Meclis'te bu hafta Anayasa Komisyonu'nda, gelecek hafta Genel Kurul'da yapılacak dokunulmazlık oylamasına

oyu vereceklerini şimdiden açıklayan CHP milletvekillerinin bir kısmı bunlar.

Bir de açıklama yapmayıp,

diye düşünerek

demeyi planlayanlar var.

Dokunulmazlık konusunda herkesin gözü HDP'nin üzerinde olsa da, onlar kadar baskı yiyen bir başka parti daha var.

CHP.

Neden derseniz, Anamuhalefet Partisi açısından burada iki

durumu söz konusu.

Bir tarafta, aksi durumda başına kakılacak olan çelişkileri görüp

diye açıklama yapan Genel Başkan Kılıçdaroğlu'nun ortaya koyduğu irade, diğer tarafta bu iradeye karşı açıktan tutum alanlar.

Dünkü grup konuşmasının sonunda Kılıçdaroğlu'nun isim vermeden ama sesini yükselterek kendisinin kararına açıktan cephe alan CHP vekillerini uyardığına şahit olduk.

İşte bu tablo CHP'yi zorluyor.

Sadece partiyi değil, partinin hinterlandındaki kesimleri de…

Dört gün önce

babında ağlamaklı bir haber yapan Cumhuriyet Gazetesi'ne konuşan bazı CHP milletvekillerinin Kılıçdaroğlu'na dokunan laflar etmekten sakınmamaları dikkat çekiciydi.

Mesela yukarıda saydığımız isimlerden İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal, gazeteye verdiği demeçte

diyerek bir nevi Genel Başkanı'nı Erdoğan'la birlikte hareket etmekle suçlamış oldu.

Geride bıraktığımız iki haftayı hem de çocukların uykuda olmadığı saatlerde ettiği küfürlerle geçiren Kılıçdaroğlu'nun dilindeki bu kirliliğin bir sebebi de dokunulmazlık konusunda yaşadığı ikilemin yaşattığı psikolojik iklim olabilir.

Belki de

derken şunu hesap etmiş olabilir.

Meclis'teki oylama gizli yapılacağı için belli etmeden

oyu veririz, sonra da bütün fireler sizin partinizden çıktı diyerek iktidar partisine suçu atarız.

Olur mu, olabilir.

Peki dokunulmazlık süreci nasıl işleyecek, sonuçları nasıl olacak?

Bu işleri iyi bilen hukukçularla yaptığımız görüşmelerden elde ettiğimiz verileri madde madde burada paylaşalım.

1-Meclis'teki Anayasa değişikliği kabul edilirse, 600'e yakın dokunulmazlık dosyası doğrudan yargının uhdesine geçmiş olacak.

2-Fezlekesi olan milletvekillerinin kaderi, isnat edilen suçların niteliğine göre ve yargının vereceği karara göre belli olacak.

3-Yargı kararını verdikten ve hüküm kesinleştikten sonra söz konusu milletvekilinin cezasını çekmesi Anayasa 83'üncü maddeye göre dönem sonuna bırakılıyor. 83'üncü madde

” diyor.

Bununla birlikte bazı hukukçuların görüşüne göre, milletvekilinin aldığı ceza Anayasa'nın 76. Maddesinde sıralanan suçlar kapsamına girerse, dönem sonu beklenmeden vekillik düşürülebiliyor.

4-Yargıda kesinleşmiş hüküm sonrası milletvekillerinin tekrar aday olup olamayacağı yukarıda sözünü ettiğimiz Anayasa'nın 76. maddesinde geçen milletvekilliğine engel suçların durumuna göre belli olacak.

Fıkrada geçen

ifadesi, HDP'de fezlekesi olan bazı vekilleri bekleyen mukadder akıbeti şimdiden ortaya koyuyor.

5-Peki Kılıçdaroğlu'nun durumu ne olacak? Onunla ilgili çoğunluğu hakaret suçlamasından oluşan 39 fezleke var. Anayasa değişikliği meclisten geçer ve yargı yolu açılırsa mahkemelerden gelecek kararlar beklenecek. Kılıçdaroğlu'nun durumu HDP'li isimlere göre daha az riskli görünüyor.

Ancak aynı maddede geçen

ifadesi, mahkemelerden gelecek kararlara göre Kılıçdaroğlu'nun bir sonraki seçimde milletvekili adayı olmasını zora sokabilir.

Önümüzdeki hafta yapılacak dokunulmazlık oylamasında referandum çoğunluğu olarak bilinen 330'un üzerine çıkılacak olmasına kesin gözüyle bakılıyor.

367'nin üzerine çıkılırsa zaten değişiklik gerçekleşmiş olacak.

330-367 aralığında bir sonuç çıkarsa Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kararı belirleyici olacak.

Böyle bir durumda Erdoğan, kendisinin de destek verdiği bu değişikliğe

der referanduma götürürse, ki böyle bir durum sizleri şaşırtmasın, CHP'de çarşı işte esas o zaman karışacaktır.