|
‘Bize göre gelip geçen sultanlar’

Gece, senin içinde gurbet. Garib bülbüllerin vakti. Gökyüzünde yalnız gezen yıldızların vakti. En yaşlı anılar iki kelimeye sığacak hale geliyor, tek emir kipiyle çıkıp gidiyorlar anlamlarından.



Söylenmemiş bir söz kalıyor geceleyin senden geriye. En unutulmaz aşklar gözlerinden bir damla yaş gibi süzülüp gidiyor.



Geçmişi bugüne getiriyor gece. Başlangıçlarla sonları birbirine bağlayan, bütün düğümleri uçsuz bırakan gece. Onunla örtüyor, örtünüyorsun ta derinlerde.



Geceleyin batmayan bir dolunaya tutulmuşsun. Karanlıkta göremeyen gözlere inat, renkli gölgelere rastlamış gibi bir mucizenin içindesin. Her şey mümkün.



Aşıklar yorgan altında güzelleşirken üşüyen çıplak ayakların niyazında uzuyor senin gecen. Bir kiraz çekirdeği gibi döne döne diplere yuvarlanıyor amelin.



Özlemini duyduğun kavuşma için umulmadık diyarlarda bilmediğin bir dilde aslını arıyorsun. Yastıklarını ıslatan dualarıyla bir rüyadan diğerine kendini seyredip duruyor kimileri de. Sen uyanıksın.



Yorulmuyor gönlün sevmekten. Kesilmeden nefesin, insanlığın bütün nefeslerini içine alıyormuş gibi çoğalıyorsun. Bir insanda her insan. Her insanda bütün insanlar.



Sensin uzayan gecelerde. Yarınların ilki, dünlerin sonusun. Gecenin en güzel yüzüsün. Sensin Yarabbi, parmak uçlarında yegane zikir. Sensin! Sensin!



“Bize göre bunca uzun zamanlar



Bize göre gelip geçen sultanlar



Bize göre akıp dökülen kanlar



Sensiz bir nesne yok ne damar ne kan.”



Osman Kemali'nin dizelerine sığınıyorsun. Karanlığın içine bir inci düşüyor. Varlığı Hakla doldurmaktan başka bir uğraşı olmayan vahdet yolcusu gibi zulmetin içindeki nurla kaplanıyorsun.



Nefsinin bürünmüş olduğu karanlıklardan kendi nurunla aydınlanman için cehalet ve zulmetin örtüsünü kaldırdığında, doğmayan, batmayan güneş olacaksın. Gecenin karanlığı zulmetmeyecek sana.



Canın uyanık, bir sırra doğru çekiliyor kalbin, her şeyde onu takip ediyorsun. Varlığın toplamı olan kamil mürşidin nefesinde gizli sır. Hayat sırrı. Nefsini onunla bilirsen varacaksın menzile.



Sultan sırrı nefsinde. “Ete kemiğe bürünür Yunus diye görünür!”



Geceyi, gündüzü, varlığı çepeçevre kuşatmış ol sultan, senin terazin aynı zamanda. Ne koyuyorsan kefelerine, tartıp durulan senin amelin. Dönüşebildiğin ölçüde gecenin içinden gündüzün çıkmasındaki sırra erişebiliyorsun. Dönüşüm kemal noktasında gerçekleşiyor. Her varlığın kemali, onun can verişinde gizli.



Gecenin en karanlık anı!



Terazinin ölçüsü sensin. Senden ne tartılıyorsa, ona dönüşüyorsun. Vahdet yolcusunun ameli aşk. Her an sevdiğinle birliktesin, sevdiğinle haşroluyorsun. Sen sevdiğin oluyorsun. Dönüştüğün. Sevgili. Sensin.



Asıl olarak sevgidir bilmek. Çünkü birini yakinen tanıdığında onda ağır basan güzelliği görürsün. Yaslanabilirsin artık arkana. Ayaklarını uzatıp, koltuk ile sehpa arasında en uzun yolculuğuna çıkabilirsin.



Neyi seversen imanın o. Seher vaktinin yeline dek. Huzurdan bir an bile düşmeden, bir an bile gözlerini kaçırmadan dalmalı her şeydeki ummana. Tek yönlü gidiş! Alacakaranlığın içinde yırtıcı seslere karışıyorsun. Bazı hışırtılar, cisimlerin gizli ismi işitilir oluyor. Avucunda metrelerce dua.



Dilin gözün kulağın O'na dönüyor geceden gündüz çıkarken. Süt kaymak bağlamış, kedi guruldamakta. Hepsinin duasıyla aslına yöneliyorsun. Gecesini arayanlar sabaha dek ayakta.



Evvel sonraya dönüyor, sayfa sayfa yazıyor herkes kaderini. Arayanlar gerçeğin dilini sökmeye başlıyor usul usul. Güzelliğin cevherine değmeye başlıyor. Gizli hazineye...



“Varlığım ben aşka verdim dostlar hiç kalmadı



Her ne kılsam hükm onundur düşmana suç kalmadı.”



Bu dizelerin şairi Sinan Ümmi, gecenin içinden sesleniyor. Sensin Sultanım, yüreklerin şafağında dile gelen sensin. Kuşlar ötüp gün ağarmaya başladığında rüzgârın sürükleyip getirdiği hüzne basıyorsun her adımda.



Sevenin ismi sevilene yazıldığında... Gönlünün semasına ne yansıyorsa harf harf, hece hece, kelime kelime... Okumaya başlıyorsun. Kalemin yazdığı ile senin okuduğunun bir olduğunu bilene dek... Şimdi bazıları derin uykuda. Aşıkların ise gözleri apaçık, sultanın sırrındaki nefesi alıp vermekteler gün doğana kadar.




#Osman Kemali
#Vahdet yolcusu
7 yıl önce
‘Bize göre gelip geçen sultanlar’
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir
Yeni tehditler ve Türkiye’nin kurumsal güncellenmesi