|
Kamuoyu oluşturma stratejisi

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Amerika ziyareti, bir hususu yeniden tartışmaya açmamızı gerektiriyor:



Türkiye'nin kamuoyu oluşturma stratejisi ve gücü.



Bu konuyu iki yerde çok konuştuk: Biri, Maryland'da açılan Diyanet Center vesilesiyle Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez'le, diğeri de Washington'da gazeteci ve diplomat dostlarla.



ABD'deki İslam ve Türkiye algısını değiştirmek


Türkiye'nin yurt dışında açtığı en büyük ve en güzel misyonu olan Diyanet Center'ın ABD'deki kamuoyunu etkileyecek kadar önemli olduğunu bir kez daha söylüyorum.



Eğer bu merkez, donanımlı insan kaynakları tarafından yönetilirse, Türkiye ve İslam dünyası aleyhine olan tüm algıyı ve kara propagandayı değiştirebilir.

Amerika'daki medya, düşünce kuruluşları, diplomasi çevresi, üniversiteler ve dini merkezlerle kurulacak sağlıklı ve güçlü ilişkiler, sadece ABD değil tüm dünyada bir algı değişimine etki edebilir. Bu derece önemli bir fırsat geçti elimize.


Diyanet'in konumlanma ve yapısal sorunlarına dair eleştirilerimi Görmez Hoca'ya ilettim ve 'asıl, işinizin zorluğu bundan sonra başlıyor. Büyük bir vebal altındasınız' dedim. Zaten sıkıntılıydı, daha da arttırdım sanırım. Buranın hakkını verememe kaygısı bunlar. Biraz kaygı iyidir.



Görmez Hoca da buranın çok önemli bir fırsat olduğunun farkında. Planda olmamasına rağmen, burada diğer birimlere ek olarak, ABD kamuoyun yönelik bir iletişim merkezi kuracaklarını ilan etti gazetecilere. Hep birlikte sonucunu göreceğiz.



Cumhurbaşkanı'nın ABD'deki sunumunun etkisi


Cumhurbaşkanı'nın Washington temaslarında, basın özgürlüğü ile hakaret ve tehdit etme sınırının birbirine nasıl karıştırıldığını anlatan başarılı bir sunum yapıldı.



ABD eski Genelkurmay Başkanı Colin Powel ve eski Dışişleri Bakanı Madeleine Albright'ın da aralarında bulunduğu kanaat önderlerine yapılan bu sunumu Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğü hazırladı. Erdoğan hazırlanan basın görselleri üzerinden tek tek yorum yaptı.



Dinleyenler etkilendi ve bilgilendi. ABD basınında Türkiye ve Erdoğan aleyhine her gün negatif haber çıkıyor. Düşünce kuruluşlarında da her hafta muhakkak Türkiye eleştiriliyor. Bunun karşılığında ne yaptığımız daha önemli bir konu.

Cumhurbaşkanı'nın yaptığı sunum gibi, burada şimdiye kadar bir sunum yapılmadı maalesef.


Yani Obama'ya hakaret ve tehdit edince ceza alan ama bizde almayan insanları yan yana gösteren bir aktivite bile olmadı. Oysa her hafta bizim düşünce kuruluşlarında bu konuyu tartıştırmamız, Büyükelçiliğimizde her hafta medyaya düzenli brifingler vermemiz, gazetelerde makaleler yayınlamamız gerekirdi. Bunun aynısı Avrupa için de geçerli.



Ne yapıyorlar değil, biz ne yapıyoruz önemli


Bürokratlarımız, diplomatlarımız sürekli aleyhimize ne yapıldığını takip edip, raporluyorlar. Oysa bizim ne yaptığımızı sorgulamamız daha önemli. Onlar aleyhimize haber yapıp, toplantı düzenlerken buna karşı biz ne yapıyoruz sorusu cevaplanmadıkça, daha çok savunmada kalırız ve gol yeriz.


Türkiye kendi tezlerini ve haklılığını daha anlatamazken, bir de Amerika'da hücum oynayıp, buradaki düşünce kuruluşları ve gazetecilerin art niyetini ortaya koymasını beklemek hata biliyorum. Ancak bunu yapmak zorundayız.



Buradaki hava, Türkiye aleyhine süren kampanyanın öyle kısa vadede sona ermeyeceği yönünde. Hangi başkan gelirse gelsin, ABD ile basın ve düşünce kuruluşları üzerinden süren gerilim daha çok artacak. Obama'nın basın toplantısındaki eleştirisi de kamuoyu baskısını üzerinden atmak içindi. Yoksa baş başa görüşmede bu konunun tartışılmasından değil.



Strateji ve oyun planı kurulmalı


O zaman Türkiye'nin de kendi kamuoyu oluşturma stratejisini belirlemesi gerekiyor. Diyanet Center aracılığı ile, Büyükelçilik aracılığı ile, ne bileyim Yunus Emre Vakf

ı, Basın Enformasyon ya da TİKA...

hangi enstrümanı kullanacaksa bir an önce oyun planını kurmalı.


Amerika'da öyle sanıldığı gibi, her şey tek merkezden, tek akıldan çıkmıyor. Buradaki dengeleri lehimize kullanmak da bir marifettir. İnanın öyle sanıldığı kadar da zor değildir.



Yeter ki bina yapmak için gösterdiğimiz dirayet ve azmi, iletişim, siyaset, diplomasi için de gösterelim.


#Diyanet Center
#Mehmet Görmez
#azmi
#iletişim
#siyaset
#diplomasi
#Colin Powel
#TİKA
8 years ago
Kamuoyu oluşturma stratejisi
Tevradî bir mitin Kur’anî bir kıssa ile tashihi
i-Nesli anlaşılmadan siyaset de olmaz, eğitim de…
İç talebe ilişkin öncü göstergeler ilave parasal sıkılaştırmaya işaret ediyor!
Enerjide bağımsız olmak
Târihin doğru yerinde durmak