|
Siyasete çağrı: “Eylül’e hızlı girebiliriz”
17 Haziran Çarşamba günkü yazımda, Yunanistan konusuna hayli atıfta bulunduğumda, eğer siz değerli okuyucuların arasında 'Hoca nereden çıkardı bu Yunanistan'ı' diyeniz olduysa, 26 Haziran cuma günü itibariyle, Yunanistan meselesinde gelinen nokta açısından, bu konuyu gündeminize ve ilginize taşımış olmam umarım anlamlı olmuştur. Hatırlanacak olur ise, ABD'nin dünyaca tanınmış yatırım bankalarından Goldman Sachs, uluslararası haber ajansı Reuters'e atıfta bularak, 22 Haziran Pazartesi günü yayımladığı raporda,
Yunan bankalarından mevduat çıkışlarının geçtiğimiz hafta artarak 4 milyar euroya ulaştığını
ve bu miktara ek olarak 22 Haziran Pazartesi günü de 1 milyar euroluk bir çıkışın daha olabileceği öngörmüştü.
Acıdır ki, Yunan bankalarından geçtiğimiz 6-7 ay içinde çıkan mevduat miktarı 45 milyar euro civarında tahmin edilmekte.

Bu noktada, Türk bankacılık sektörüne çıkan Yunan mevduatından bir giriş var mı yok mu, anlamamız temmuz ayının sonunu bulacak gibi gözüküyor. Unutmayalım, yabancıların Türk bankalarındaki mevduatının en yüksek rakamı, 2014 yılı eylül ayında, TL cinsinden mevduatın dolar cinsinden değeri olarak 7,7 milyar dolar, yabancı para cinsinden olarak da 21,8 milyar dolar ile yakalamış. Mayıs 2015 itibariyle, TL cinsinden mevduat 5,2 milyar dolar düzeyinde, yabancı para cinsinden mevduat toplamı da 20,3 milyar dolar. Yani, Türk bankalarından bir miktar mevduat çekmişler.
Eğer, temmuz ayı sonuna doğru göreceğimiz haziran ayı mevduat verilerinde, yabancıların mevduatının arttığını görür isek, Yunan bankalarından çıkan paranın bir kısmının bize gelmiş olabileceğini konuşabileceğiz.

Belirsizlikler yumuşarsa, son 4 ayda toparlanırız

2015 yılının ikinci altı aylık dönemi ve tüm 2016 yılı için,
gerek dünya, gerekse de Türk ekonomi ve iş dünyasını yakından ilgilendiren konu başlıkları şu şekilde sıralanabilir: Birincisi,
dünya ekonomisinde büyüme toparlanabilecek mi ve Türkiye'nin ihracatı yeniden hızlanacak mı;
ikincisi,
ABD Merkez Bankası (FED) para politikası adımlarını nasıl götürecek, sıkılaştırma yumuşak mı, sert mi olacak;
üçüncüsü,
Türk siyaseti, Meclis'e girmeyi başaran 4 parti bir koalisyon hükümeti kurabilecek mi ve Türkiye en azından 2 yıllığına siyasi belirsizliği geride bırakmış olacak mı; ve
dördüncüsü,
Yunanistan Krizi nasıl sonuçlanacak ve Euro Bölgesi'nde ekonomi daha hızlı toparlanmaya başlayacak mı?

Şu an için, dünya ekonomisiyle ilgili büyüme sinyalleri hala iyi değil. Üstelik, söz konusu 'vasat' büyüme sinyali endişelerine Çin de dahil olmaya başladı ve Uzak Doğu piyasaları bu nedenle keyifsiz. ABD Merkez Bankası (FED), tüm bu küresel tabloyu görerek, yeni bir kriz ortamının oluşmasını istemiyor. Bu nedenle, mesajlarını ve atacağı adımları yumuşatmış gibi bir izlenim vermekte.
Yunan Krizi hala belirsiz ve yurt içinde de, piyasalar bir koalisyon hükümeti kurulması için gün sayıyor.
Böyle bir ortamda, 23 Haziran'da, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu'nda tüm milletvekillerinin yemin etmeleri sonrasında, Meclis Başkanlığı seçimi, bir o kadar da yeni hükümet kurulma çalışmalarıyla ilgili takvim işlemeye başladı. Bu noktada, partiler arasında, şu anda istişarelerin başladığı, çeşitli nabız yoklamalarının yürüdüğü de ifade edilmekte.

