Ortadoğu’da kartlar yeniden karıldı ve dengeler tekrar değişiyor. Suudi Arabistan’ın Mısır’a olan desteğini çekeceği sinyalini vermesiyle birlikte, tüm terazilerin ayarı bozulacak. Putin Kahire’ye giderek temaslara başladı bile. İran Sisi ile işbirliğine hazır olduğunu açıkladı, ABD yine şaşkın, Avrupa yine politikasız yakalandı. Yemen düştü. İran; Tahran, Şam, Bağdat, Beyrut’tan sonra beşinci başkentini San’a olarak ilan etti. Her şey on gün içinde oldu. On günde dünyanın tamamını etkileyecek değişimlerin yaşandığı bir Ortadoğu’da, Türkiye’nin kaderi de değişir, seyirci kalamayız.
Yeni Türkiye tartışması, yeni bir Ortadoğu tartışmasıyla berber yapılmalı. Türkiye artık sadece kendi başına düşünemez, hareket edemez ve strateji belirleyemez. Ortadoğu coğrafyasında Türkiye olmadan hesaplar mizana gelemez. Bu yüzden Yeni Türkiye kavramının içi doldurulurken ve gelecek kurgusu yapılırken Ortadoğu hesaba katılmak zorundadır.
Bugün sınırında iki savaş olan, bölgenin en eski ve kronik krizlerinde taraf olan Türkiye, tek başına yaşama lüksüne sahip değildir artık. Bir savaş, sizin topraklarınızı ve halkınızın yaşamını etkiliyorsa, siz de o savaşın bir parçasısınız demektir.
Aslında coğrafyanın yüzlerce yıl en etkin aktörü olan bir ülkenin kenara çekilmesi mümkün olamaz. Her yerde atalarınızın eserleri, hatıratları, akrabalarınız ve gönül bağınızın olduğu bu topraklardan kopmazsınız.
Kader bazı Milletlerin omuzlarına ağır sorumluluklar yüklemiştir ve şikayet etme hakkı da vermemiştir.
Yeni bir Türkiye kurgusuna ihtiyacımız var, doğru ama yeni bir Ortadoğu kurgusuna da dünyanın ihtiyacı var. Artık mevcut durum sürdürülemez. Suudi Arabistan’ın Mısır isyanı da bu tıkanmış durumdan kaynaklanıyor.
Televizyonlarda, gazetelerde Ortadoğu’yu anlayamayan, dolayısı ile Türkiye’nin orada ne işi olduğunu soran sığ yorumlara bakmayın. Siyasette, başkanlık sistemini padişah kavuğuna, Hitler bıyığına indirgemiş, güvenlik yasası eleştirisini eline molotofkokteyli alarak yapacağını söyleyen bir muhalefetten ne beklenebilir?
Bu yüzden Ak Parti’nin, Davutoğlu’nun ve Erdoğan’ın işi daha zor. Muhalefetin de yerine düşünmek, Yeni Türkiye kurgusunda kendilerine oy vermeyen insanların da isteklerini, taleplerini hesaba katmak zorundalar.
Bize artık bölgesel güç olan, bu coğrafyada yaşayan milletlerin umudu olan bir ülkeye uygun yeni bir Anayasa lazım. Ülke daraldı, bunaldı ve siyaset tıkandı. En önemli sebebi, askerlerin yaptığı, soğuk savaş dönemine ait mevcut Anayasa’dır. Tüm dünyanın geleceğini etkileyen Ortadoğu’nun en güçlü devletinin Anayasa’sında bir televizyon kanalının nasıl çalışacağı, bir araştırma kurumunun yönetim şekli ve medyayı denetleyecek kurumun yapısal detayları anlatılmış. Bu Anayasa ve anlayışla dünyada rekabet etmek mümkün değil.
Ortadoğu değişiyor, Ortadoğu ile birlikte dünyadaki dengeler de değişiyor. Türkiye tüm bunların dışında kalamaz artık. Yeni Ortadoğu düzenine ihtiyacımız var, tıpkı yeni Türkiye’ye ihtiyacımız olduğu gibi. Bunun için bakış açımızı biraz daha genişletmemiz, insan yetiştirmemiz, tarihi sorumluluğumuzu hissederek hareket etmemiz ve yepyeni bir Anayasa yazmamız lazım. Bu sefer fırsatı kaçırmamalıyız.
