Herkes olan bitene akıl erdiremiyor. Hepimiz dünyada yaşanan olaylara, ülkemizdeki darbe girişimine bakıp, “olacak şey değil” diyoruz. Akıl, mantık, rasyonalite ile açıklanamaz durumlarla karşı karşıyayız.
Benim gibi, rasyonel veriler, uluslararası ilişkilerin, siyasetin, sosyolojinin geleneksel kurallarına bakarak analizler, yorumlar yapan herkesin dilinde bu cümle var: “Akıl alacak gibi değil”.
Sadece 15 Temmuz darbe girişimine bakınız. Dünyanın 17'inci, Avrupa'nın 6'ıncı büyük ekonomisi, G20 üyesi, dünyanın 6'ıncı büyük ordusu, NATO'nun en güçlü ordularından biri... AB ile üyelik masasında, Avrupa'nın ve ABD'nin en büyük ticari ortağı, stratejik müttefiki... 78 Milyonluk dev bir ülke ve burada darbe yapmaya kalkıyorlar! Yüzde 52 Oy almış Cumhurbaşkanı'na, yüzde 50 oy almış hükümete, Ortadoğu'nun ayakta kalmış en istikrarlı ülkesine, bu çağda, bu devirde darbe... 'Akıl alacak gibi değil'.
Kaosa sürüklenmiş, iç savaş çıkmış, bir kısmı işgal edilmiş 78 Milyonluk bir ülkenin kime faydası var? AB, Suriye krizinde bile sallandı, çatladı, mülteci krizinden dolayı iflasın eşiğine geldi. Şimdi sınır komşusunda bu istikrarsızlığı niye istesin?
ABD en güçlü müttefikinin neden parçalanmasını istiyor? Ona nasıl bir faydası olacak? Parçalanmış ve işgal edilmiş ülkelerden doğan terörizm ABD ve AB'yi yakarken, neden Türkiye'yi de aynı yere itiyorlar?
Hadi diyelim darbeyi engelleyemediniz, neden Türkiye'ye sahip çıkmıyorsunuz, terörist başı FETÖ'yü koruyorsunuz, tüm medyanız Türkiye aleyhine yayın yapıyor? Hem Türkiye'nin eksen değiştirme, pakt değiştirme imasına kızıyorsunuz ama bir yandan da Avrasya paktına doğru ittiriyorsunuz. Neden?
15 Temmuz'dan önce, FETÖ askeriyedeki adamlarıyla darbe yapacak dendiğinde, hiçbirimiz inanmamıştı. FETÖ'nün büyülenen, uyuşturulan ve bir robota çeviren elemanlarının birer katile dönüşebileceğini kim tahmin ediyordu?
Ama hepsi gerçek oldu.
ABD ve Avrupa sanki esir alınmış gibi, tuhaf bir akıl tutulması, akla zarar gündemler yaşıyor. İngiltere'nin AB'den çıkması bile kimsenin aklına gelmezdi ama oldu. Şimdi hem İngiltere, hem de AB dağılmanın paniğini yaşıyor.
Düşünün tüm Müslümanları, Latinleri ve farklı kültürleri düşman gibi gören Trump resmen ABD başkan adayı. Bu bile akla zarar bir gelişme. Ya bir de kazanırsa?
Huntington'un medeniyetler çatışması tezini akla aykırı bulan ne kadar insan varsa, şimdi bu tezin adım adım gerçekleşmesini korkuyla izliyor.
Bu durum nasıl gerçekleşiyor? Devletlerin politikalarını etkileyen uluslararası güçleri her zaman konuşurduk. Şimdi devletleri esir alan, onlara zorla istemedikleri kararlar aldıran güçler, hem de tehlikeli yeraltı güçler olabilir mi?
Türkiye'ye bakalım. FETÖ örgütünün yöntemlerini, yaptıklarını ve hedeflerini bir yabancı bilim adamına anlatın. 'Akıl işi değil, çok saçma' deyip inanmayacaktır. 170 ülkede örgütlenmiş, dünyanın en gelişmiş teknolojisi ve insan kaynağını kullanarak, darbe bile yapabilecek güçte bir gizli örgüt... Rus uçağını düşürerek, Rusya-Türkiye savaşını çıkartacak kadar gözü dönmüş ve etkili...
Peki, dünya üzerinde kaos ve karmaşadan başka bir işe yaramayan bu politikalar kime yarıyor? O zaman irrasyonel hayalleri ve hedefleri olan birilerine yarıyordur.
FETÖ'nün derinlerinden, sapkın bir inanç, çarpıtılmış Mehdilik, dünyaya hakim olma emelleri çıktıkça şaşırdık değil mi? Ne kadar irrasyonel hayaller ama ne kadar gerçekçi örgütlenme, beyin yıkama, insan devşirme yöntemleri.
FETÖ bunları 40 yıldır yapıyor. Bir de bunları 400 yıldır yapan örgütler düşünün. Dünyanın en güçlü ülkelerinde kök salmış, bu tür irrasyonel hayalleri olan örgütler neler yapabilir, bunu düşünmek bile ürkütücü. Bunların hayalleri, hedefleri FETÖ örgütünden daha korkunç.
(Neler yazıyorum, ben de artık komplo teorisyeni mi oldum acaba!?).