|
Yeni sistem sorunlarımızı çözecek mi?
Bir soru sorarak tartışmaya başlayalım:

Bu Anayasa değişikliği siyasi mi, yoksa bürokratik bir değişimi mi öngörüyor? Değişimin siyasi amaçla yapılması ile bürokratik amaçla yapılmasının arasında büyük farklar var. Dolayısı ile tartışmanın zemini de bu soruya verilecek cevap ile farklılaşır.


Değişim
bürokrasiye
yönelik bir hamle


Ben Anayasa teklifinin bürokratik bir değişimi amaçladığını düşünenlerdenim (başka kim böyle düşünüyor bilmiyorum gerçi!).

Maddelerin tamamı, teknik olarak bürokrasiye müdahaleyi amaçlıyor.

Anayasa metinleri siyasi mutabakat metinleri olmasına rağmen, şu anda teklif edilen maddelerin tamamı teknik olarak devletin yeniden dizaynını amaçlıyor.



Bu nedenledir ki, devletin siyasi yapısını, yani rejimin temel ilkelerini belirleyen ilk dört madde başta, siyasi içerikli maddelerde bir değişiklik yapılmıyor.



CHP, bu değişikliği siyasi olarak algıladığı/algılamak istediği için tartışma zeminini, “rejim değişiyor, Cumhuriyet elden gidiyor” argümanı üzerine oturttu ki, temelden hataydı.



MHP ise konuyu daha iyi anladı. Bunun teknik bir düzenleme olduğunu bildi, buna göre masaya oturdu, tekliflerini verdi ve Meclis'e getirilmesini sağladı. Daha tutarlı, daha sağlıklı bir politika.



Erdoğan'ın yaşadığı iki büyük kriz


Cumhurbaşkanı Erdoğan

, bu değişimle beraber, tüm devlet bürokrasisini bir merkezden yönetmek üzere bir tasarım yapmış oldu. Zira iki defa bürokrasinin çok ciddi krizler çıkardığına şahit oldu.



Biri, FETÖ'nün büyük ihanetidir ki, sadece Erdoğan'ın siyasi hayatında değil, Cumhuriyet tarihinin en büyük travma yaratan ihanetidir. Diyebilirim ki, bu olay Erdoğan'ın tüm paradigmalarını ve kodlamalarını baştan aşağı sarsmıştır.



Bir diğeri ise, Davutoğlu'nun Başbakanlığı döneminde yaşanan krizlerdir ki, bu kamuoyunca çok fazla bilinmiyor. Bu krizin çıkış yeri de bürokrasidir. Güç dengeleri arasında yaptığı çıkar amaçlı manipülasyonlarla sistemin tıkanmasına neden olmuştur.



Bu konuları dün, bürokratik oligarşinin zaferi diye işlemiştim.



Dolayısı ile iki defa bürokrasi merkezli krizle karşılaşan Erdoğan'ın, bu teknik düzenlemeyi yaptığını düşünüyorum. Tabii seçilmiş Başbakan ve seçilmiş Cumhurbaşkanı çatışmasının sürdürülebilir bir tarafının kalmadığını da,

Başbakan Binali Yıldırım'ın

sözünden anlayabiliriz:

“Bir gemide iki kaptan olmaz. Gemiyi batırır.


Durum tam olarak böyle olduğuna göre, devletin işletim sisteminde yaşanan kodlama hatasını bu değişiklikle düzeltmek istiyor Erdoğan ve AK Parti.



Kronik sorunlarımızı yeni sistem çözecek mi?


Peki, başlıktaki soruyu yeniden sorabiliriz şimdi:

Bu Anayasa değişikliği sorunlarımız çözecek mi? Anlatayım.


1.


Siyasi olarak Cumhuriyetin kuruluşundan beri yaşadığımız toplumsal mutabakat sorununu çözemeyecek. Yani din, mezhep, etnisite, kimlik, vatandaşlık tanımı gibi bir çok kriz üreten sorunlar, bu değişiklikle çözülemez. Bunları ertelemeye devam edeceğiz demektir.



2.


Askeri darbe ürünü Anayasa değişmediği için, sürekli yama yapılmış haliyle, sosyal ve siyasi krizler çıkarmaya devam edecektir. Ayrıca algısal ve ilkesel olarak, askeri darbe ürünü bir anayasa ile hayatımızı devam ettirmek, darbe ruhunun bir hortlak gibi etrafımızda dolaşması demektir.



3.


Ülkenin çok kritik sorunları, bu değişimle birlikte ertesi günü çözülmüş olmayacak. Terör, ekonomik kriz, uluslararası baskılar, kutuplaşma, iç çatışma ihtimali, ihanetler, ideolojik tahribatlar, hukuk sistemindeki sorunlar, güvenlik özgürlük çakışması gibi sorunlar, referandumun ertesi günü olduğu gibi önümüzde duracak. Bunların tümünün yeni sistemle biteceği algısını oluşturmak çok büyük hata.



4.


Bu değişiklik, bürokrasinin tek bir elden yönetilmesini öngörüyor. Bürokratik oligarşi, bu değişimden sonra, önemli bir cephesini kaybetmiş olacak. Yani, idarede iki başlılık sorunu ortadan kalkacak. Bundan sonra bürokrasinin tüm yüzü Cumhurbaşkanı'na dönecek. Tek kararı da o verecek. Bu bir anlamda çok önemli. Ancak bir de riski var. Bürokrasinin merkezileştirilmesinin yaratacağı hantallık, yönetilememezlik ihtimali büyük bir tehlike.



5.


Bu değişiklik şu andaki bürokrasinin en önemli sorunlarına çözüm önermiyor. Yani liyakat ve ehliyet yoksunluğu, üretimsizlik, vizyonsuzluk ve suiistimaller bürokratik oligarşinin en ciddi sorunu. Bu değişim Cumhurbaşkanına bu sorunları çözecek kanuni yetkiyi ve zemini veriyor. Ne yapacağını 2 Nisan'dan sonra göreceğiz.



Bürokrasiye gücü dağıtmak, ehliyet sahiplerini göreve getirmek, risk almasını, artı değer üretmesini teşvik etmek ve hesap vermesini sağlamak gibi kriterler hayata geçmeden, merkezileştirmenin bir faydası olmaz.


Görüldüğü gibi her sorunumuzu çözmeyecek bu Anayasa değişimi. Ancak çok önemli adımlar atılmasına olanak sağlayacak. Aslında asıl büyük mücadele, iş yükü, zorluklar, referandumdan sonra başlıyor.


#Anayasa değişikliği
#FETÖ
#Başkanlık sistemi
7 yıl önce
Yeni sistem sorunlarımızı çözecek mi?
* Maduro gidecek, Guaido gelecek.. * Altın ve petrol “sahibini” bulacak. * Mesele siyasi değil, ‘yağma’ meselesi... * Gerisi laf kalabalığı.
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’
Jeopolitik sürpriz: ABD, Rusya ve İsrail nasıl anlaştı?