|
Bir ülkeyi yeniden inşa etmek

Şer gördüğümüz şeyden, hayır çıkacak Allah'ın izniyle. Bu şer rüzgarını, ülkenin ve milletin hayrına çevirmemiz için bir fırsat verdi kader bize. Hepimiz, hatalarımızı, geçmişimizi, yaptıklarımızı sorguluyoruz. Daha iyi bir gelecek arıyoruz. Daha iyi bir ülke, daha iyi bir devlet ve daha iyi hayat arıyoruz. Buna ihtiyacımız olduğuna artık herkes ikna olmuş durumda.



HİÇBİRİMİZ ESKİSİ GİBİ DAVRANAMAYIZ


Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tüm bunlara şahit olduktan sonra artık 15 Temmuz öncesi gibi davranamayız. En başta ben davranamam. İktidar partisi olarak AK Parti böyle davranamaz. Muhalefet partilerinin de aynı anlayışta olduğuna inanıyorum. Medyanın, meslek örgütlerinin, tüm grupların da aynı anlayışta olduğunu ümit ediyorum.


Hiçbirimiz eskisi gibi davranamayız. Ama en çok da devleti yönetenler böyle davranamaz. Çünkü hepimiz, devleti yönetenlere bakarak hiza alıyoruz.

Onların tavırları, onların tutumu, söylemi, tercihleri tüm toplumu etkiliyor.


Bunu avantaja çevirmek üzereyiz. Erdoğan'ın tüm milletin gönlündeki müstesna yeri, daha da güçlendi, yaygınlaştı, kavileşti.



Millet için ülke demek, devlet demektir. Erdoğan tarihi bir cümle kurdu, dikkatlerden kaçmasın:

“Devleti sıfırdan kuracağız”


DEVLETİ SIFIRDAN KURMAK


Devleti sıfırdan kurmak, bugüne kadar yaşadığımız tüm sorunlardan, ayrıştırmalardan, yanlışlardan, hatalardan, hainlerden kurtarmak anlamına geliyor. Şuanda bu fırsat elimizde. FETÖ terör örgütü, devleti öylesine tahrip etti ki, onu tamir etmek yerine, sıfırdan yeni devlet kurmak daha kolay.



O zaman, ne milli şef totaliterliği, ne tek bir fikre ve düşünceye dayanmış dışlayıcı devlet anlayışı, ne de FETÖ gibi bir meşrebe, bir kliğe dayanan hastalıklı ruh haliyle devleti inşa etmeliyiz.


Aslında kriter basit:

Gönlünde vatan aşkı olan, ehliyet ve liyakat sahibi, milli, dürüst insanların yöneteceği bir devlet mekanizmasına ihtiyacımız var.

Torpili, adam kayırmacılığı, hemşericiliği, etnik ayrımcılığı bırakmalıyız. Bu prensip aslında AK Parti'nin en güçlü söylemlerinden biriydi. Dini milliyetçilik, etnik milliyetçilik, bölgesel milliyetçiliğe karşı olduğunu sürekli vurguluyordu. Şimdi devleti yeniden inşa ederken, bu prensibi tekrar hayata geçirmenin vakti. Dün, hükümet sözcüsü Numan Kurtulmuş bu prensibi hatırlatan, güçlü ifadeleri yeniden kullandı.



Herkes Erdoğan'ın, hükümetin bu sözlerine, atamalarına, devleti sıfırdan inşa ederken sahaya yansıyan pratiğine bakıyor. Umutluyum.



YILDIRIM: BİRBİRİMİZİN ELİNİ ASLA BIRAKMAYACAĞIZ


Başbakan Binali Yıldırım

, 15 Temmuz krizinden bu yana, tam anlamıyla harika bir liderlik yapıyor. Samimi, kararlı, sonuç odaklı ve tutarlı. Cumhurbaşkanı ile ne kadar uyumlu çalıştığına ve hiçbir şeyi sorun yapmadığına şahit oluyoruz. Vatan ve millet aşkı gözlerinden yaş olarak her fırsatta akıyor. Yıldırım'ın hem irticalen söyledikleri, hem de konuşma metinleri ülke gerçeğini, milletin beklentisini karşılıyor: “

Ayrılığa, tefrikaya izin vermeyeceğiz. Bir birimizin elini asla bırakmayacağız”.


Bugün devleti yöneten Erdoğan ve Yıldırım'ın samimiyeti, seslerinin tonundan, duruşlarından okunuyor. O zaman ortak bir kaderi paylaşan milletin, kendini ait hissedeceği bir devlete, bir sisteme, bir mekanizmaya geçmesine engel olan şey ne olabilir?


Sanırım siyasetin ve ülkenin diğer paydaşlarının da aynı samimiyet ve dürüstlükle davranması gerekiyor. Muhalefetin, iş dünyasının, medyanın, bürokrasinin yeni bir başlangıç, yeni bir ülke inşası için fedakarlık yapmasını bekliyoruz.



İnsanlar daha çok iktidarın paydaşlarını izliyor. Medya temsilcileri, diğer siyasi aktörleri, iş dünyası temsilcileri ve kanaat önderlerinin ne yaptığına ve ne söylediğine bakıyorlar. Seviyeyi yükseltmenin vakti gelmedi mi?



KURUMSALLAŞMA VE SİSTEM SORUNU


Hepimiz ciddi bir sınavdan geçiyoruz. Milletin kanıyla, canıyla hainlerin elinden kurtardığı ve bize emanet ettiği bir vatan için ne yapacağız? Bunun imtihanından geçiyoruz.



Ciddi bir kurumsallaşmaya, dünya çapında etkin olacak kurumlara, kuruluşlara ihtiyacımız var. İnsan odaklı değil, sistem odaklı yapılanmalar, modeller üretmeliyiz.


Evet, devlet şu anda akut kanamada olan, güvenlik ve terör gibi konularla ilgileniyor.

Ancak devletin ve ülkenin geleceğini şekillendirecek bir sistem çalışması, en az bunlar kadar hayati önem taşıyor.

#AK Parti
#Darbe girişimi
#Binali Yıldırım
#Dini milliyetçilik
8 yıl önce
Bir ülkeyi yeniden inşa etmek
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’
Jeopolitik sürpriz: ABD, Rusya ve İsrail nasıl anlaştı?
Nazlı seçmen günlerinde siyaset