|
Döviz spekülatörleri cezalandırılmalı
Önceki yazılarımdan hatırlayanlar, bu tür başlıklar attığımda, iş dünyamızın ve hane halkının daha 'liberal' kanadının sadece yazının başlığına bakarak, 'popülizm' yaptığımı ifade edebilirler. Çünkü, yaklaşık 2,5 yıldır maruz kaldığımız '
algı operasyonu'nda, birbirimizin ne ifade etmek istediğini, okuyarak, empati yaparak anlama çabasını bir kenara bırakmış; kafadan yaftalayarak tüm duyargaları kapatmayı tercih etmiş durumdayız
. Bu nedenle, 'AB mültecilere soykırım yapıyor' yazımda da, başlığa bakanlar yine popülizm yaptığımı düşünmüş olabilirler. Ama, yazının içeriğinde, bu ifadeyi İtalya'nın Sicilya Adası'ndaki Palermo şehrinin belediye başkanının söylediği görülüyordu.

Türk Lirası'nın, ABD Merkez Bankası'nın (FED) bir önceki başkanı Bernanke'nin 22 Mayıs 2013'deki konuşmasından bu yana, dünyanın bir çok önde gelen gelişmiş ve gelişmekte olan ülkesinin para birimlerinin başına geldiği gibi, dolar karşısındaki değer kaybını dikkatle takip ediyoruz.
Dünya ekonomisinde, milli gelir büyüklükleri bizim bir hayli üzerimizde olan Brezilya, Meksika ve Hindistan gibi ekonomiler, hatta Euro Bölgesi ülkeleri para birimlerinin dolar karşısında beklenenin de üzerinde değer kaybetmesine şahit oldular. Uluslararası ekonomi medyası yayınlarına bakarsanız, söz konusu ülkeler para birimlerindeki bu değer kayıplarını hak ediyorlar. Ancak, ekonomistlerin büyük bir bölümü, ilgili ülkelerin makro ekonomik gösterge ve dengelerinde önemli bir değişiklik olmamasına rağmen, aynı göstergelerden bugün daha karamsar bir tablo ortaya konulmasını samimi bulmamaktalar.

Döviz piyasaları yeterince derin değil

Türkiye başta olmak üzere, bizim gibi önde gelen gelişmekte olan ekonomilerin para birimlerindeki değer kayıplarının ekonomik gerekçelerin üzerinde bir boyuta ulaşmasında iki temel faktör söz konusu.
Bunlardan ilki, günlük, spot döviz işlemi yapılan piyasaların çok derin olmaması. Bu nedenle, 250-300 milyon dolarlık bir talep, bir döviz işlemi ile döviz kurlarını hoplattırabiliyorsun. İkinci kritik gerekçe ise, kaldıraçlı işlemler.
Yani, finans piyasalarında, özellikle vadeli işlemlerde, kişinin elindeki sermayesinin 10 ile 50 katı arasında işlem yapma imkanı veriyorsun. Örneğin, 10 bin dolarlık bir kaynakla, isterse 500 bin dolarlık döviz işlemi yapabiliyor. Bu da, spekülatif işlemlerin piyasalardaki yatırım araçlarının fiyatlarını etkileme gücünü arttırıyor. İlginçtir, G-20'de kaç kez tartışılmış olsa da, ABD ve İngiltere kaldıraçlı işlemlerin kısıtlanmasına şu ana kadar destek olmadılar.

Çin'den spekülatörlerE gözdağı

Ve, gelelim Çin'e. Sahip olduğu 3,5 ile 4 trilyon dolar arasındaki merkez bankası rezervine ve bu sayede kendi para birimi renminbi, ya da bilinen adıyla yuanın değerini istediği gibi ayarlayabilen ve koruyabilen bir ülke olmasına rağmen, döviz spekülatörlerinden muzdarip.
Bu nedenle, Çin Merkez Bankası spekülatörlerin elini yakacak bazı tedbirleri düşündüklerini açıkladı
. Merkez Bankası'nın Başkan Yardımcısı Yi Gang'ın paylaştığı bilgiler, döviz spekülatörlerini engellemek için Tobin vergisi gibi cezalandırıcı önlemlerin alınmasını dahi düşündüklerine işaret ediyor.
Tobin Vergisi, bu vergiyi ilk ortaya çıkmış olan Amerikalı iktisatçının soyadından geliyor ve ülkeye giren sermayenin, örneğin, çıkmak istemesi halinde, 2 yıldan önce çıkarsa, ağır ve yüksek bir vergi uygulanması anlamına gelmekte. Böylece, hızlı sermaye giriş ve çıkışları engellenmiş oluyor.

Yi, düşünülen önlemler arasında döviz işlemlerinden alınacak caydırıcı vergi uygulamasının yanı sıra, arbitraj geliri sağlamayı amaçlayan kısa vadeli sermaye hareketlerine karşı harç uygulamasının gerekli olduğunu savunmakta.
Çin MB Başkan Yardımcısının gündeme getirdiği tedbirleri değerlendiren piyasa uzmanları, döviz işlemlerine vergi getirilmesinin, yuanı küresel para birimi haline getirme amacıyla çeliştiğine işaret etmişler.
Yani, düşünülen tedbirler işlerine gelmemiş
. Bu nedenle, şimdi aynı uluslararası ekonomi medyasında, Çin'in yuanı rezerv para yapmak için daha liberal davranması gerekirken, düşünülen tedbirlerin doğru olmadığı empoze edilecek.
Nitekim, geçen hafta Hindistan MB'na 'faiz indirme, Brezilya ve Türkiye'den ders al' diye saygısızca yazılar yazdılar. Hindistan MB Başkanı Rajan da, suratlarına 'beklenenden yüksek faiz indirimi' ile, okkalı bir tokat attı.

SPK'dan da ek tedbir geliyor

Söz konusu kaldıraçlı işlemlere yönelik, ekonomi yönetiminin kontrolünü arttıracak kimi tedbirleri gündeme getirecek düzenleme taslağı da, Sermaye Piyasası Kurulumuz tarafından kamuoyu ile paylaşıldı.
Buna göre, varlık bazında uygulanacak kaldıraç oranlarının varlıkların belirli gruplara ayrılması suretiyle Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği (Birlik) tarafından belirlenerek, SPK tarafından onaylanacak ve kaldıraç oranının en fazla 100 olabileceği ve başlangıç teminat tutarı 10 bin liranın altında olan müşteriler için 50'yi geçemeyecek
. Ayrıca, teminatların Takasbank nezdinde müşteri bazında tutulacağı ifade edilen taslaklarda, kaldıraçlı alım satım işlemleri sunulan müşterilere Bireysel Portföy Yöneticiliği ve Yatırım Danışmanlığı hizmeti sunulamayacağı bildirildi.
Türkiye ve Çin gibi ülkeler, 2016 ve 2017 için önden tedbir alıyor
. Bu noktayı göz ardı etmeyelim.
#küresel ekonomi tobin vergisi
#döviz işlemleri
#Türk Lirası
#merkez bankası
9 yıl önce
Döviz spekülatörleri cezalandırılmalı
Allah kimsenin ayağını kaydırmasın - 2
Tevradî bir mitin Kur’anî bir kıssa ile tashihi
i-Nesli anlaşılmadan siyaset de olmaz, eğitim de…
İç talebe ilişkin öncü göstergeler ilave parasal sıkılaştırmaya işaret ediyor!
Enerjide bağımsız olmak