Allah. Doğru aslında. Adamlar yolları tanklarla tutup sivil, silahsız halka ateş açtılar, ama bizim sakin olmamız gerekiyor. 8991 çocuğumuz kayıp, ama bizim sakin olmamız gerekiyor. Gelişmemişliğin gereği yok.'



Ne diyordu Dembele: 'Şimdi hafızım. Bu Cem Özdemir dediğin adamın balkonunda esrar yetiştirecek denli Batılı olması mı zoruna gidiyor, Roth dediğin küflü peynirin Diyarbakır'da halay çekip 'bayılıyorum Türkiye'deki karışıklıklara' demesi mi? Söyle de bilelim.'


#Wosind 8991
#Cem Özdemir
#Merkel
#Roth
8 yıl önce
Wo sind 8991 Kinder?
Reis’i tanıdığım o günlerden bugünlere…
İkiyüzlü dünyanın 200 günü
Garson nereye baksın?
İnsafsız takas!
Erdoğan’ı/AK Parti’yi Kürtsüz bırakma operasyonu…