|
Referandum meselesi

AKP Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ''ın verdiği yasa teklifi de son günlerde üzerinde çokça söz edilen konulardan birisi.

Bozdağ''ın teklifi yasalaşır ise, , 330 ila 367 arasında oy alarak zorunlu referanduma götürülen anayasa değişiklikleri bugün olduğu gibi 120 değil, 45 gün sonra halkoyuna sunulacak.

Ak Parti''nin bu girişimi büyük ölçüde Anayasa''da yapılacak bazı değişikliklerin habercisi olarak yorumlandı. Ben bu değerlendirmeye –açıkçası- pek iltifat etmiyorum. Nedeni açık: Hükümet eğer söylendiği gibi Anayasa değişikliğine niyetlendi ise, bunun yolu-yöntemi referanduma sunma süresinin kısaltılmasından çok önce, yapılması düşünülen değişikliklerin ilanı değil midir? Nitekim Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek de, istemelerine rağmen, mevcut koşullar altında Anayasa değişikliğine gitmek gibi bir düşüncelerinin olmadığını açıkladı.

Bozdağ''ın teklifinin yol açtığı bu tartışma bana, Anayasa''nın "Anayasanın değiştirilmesi" şartlarından söz eden 175. maddesi dolayısıyla önemli gördüğüm ve eskiden de (2007''deki değişiklik sırasında) altını çizdiğim bir hususu hatırlattı. Bu husus , 175. maddeye ilişki hâlâ çözülmeyi bekleyen bir probleme işaret etmekteydi.

O tarihte 175. madde çerçevesinde cevaplanmasını istediğim soru şu idi:

"Cumhurbaşkanı, Meclis''in üçte iki çoğunlukla kabul ettiği Anayasa değişikliğine ilişkin bir kanunu ''veto'' edebilir mi? Yani bir kez daha görüşülmek üzere Meclis''e iade edebilir mi?"

O tarihlerde önümüzde konuyla ilgili güzel de bir örnek vardı. Bir zamanlar "2B" adı verilen bir Anayasa değişikliği Köşk''e gitmiş-gelmiş ve –nedense- konu kapanmıştı.

Oysa o dönemde Ak Parti Grup Başkanvekili Haluk İpek, şu farklı açıklamayı yapmıştı:

"Cumhurbaşkanı 368 oyla kabul edilen Anayasa değişikliğini veto edemez. TBMM Başkanı iade yazısını Meclis''te okutmamalıdır."

İpek, 175. maddede 1987''de yapılan değişiklik sonrası, 367''nin üzerinde kabul edilen Anayasa değişikliklerinde Cumhurbaşkanı''nın "veto" yetkisinin bulunmadığını, böyle durumlarda Cumhurbaşkanı''nın önünde sadece kanunu Resmi Gazete''ye gönderme ve halkoyuna sunma seçeneklerinin bulunduğunu savunuyordu.

İpek''in bu yorumunun yanına eski Adalet Bakanı Oltan Sungurlu''nun şu yorumunu da yerleştirmiştim:

"Bu kanunla yapılan değişikliğin ardından 367''nin üzerinde oyla kabil edilen Anayasa değişikliğini Cumhurbaşkanının veto hakkı yoktur. Ya referanduma götürür veya Resmi Gazete''de yayınlanır."

Bu yorumları ben de –aklımca- yerinde bulmuştum. 175. maddenin 5. fıkrası, söz konusu bu yorumları destekler şekilde şöyle kaleme alınmamış mıydı:

"Doğrudan veya Cumhurbaşkanı''nın iadesi üzerine, Meclis tam sayısının üçte iki çoğunluğu ile kabul edilen Anayasa değişikliğine ilişkin kanun veya gerekli görülen maddeleri Cumhurbaşkanı tarafından hal+koyuna sunulabilir. Halkoyuna sunulmayan Anayasa değişikliğine ilişkin Kanun veya ilgili maddeler Resmi Gazetede yayınlanır."

Peki ben bugün bu meseleyi niçin hatırlatıyorum?

Bunun nedeni, 175. maddenin esrarengiz bir içerikle kaleme alınmış olmasıdır. Bu "esrarengizlik", maddenin fıkraları arasında bir bütünlük olmamasından kaynaklanmaktadır. Mesela, !75. maddenin yukarıda aktardığım 5. fıkrası orada öylece dururken, maddenin 3. fıkrası –pekâla- "Cumhurbaşkanı Anayasa değişikliklerine ilişkin kanunları, bir daha görüşülmek üzere Türkiye Büyük Millet Meclisine geri gönderebilir…" diye başlayıp devam edebilmektedir. Bu nedenden olacak, mesela değerli bir anayasa hukukçusunun 175. maddeyi yorumlarken şu hükme vardığına da şahit oluyoruz:

"Eğer Cumhurbaşkanı beşte üç veya üçte ikiden az bir oyla kabul edilen Anayasa değişikliği kanununu, Meclise bir kez daha görüşülmek üzere geri gönderiyorsa, Meclis, kendisine geri gönderilen Anayasa değişikliği kanununu ancak üye tamsayısının üçte iki çoğunluğuyla kabul edebilir. Eğer TBMM kendisine gönderilen Anayasa değişikliği kanununu üye tamsayısının üçte iki çoğunluğuyla kabul edemezse, Anayasa değişikliği reddedilmiş sayılır. (m.175/3''ün mefhumu muhalifinden)"

Demek ki 175. Maddenin 4. fıkrasında yer alan "Meclisçe üye tamsayısının beşte üçü ile veya üçte ikisinden az oyla kabul edilen Anayasa değişikliği hakkındaki Kanun, Cumhurbaşkanı tarafından Meclise iade edilmediği takdirde halkoyuna sunulmak üzere Resmi Gazete''de yayımlanır" hükmü, ancak ve ancak Cumhurbaşkanı''nın "Meclis''e iade" gibi değişikliği son derece zorlaştıran bir karar almadığı zamanlar için geçerlidir.

Tuhaf ve esrarengiz bir durum doğrusu… Anayasa değişikliğine ilişkin beşte üç çoğunlukla Meclis''ten geçirdiğiniz bir kanun, eğer Cumhurbaşkanı ister ise halkoyuna sunulabildiği halde, Cumhurbaşkanı''nın vetosunu yiyen aynı kanun hayatta kalabilmek için üçte iki çoğunluk peşinde koşmalıdır.

Görüyorsunuz; 81 Anayasası''nın Evren''e "4. fıkra,olmadı 2. fıkra; 5. fıkra, olmadı 3. fıkra" yoluyla ne derece "ali kıran baş kesen" bir cumhurbaşkanlığı makamı hediye ettiğini görüyorsunuz…

Son olarak, Anayasa değişikliğine niyetlenenlerin işe girişmeden önce Anayasa''nın 175. ve 89. maddeleri üzerine, barındırdıkları muhtemel tuzakların belirlenmesi açısından sıkı bir çalışma yapmalarının yerinde bir davranış olacağını da hatırlatmak isterim. "367" hikayesini unutmadıksak eğer…

14 yıl önce
Referandum meselesi
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’
Jeopolitik sürpriz: ABD, Rusya ve İsrail nasıl anlaştı?
Nazlı seçmen günlerinde siyaset