|
CB seçimi tarihine ilişkin iki ana tezin karşılaştırılması (2)

11. Cumhurbaşkanının görev süresinin kaç yıl olduğundan söz ediyorduk. Beş mi, yoksa yedi mi?

Ortada bırakılmış hatta neredeyse özellikle ihmal edilmiş bir konuydu. "Hele 5. yılın içine bir girelim, sonra çaresine bakarız" diye düşünülmüştü sanki... Bu ağırdan alışın nedenleri arasında "Önce 2011 seçim sonuçlarını görelim bakalım.." gibi ihtiyatlı bir duruşun bulunduğu da söylenebilir.

Dünkü yazıda kısaca "7 yıl"cı cenahtan Burhan Kuzu ve Hüseyin Çelik''in yorum ve gerekçelerine yer vermiştim. Bu yorum ve gerekçeler –kendi ifadeleriyle- dönüp dolaşıp bazı öznel nitelikte kanaatlerin serdedilmesinin ötesine geçmiyordu.

Bildiğiniz gibi bu konuya ilişkin tartışmada dile getirilen bir karşılaştırma söz konusu.

31 Mayıs 2007''de Meclis''ce, 21 Ekim 2007''de ise halkoylaması sonucu kabul edilen anayasa değişikliği ile iki seçim yeni bir takvime bağlanmıştı. Bunlardan birincisi cumhurbaşkanının beş yılda bir halk tarafından seçilmesi, ikincisi ise milletvekili seçimlerinin dört yılda bir yapılmasıydı. Ancak bugün, bu anayasa değişikliğinin milletvekili seçimlerine ilişkin ayağı 12 Haziran 2011''de en ufak bir tartışmaya neden olmadan uygulanmaya konmasına rağmen değişikliğin cumhurbaşkanı seçimine ilişkin ikinci ayağına iktidar partisi tarafından iltifat edilmemesi ile karşı karşıyayız.

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, ortaya çıkan hiç değilse "tutarsız" olarak nitelenebilecek bu gelişmeyi şöyle yorumluyor:

"Peki diyeceksiniz ki milletvekilleri de 5 yıllığına seçilmişti niçin 4 yıllığına seçildiler. Eğer TBMM toplanıp 12 Haziran 2011 seçimlerine karar almamış olsaydı, Yüksek Seçim Kurulu seçime gitmemiz için bizi zorlayamazdı. Esasen zorlamaya da hakkı olmazdı. Çünkü zaten 5 yıllığına seçilmişti. Meclis her zaman seçim süresini kısaltabilir, kendini feshederek seçime gidebilir. Erken seçime karar alabilir ama bizim Anayasamız''a göre şu anda halihazırda görevde bulunan cumhurbaşkanı süresini kısaltamaz, bu cumhurbaşkanının azli anlamına gelir."

Görüldüğü gibi bu akıl yürütmede de halkalar birbirine olması gerektiği bağlı değil. Çelik''in söylediği gibi TBMM tabii ki milletvekili seçimlerini öne alabilir. Ama -yine Çelik''in de söylediği gibi- Meclis''in cumhurbaşkanının görev süresinde değişikliğe gitme hakkı olmadığına göre, bu bahse ilişkin cevabın Anayasa''da aranması gerekmez mi?

11. Cumhurbaşkanı''nın görev süresinin 7 değil 5 yıl olduğu tezinin -görebildiğim kadarıyla söylüyorum- en ciddi savunucusu Tarhan Erdem''dir. Erdem, Radikal gazetesinde konuya ilişkin yayımladığı yazılarda biraz önce sözünü ettiğimiz "karşılaştırma" çerçevesinde milletvekili seçimlerinin nasıl olup da 11 Haziran 2011''de (yani 4. yılın sonunda) yapıldığını Çelik''ten dinlediğimiz yorumdan bambaşka bir şekilde açıklıyor. Söz konusu yazılarından bazı bölümler aktarayım:

"Bu yılın başlarında, 3 Mart 2011''de, ''TBMM genel seçimlerinin yenilenmesine ve seçimin 12 Haziran günü yapılmasına'' karar verilirken, hiçbir partiden hiçbir kimse kürsüye çıkıp ''Biz 5 yıl için seçildik, niçin beş yılı beklemiyoruz'' demedi; çünkü diyemezdi."

Demek ki, milletvekili seçimlerinin 5 yılın dolmasını beklemeden 4.yılın sonunda yapılması "Anayasa hükmüdür" denerek bütün partiler ve milletvekilleri tarafından işin tabii seyri olarak düşünülüp kabul görmüş. Yoksa -bugüne kadar yaşanan bazı örnekleri de hatırlayarak- hepimizin bildiği gibi milletvekillerinin seçilmiş oldukları süreden 1 yılı böyle kolayca iade etmeleri (!) mümkün müdür?

Aceleye getirmemek için konuyu yarınki üçüncü yazıda tamamlayalım.

12 yıl önce
CB seçimi tarihine ilişkin iki ana tezin karşılaştırılması (2)
Tevradî bir mitin Kur’anî bir kıssa ile tashihi
i-Nesli anlaşılmadan siyaset de olmaz, eğitim de…
İç talebe ilişkin öncü göstergeler ilave parasal sıkılaştırmaya işaret ediyor!
Enerjide bağımsız olmak
Târihin doğru yerinde durmak