|
Nasıl karşılandığına değil, nasıl uğurlandığına bak
Kabinede devir teslimler başladı.
şimdiye kadarki en ciddi değişimin yapıldığı hükümet oldu. Başbakanla birlikte 9 kişi ayrıldı, 8 yeni isim geldi, 5 isim yer değiştirdi.


Gidenler buruk, gelenler heyecanlı.



Makamlar bir dakikada el değiştirir


Siyasetin cilvelerinin bol olduğu zamanlar bunlar. Bitti, tükendi denen isimler birden önemli görevlere geliyor. Baş tacı olduğu sanılanlar ise birden ayak olabiliyor.



Herkes için ders çıkartılacak günler aynı zamanda. İnsanoğlu nasıl da kuru bir yaprak gibi kaderin elinde savruluyor, bunu görüyoruz bu günlerde. Herkesin rüyasını süsleyen o koltuklar, o makamlar ve o unvanlar nasıl da bir dakikada el değiştiriyor. Güç, kudret, imkan nasıl da ellerinde kayıp başkasına gidiyor biranda.


Ankara'da bakanların odaları, müsteşarların odaları, genel müdürlerin odaları, danışmanların odaları el değiştiriyor, yer değiştiriyor, sahip değiştiriyor ve yeni hikayeler başlıyor. Uzun olacağı sanılan hikayelerin, çok kısa sürdüğünü günler geçirdik.



Nasıl karşılandığına değil, nasıl uğurlandığına bak


Yeni bakanların ilk dikkat edeceği şey, tam burada karşımıza çıkıyor:



Nasıl karşılandığına bakma, selefinin nasıl uğurlandığına bak. Gidenin nasıl bir hikayesi olduğuna bak. Nasıl bir iz bırakmış, nasıl bir ses bırakmış, buna bak.


Her yeni gelen şaşaa ile karşılanır ama herkes görkemli bir törenle uğurlanmaz. Bu ülke için, bu millet için, bu ümmet için taş üstüne taş koyanlar, bir derde derman olanlar, her zaman hürmetle, saygıyla uğurlanır.


Koltuğuna güç verenler ve koltuğundan güç alanların ayrıştığı yer, uğurlandığı zamanlardır. Gücü kendinden menkul olanlara her zaman hürmet edilir. Gücünü, oturduğu koltuktan alanlar uğurlanırken, hürmet koltuğa gösterilir.



İş üretenler, ilişki yönetenler


İşine odaklanan insanla, ilişkilere odaklanan insan, icraatlarından belli olur. Biri, fikir üreterek, proje üreterek, katma değer üreterek o koltuklarda kalır. Diğeri, ilişkileri yöneterek, ilişkilerine güvenerek orada kalmaya çalışır.


İki insan aynı karşılanır ama farklı uğurlanır. Proje üretenler geldikleri gün gibi coşkuyla, hürmetle, saygıyla uğurlanır. İlişkilerine güvenenler kuru bir alkış, kuru bir çiçekle uğurlanır, ona değil, güvendiği kişilere hürmet edilir.



O makamlara sahip olmak kolaydır ama o makamlarda kalmak zordur. O koltuklara oturmak kolaydır ama o koltuktan kalkmak zordur. Kalktıktan sonra geride bıraktığınız hikaye ise en kıymetli eserdir.



Vicdanın sorduğu soru


Kuru bir alkışla uğurlananların, arkasından göz yaşı dökülmeyenlerin, koltuğundan indikten sonra aniden sıradanlaşanların kimseye kızmaya hakkı yok. Onu o koltuğa getiren irade var, ancak onu o koltukta oturtacak şey, yaptıklarıdır. Hangi katma değeri ürettiğine, hangi projelere imza attığına, ülkeye ne kazandırdığına bakarlar.



En acı olan şey ise, bu makamlara gelmek ve orada kalmak için neleri feda ettiğinin muhasebesidir. Bu muhasebeyi insanın vicdanı yapar. Hangi dostlarını terk ettin, hangi ideallerinden vazgeçtin, omurgan ne kadar zorlandı. Sonunda yastığa başını koyduğunda, şöyle bir soru sorar vicdan: Değer miydi? Tüm feda ettiklerine değdi mi bu koltuk?


Bu soruyla muhatap olmamanın tek yolu vardır: İş üretmek, çok çalışmak ve bu ülkenin bir derdine derman olmaktır.




NOT:


Binali Bey şaşırttı


Dün söylemiştim, şaşıracaksınız diye. Başbakan Binali Yıldırım ilk grup konuşmasında herkesi şaşırttı. Konuşması, ses kısıklığı, esprileri, vurguları son derece kendine özgüydü. Tezahürata prim vermemesi ise bence çok ilgi çekiciydi. Mühendis adam, işe odaklı, planlamaya ayarlı. Bence çok sevimliydi.



Dünden beri herkeste çok pozitif bir hava, çok müspet bir karşılama var. Güzel günler göreceğimize olan inancım arttı. Beni en çok umutlandıran şey ise, Başbakan'ın, “laf üstüne laf değil, taş üstüne taş koymaya geldik” sözü oldu. Retorik dönemi bitti, icraat görme zamanı şimdi.



#Yeni kabine
#Binali Yıldırım
8 yıl önce
Nasıl karşılandığına değil, nasıl uğurlandığına bak
Güney Kore modelinden sürdürülebilir kalkınmaya (1)
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’
Jeopolitik sürpriz: ABD, Rusya ve İsrail nasıl anlaştı?