Sur, Cizre, Hakkari, Şırnak... Köylerde, mezralarda bu hikayelerden yüzlercesi yaşandı. Çocukları zorla dağa götürülen ailelerin hikayesi ve sızısı hala devam ediyor.
Ancak şimdi belediyeler, dernekler, eğitim merkezleri aracılığı ile örgüte insan kaynağı devşirme işi kitlesel yapılıyor.
Sadece Diyarbakır'da, Büyükşehir ve ilçe belediyelerinin açtığı 20'den fazla gençlik merkezi var.
Müzik, spor, el işi, meslek edindirme kursları adı altında verilen bu
.
HDP'ye ait 3 büyükşehir, 8 il, 68 ilçe ve 23 belde belediyesinde yapılan bu tür çalışmaları düşünürseniz, Diyarbakır'daki 52 bin sayısı, çok büyük rakamlara ulaşır. Bu insanların büyük çoğunluğu genç ve eğitimsiz. Gençlik Spor Bakanlığı'na bağlı, Türkiye'deki tüm gençlik merkezlerinde eğitim verilen insan sayısı sadece 56 bin.
HDP ve PKK bu kursların haricinde, mahallelerde ekmek pişirmek için tandır fırınları açıyor. Bu tandırlara vatandaşlar gelip ücretsiz olarak ekmeklerini pişirebiliyor. Mahallelerde ayrıca örgüt evleri var. Bu evlerde gençlere üniversiteye hazırlık derslerinden tutun, mahallenin tüm sorunlarıyla ilgileniyorlar. Bu esnada yapılan propagandaları siz düşünün.
Güvenlik yetkililerinin ve duyarlı sivil toplum örgütlerinin en çok dikkat çektiği konu, ortaokul ve liselerdeki durum.
Gelenler ise baskı altına alınarak oradan ayrılması sağlanıyor. Bu okullarda, üniversiteye giriş sınavlarında neler yaşandığını anlatmayayım.
Sosyal bilim derslerinin çoğu, “TC'nin Kürtlere yaptığı zulmü” anlatmakla geçiyor.
ıyor, ya şehir
Özellikle gençleri etkilemek için her şey planlanıyor. Müzik, oyun, geziler, kamplar, şenlikler hepsi gençleri kandırmak için.
kör
Bunların kaç tanesinin Kobani, Cezire ve Haseke'de silahlı eğitimden geçirildiği bilinmiyor ama Sur'da çatışanların bir kısmı bu gençlerdi.
Tüm terör örgütlerinin yöntemleri aşağı yukarı aynı. El Kaide, IŞİD, DHKP-C ve Paralel Örgüt de hep çocukken insan devşiriyor. Buna karşın çok köklü ve uzun vadeli planlar yapmak şart. Umuyorum mastır planda bu konuya dikkat edilir. Ancak bunu sadece devletten beklemek yanlış. Sivil örgütlerin, vakıfların, derneklerin de bu konuya acil eğilmesi gerekir.