|
Aile Kurumu: Sorunun ve çözümün kaynağı

Bizim yuvamız, ocağımız, dara düştüğümüzde sığındığımız limanımız, ilk terbiye aldığımız yer ailedir. Toplumsal direncimizin merkezi, gücümüzün kaynağı, ayakta kalmamızın nedeni geleneksel aile yapımızdır. Bizim eğitim öğretimimiz, ahlak anlayışımız, din anlayışımız, doğru yanlış ayrımımız ilk aile ortamında başlar. Dededen, nineden, babadan, anadan öğrendiklerimize de ‘aile terbiyesi’ denir ki, kız isterken bile eğitimden önce bu terbiyeye bakılır.

Direnç merkezimiz ailedir

Modernizm karşısında kısa sürede ezilip gitmediysek, Avrupa toplumları gibi değerler çöküntüsü yaşamadıysak bu, medeniyetimizin aile kurumuna verdiği önemden gelir. Aile koruması olmasaydı belki de bizdeki uyuşturucu kullanımı, ahlak yozlaşması, yabancılaşma Avrupa standartlarından fazla olurdu. Bu kadar genç, heyecanlı ve hareketli nüfusumuzu başka hiç bir güç aile ortamı kadar kontrol altında tutamazdı.

Şimdi aile kurumumuz ülke zenginleştikçe, geliştikçe, başka toplumlarla entegrasyona girdikçe etki altında kalıyor ve hasar görüyor. Boşanma oranlarında 10 yılda % 38 bir artış var.

Bundan daha vahim olanı ise ailedeki çocukların internette kendine ait gizli bir hayat kurmasıdır ki, bunun tam olarak etkilerini görmedik daha. İnternetin aile ve çocuk üzerine etkileri alarm verecek düzeye geldi, ancak bunun üzerine eğilen yok.

Özgecan cinayetini bilimsel araştırmak

Özgecan Aslan’ın vahşice katledilmesine siyaset, medya, sivil toplum ve halk en üst düzeyde tepki gösterdi. Bu kan donduran cinayette, bir insanın nasıl bu kadar vahşi hale gelebildiğine akıl erdiremedik. Cem Garipoğlu cinayeti de en az bu kadar vahşiydi. Belki de planlanarak işlendiği için daha ürkütücü bir canilik içeriyordu. İkisi de bilimsel olarak araştırılmadı henüz.

Toplumun infialine neden olan olayların sebepleri üzerine sağlıklı ve bilimsel araştırmalar yapılmak yerine, daha duygusal tepkiler vermek herkesin kolayına geliyor sanırım. Türkiye medyası her zaman olayların sonuçlarını magazin ve komple teorileri boyutunda tartışmayı daha çok sevmiştir. Doğal olarak Türk toplumu da medyadan okuduğu şekliyle olaylara bakmıştır.

Muhalefetin ve Ak Parti karşıtı çevrelerin de bu olayı bile politize etmesi, hükümeti suçlu göstermeye çalışması tam bir acınacak durum.

Olayın sonucunu tartışmak değil, nedenlerini araştırmak gerek

Vakanın kendisi ve sonucu yerine, nedenlerini tartışmak daha fazla bilgi ve fikri alt yapı gerektirdiği için, bunu medyadan ve toplumdan beklemek yanlış. Üniversitelerin, resmi kurumların toplumsal etki yaratan bu tür cinayetlerin ve olayların nedenleri üzerine ciddi bilimsel araştırmalar yapması, sonra da çözüm yollarını göstermesi lazım. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın da bu konuda koordinasyonu sağlayan kurum olması icap eder.

Aile sorunu çözülmeden diğer sorunlar çözülmez

Kadına şiddet, taciz, uyuşturucu, Bonzai, Vandalizm, alkolizm, şiddet ve nihayet canice işlenen cinayetlerin temelinde ortak sorun aile kurumundaki sıkıntılarımızdır. Bu kurum düzelmediği sürece, istediğimiz kadar kadına şiddet ya da vahşi cinayetlere karşı kampanya yapılsın, sonuç değişmez.

Aile kurumu üzerine acilen eğilmek gerekir. Bakanlığın ve üniversitelerin aile kurumunun gördüğü hasarı tespit etmesi için ortak çalışmaları sıklaştırması lazım. Ancak bu araştırmaları, bize asla uymayan Anglo Sakson aile sosyolojisi kuramlarıyla yaparsa yine sonuca ulaşamaz.

Kendi sorunlarımızı ancak kendi kavramlarımız ve tezlerimizle çözebiliriz.

#Modernizm
#Avrupa
#Özgecan Aslan
#Cem Garipoğlu
9 yıl önce
Aile Kurumu: Sorunun ve çözümün kaynağı
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’
Jeopolitik sürpriz: ABD, Rusya ve İsrail nasıl anlaştı?
Nazlı seçmen günlerinde siyaset