|
Türkiye’nin umut olduğunu unutmak

Kriz, kaos ve acıların yaşandığı yerlere gittiğimde orada bir umut ve özlem duygusu ile karşılaşırım. Türkiye'ye döndükten sonra ise hüzün, öfke ve acı yaşarım genellikle. Sebebini anlatayım.



Erdoğan'ın bir sözü


Cumhurbaşkanı Erdoğan, İmam Hatipli gençlerle buluştuğunda kurduğu bir cümle, bu umut ve acı arasında gidip gelen günleri yeniden hatırlattı bana:



“Türkiye, İslam dünyasının umududur.”


Gözlerimin önünden, neredeyse kendi ülkem gibi, acılarını bildiğim İslam dünyası geçti. Ne çok umut, ne çok sevgi, ne çok özlemle bize baktıklarını hatırladım. Ve oralardan Türkiye'ye döndüğümde, bunun farkında olmayan, umursamayan, bencil insanları görüp, öfkelendim, acı duydum.



Gerçekten

Tür

kiye İslam dünyasının umudur da, acaba bunu

Türkiye'dekiler biliyor mu? Bilenler varsa

da unuttular mı?


Bazen İslam dünyasında karşılaştığım insanlarla, buradakileri yüz yüze getirmek isterim. Bu karşılaşmada, birinin hayal kırıklığı, diğerinin bir utanç yaşayacağını düşünürüm.



Bir karşılaştırma yapsak


Bosna'da, Sırpların bombardımanı altında, bir Boşnak komutan bize şöyle demişti,

“Biz sizin sayenizde Müslüman olduk. Ya gitmeyecektiniz ya da bizi burada bırakmayacaktınız.”

Şimdi Dayton anlaşması atlında ezilen bu komutan, Türkiye'nin kendilerine yardım edeceği günleri bekliyor.

Bu komutanı, Ankara'da, sadece terfi etmek

için uğraşan

bazı diplomatlarla yan yana getirsek, ne olur acaba?


Kosova'da Müslüman olduğu halde dini bilgilere aç olan ve Türkiyeli birinden öğrenmek için can atan bir Arnavut'u,

Türkiye'de cübbesiyle insanları cennet uçuracağını söyleyen sahte din adamlarıyla yüzleştirsek, ne olur acaba?


Gazze'ye İsrail bombası düştükçe, bana, “Türkiye bir şey yapacak değil mi?” diye, yalvaran gözlerle bakan

Filistinli genci, Filistin davasını unutan, angarya gören gazeteciyle konuştursak, ne olur acaba?


Halep'te, yıkılmış şehrin ortasında, tezgahında Türk bayrağı taşıyan, oğlunu kaybetmiş, “Acıların en büyüğü doymadığın evladın acısıdır” diyen babayı,

Suriye yerine, koltuğunu kurtarmaya çalışan bürokratlarla konuştursak, ne olur acaba?


Sur'da, Cizre'de, evi PKK yüzünden yıkılmış olduğu halde sabırla ülkesinin yanında yer alan

bir Kürt babayı ve orada arkadaşlarını şehit vermiş gazi bir güvenlik görevlisini, kısır kavgaların içinde boğulan siyasilerle konuştursak ne olur acaba?


Türkiye içine kapandı yine


Malezya üniversitesinde siyaset bilimi profesörüne, “İslam Dünyasının içinde bulunduğu krizi nasıl aşarız?” diye sorduğumda. “Biz İstanbul'dan bekliyoruz, ancak payitahttaki fikir adamları çözer bunu” demişti. O profesörü, üniversitelerimize getirsek,

kendini dekan, rektör, profesör ya da siyasetçi olmaya adamış fikir adamlarımızla yüzleştirsek, ne olur acaba?


Daha nice hüzünlü beklentiler, nice acılarla yüzleştim, nice yalvaran gözler gördüm.

Hepsinin

yüzü Türkiye'ye doğru dönüktü, Türkiye

'nin

yüzü ise kendi içine döndü

.

İşte bu

, onların hayal kırıklığı, bizim de utanç yaşayacağımız bir dramdır.


Bu umudu anlamayan, atalarımızın hatıralarının yaşadığı bu toprakları önemsemeyen, yüzünü sadece batıya çeviren dar görüşlü insanları çok eleştirdik. Onların, İslam dünyasını, Türkiye'nin gerçeklerini ve değişen dünyayı anlamadığını söyledik durduk.



AK Partiyi anlamayan AK Partililer


Peki ya bu umudu bildiği halde umursamayanlar?



Erdoğan'ın yaktığı ışığa, umuda gelen, heyecanlanan ve eskiden olduğu gibi payitahttan uzanacak eli bekleyen insanları bildiği halde, kişisel hesabının peşinde olanlar?



AK Parti öylesine bir yere geldi ki, Türkiye'nin omurgas

ı, İslam dünyasının umudu oldu.

Bu, neredeyse yüzyıldan beri ilk defa oluyor. Bazı AK Partililer bunu ya anlamıyor ya da anlamak istemiyor.


Ankara'da yaşanan tartışmalar, kavgalar, söylentiler insanın canını sıkıyor. Ne kadarı doğru, ne kadarı yalan bilinmez, hepsi birbirine karıştı.



Bilinen bir gerçek var:


Türkiye'nin, İslam dünyasının umudu olduğu gerçeği, bu kadroların omuzlarına devasa bir sorumluk yüklemiştir. Bu büy

ük sorumluğu yerine getirmeyenlerin

vebali büyüktür.


Bu ülkeye umut bağlayan mazlumun duası kadar, ahı da güçlüdür, unutmayalım.



#AK Parti
#Erdoğan
#İslam Dünyası
8 yıl önce
Türkiye’nin umut olduğunu unutmak
Efendimiz’in (sav) Zekatı-1
Milyonlar milyarlar havada uçuşuyor
Sandık başına giderken…
Operadaki Hayalet’in “kehaneti” gerçekleşirse…
Ayasofya’yı açan adama vefa zamanı