Anayasa değişikliğinin en önemli kısmı nedir sizce? Benim için, adına 'denge' denen ve ülkenin gelişmesine, kalitesinin artmasına engel olan dönemin bitmesidir.
'Denge' kelimesi aslında pozitif bir anlam içermesine rağmen, siyasette ve sistem yönetmede aslında engelleyici ve tıkayıcı bir özelliği vardır.
Durum karışık gibi gözükmesin, anlatınca net bir şekilde muradımı anlayacaksınız.
Mevcut Anayasa'da Cumhurbaşkanı'nın konumu şöyle kurgulanmış: Hem sorumsuz, hem tam yetkili, hem hesap vermeyen, (güya) tarafsız, 'dengeyi' gözeten olsun.
İmza attıktan sonra bir de şöyle diyor mevcut Anayasa:
Madde 105:
Yani tüm önemli atamalara imza atıyor, karışıyor, gerekirse değiştiriyor ama sorumlu kendisi değil, seçilmiş hükümet oluyor. Nasıl ama?
'Seçilmiş hükümetin atamalarını, icraatlarını denetlemek ve dengede tutmak için bu yetki verilmiş' diye de üzeri örtülmeye çalışılıyor. Aslında buna, siyasetin üzerinde otorite kurmak, gerektiğinde sistemi tıkamak denir. Cumhurbaşkanı Erdoğan buna, “siyasetin üzerinde vesayet kurmak” demişti. Sezer'den çektiklerinden sonra, tespit doğru bence.
Bu 105. maddeyi televizyon ekranında okuduğumda herkes çok şaşırmıştı. Bugüne kadar buna yüksek sesle itiraz eden muhalefeti duydunuz mu?
İşte statükonun lehine olan '
bu şekilde bozulmuş olacaktır.
Siyasette bölgesel ve etnik temelli denge gözetmenin hep sorun ürettiğine inandım.
gibi denge kaygılarının, kabineyi güçlendiren değil, zayıflatan bir şey olduğunu düşünüyorum.
Evet, siyaseten ve oy açısından bu dengeyi gözetmek bazen zorunlu oluyordu. Ama bunun kabine kalibresini de düşürdüğünü hepimiz gördük zaman içinde.
Artık bölgesel ve etnik dengeyi gözetmek zorunda kalacak olan sadece siyasi partiler olacak, milletvekillerini ona göre seçecekler. Cumhurbaşkanı kabine için daha çok iş bilen, daha çok alanının uzmanı isimlere odaklanacaktır.
Yeni seçilen bakanlar da, kendi bölgelerine yatırım yapmak gibi baskılarla karşılaşmayacak, Meclis'ten gelecek iş talepleri, torpil talepleri, ayrıcalık talepleri en aza inecek diye bir umudum var.
Ancak milletvekillerinin mesaisinin neredeyse yüzde 70'i seçmenlerinden gelen iş talepleri olduğu için, bu konuyu nasıl çözecekler tam bilemiyorum.
O yüzden bireysel iş talepleri yerine, bölgesel iş imkanları oluşturmak daha çok sorunu çözer sanki. Önceki gün Başbakan Binali Yıldırım'ın açıkladığı paket gibi, bölgesel iş imkanlarını geliştirmek, milletvekillerinin üzerindeki baskıyı da azaltıyor.