Eğer, ABD Merkez Bankası FED'den dolayı bir küresel gerginlik, Yunanistan'ın iflası gibi bir bölgesel gerginlik yaşanmaz ve bu arada, Türkiye'de enflasyonda da bir yumuşama gözlenir ise, olası yeni koalisyon hükümetinin ekonomi yönetimine, görevi devraldıktan sonra, ekonomi ve iş dünyasına moral verecek şekilde, 'işe hızlı girme' anlamında bir imkan ve ortam oluşmuş oluyor.
Yeni Ekonomi Yönetimi, Türk ekonomisini canlandıracak bir dizi tedbiri daha rahatlıkla hayata geçirebilir ise, bu sayede, hem bir koalisyon hükümetinin fiilen göreve başlamasının getirdiği moral, hem de alınacak tedbirlerle, yılın kalan 4 ayında büyümeyi toparlayabiliriz.

Şu anda, TCMB'nin kendi algısı ve kredibilitesi açısından, 22 Haziran salı günkü Para Politikası Kurulu toplantısından çıkan karar doğrultusunda, sıkı para politikasını sürdürmesi anlamlı.
Bununla birlikte, eğer koalisyon hükümeti kurulur ve siyasi belirsizlik ortadan kalkarsa, FED söylemini yumuşatmaya devam ederse ve Yunanistan meselesi de tatlıya bağlanır ise, TCMB'nin, ağustos veya en geç eylül ayından itibaren, para politikasını kısmen yumuşatabileceği bir hareket alanı oluşmuş olacak.
TCMB, bu imkanı değerlendirmeyi tercih edebilir. Nitekim, Merkez Bankası üst yönetimi, dış talebin zayıf, iç talepteki büyümenin de ılımlı düzeyde seyrettiğini düşünüyor. Ayrıca, gıda fiyatlarında beklenen kısmi düzeltmenin katkısıyla kısa vadede enflasyonun düşeceği öngörülmekte.
Tüm bu tablo, sonbaharda, TCMB'nin de büyümeyi destekleyici bir adım atabileceğine işaret etmekte.

Yunanistan için '
5 ay erteleme' mi?

Bu hafta anlaşmayla sonuçlanacağı beklenen, Yunanistan-Kreditörler pazarlıkları tıkanmış durumda. İki taraf ta şantaja maruz kaldıklarını iddia ediyor ve siz bu satırları okurken muhtemelen toplanmış olacak Eurogroup, yani Euro Bölgesi maliye bakanları kriz için bir ara formül peşinde olacaklar. Görüşmelerin sürmesi nedeniyle adını vermek istemeyen bir AB
yetkilisinden aktarıldığına göre, kreditörler Yunanistan'a 5 ay erteleme ve 15,5 milyar euro kredi teklif edilecek.
Merkel teklif hakkında “Kreditörler görüşmelerde taviz verdi, Yunanistan da aynısını yapmalı. Çipras'ı kendilerine sunulan cömert teklifi kabul etmeleri için cesaretlendirdim” demiş. Çipras ise “Avrupa prensipleri şantaj yapmayı içermiyor. Hükümetimiz ültimatomları reddediyor, Avrupa değerleri için savaşmayı sürdüreceğiz” şeklinde konuşmuş.
Bu iş tatlıya mı bağlanacak, 'karakol'da mı bitecek, birlikte göreceğiz.
#yunanistan
#çipras
#ekonomi
9 yıl önce
Siyasete çağrı: “Eylül’e hızlı girebiliriz”
Evvelbahar
Siz hiç “ayben”e para gönderdiniz mi?
Irak: Kurtların sessizliği…
Direniş meşrudur, tükür kardeşim
Columbia’da ‘Filistin’le Dayanışma Çadırları’