|
Çin’den haberlerimiz var

Sizler, Türkiye'de 23 Nisan Bayramı ile ilgili etkinlikleri izlerken, TBMM'de bacak bacak üstüne atan yabancı diplomatların Meclis görevlilerince uyarıldığı gibi tuhaf haberler okurken, biz Çin'in güneybatısında yer alan Çendu şehrinde panda yetiştirme tesislerini geziyor idik.



Yani anlayacağınız bugün sizlere Çin'den bildiriyorum.



Mayıs ayı ortasında Cumhurbaşkanı Erdoğan buraya gelerek Çin Devlet Başkanı Şi Cinping'in ev sahipliğinde yapılacak

“Bir kuşak bir yol”

zirvesine katılacak.



Biz önden gelmiş olduk. Dördü RTÜK üye ve çalışanları, geri kalanı gazeteci toplam 12 kişiyiz. Davet sahibi Çin Ankara Büyükelçiliği ve Çin Uluslararası Radyosu.



Aktarmalı uzun bir yolculuktan sonra ismini ilk defa seyahat daveti geldiğinde duyduğum, 16 milyon nüfuslu Çendu kentinin havalimanında bizi, çok güzel Türkçe konuşan 3-4 Çinli görevli karşıladı. Bize kolaylık olsun diye her biri kendilerine bir Türkçe isim bulmuşlar.



Murat, Feray, İlknur...



Bize böyle hitap edebilirsiniz dediler.



Pazar günü panda görmeye gittik.



Bu köşede belki de ilk ve son defa pandalardan bahsedilmiş olacak.



O nedenle, ilgilenenlere biraz bilgi verelim.



-Bu sevimli hayvanlar aslında ayıgiller familyasından imiş. Sevimli olsalar da, türüne çektikleri için olsa gerek geçimsizler. Belli bir yaşa geldikten sonra her birini ayrı ayrı bölümlerde tutuyorlar.



-Pandalar, dünyada türü tükenmekte olan hayvanlar sınıfına giriyor. Sadece Çin'de yaşayabiliyorlar, buraya özgü bambu ağacını yiyerek besleniyorlar. Toplam sayıları 1800 civarında imiş. Böyle olunca bir panda dünyaya geldiği zaman herkes bayram ediyor.



-Çinliler bu işin turistik kapasitesini de iyi değerlendiriyorlar. Yılda ortalama 4 milyon ziyaretçi, bizi götürdükleri panda üretim tesislerini ziyaret ediyormuş.



GÖNÜL ELÇİSİ GİBİ OLDUK


Biz 12 kişiyiz dedik.



Bir o kadar Çinli gazeteci de adım adım bizi izleyip, gezilerimizi izliyor.



Adım başı mikrofon uzatıp, gittiğimiz yerlerle ilgili görüşlerimizi soruyorlar.



Hani bizde, bir bakan açıklama yaparken bir dizi kameraman, muhabir, fotoğrafçı karşısına dikiliyor ya, o durum.



Hal böyle olunca, bir süre sonra insan kendisini bir tür gönül elçisi gibi hissetmeye başlıyor.



İki lafın birinde,

“Türkler buralara gelsin, Çinliler de Türkiye'yi ziyaret etsin”

cümlesini kuruyoruz.



Gezinin turistik kısmı Pazar günü ile sınırlı kaldı. Hafta başından itibaren, sabahın erken saatlerinde Çinli mihmandarlarımız bizi otelden alıp

'iş gezilerine'

götürdüler.



Önce Çendu'nun kent planlamasıyla ilgili bir sergi merkezine gittik.



Karşımızda koca şehrin devasa bir maketi.



5 yıllık master planını anlattılar.



Oradan yüksek teknoloji yatırımlarının yapıldığı Yazılım Merkezi'ne gittik.



Burada az duralım. Bizim için de faydalı olabilecek bilgiler var.



Yazılım Merkezi,

“Benim fikrim geldi”

diyen Çinli gençler için çalışıyor.



60 bin genç burada sunulan imkanlardan yararlanıyor imiş.



Parlak fikirler geliştikçe, küçük sermayelerle büyük cirolu şirketler ortaya çıkmaya başlamış.



Yıllık, 50 milyon, 110 milyon ciro yapan şirketler...



Bizde de hükümetin bu tür hamleler yaptığını biliyoruz.



Fikri olan gelsin denilerek Bilim ve Teknoloji Bakanlığı'nın yürüttüğü projeler var.



“Daha fazlası nasıl yapılabilir?”

diye kafa yoruluyorsa eğer, bakanlık buraya bir heyet gönderip detaylı bir rapor hazırlatabilir.



Bir sonraki durağımız Demiryolları Lojistik Merkezi. Karşımızda bir harita.



Harita üzerinde Çin'den başlayıp Avrupa'ya uzanan birkaç demiryolu hattı var.



Bu hatlardan biri de Türkiye üzerinden geçiyor. Ancak, yukarıdan, Rusya üzerinden geçen hat, daha kullanışlı olduğu için çok daha yoğun.



Bize bilgiler veren Lojistik Merkezi'nin Genel Müdürü'ne takılıyorum.



“Biz fiyat indirelim, bizim hattı kullanmaya başlayın”

diye.



“Gönül elçisi olduk!”


Dedim ya...



Genel Müdür, karşısında çok önemli bir Türk yetkili konuşuyormuş gibi işi ciddiye aldı.



“Bana bir kartvizitinizi verir misiniz?”

diye mukabelede bulundu.



Ankara'ya Ulaştırma Bakanlığı'na gittiğini, 15 Temmuz darbe kalkışmasından bir gün önce ayrıldığını anlattı bize.



Orada ne konuşuldu, akıbeti ne oldu, söylemedi yalnız.



Yanımızda Ulaştırma Bakanlığı'ndan kimse olmadığı için, modern İpek Yolu projesinin İstanbul ayağı fikrine cazip şekilde yaklaşan Çinli yetkililere başka bir müjde verdim.



Kars-Tiflis-Bakü demiryolu hattının bitmek üzere olduğunu söyledim.



Haber, bulunduğumuz ortamda sevinçle karşılandı.



Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Çin'e yapacağı ziyaret sırasında bu konular da mutlaka masada olacaktır. Biz önden geldik.



Buradaki havayı biraz koklamış olduk.



Geziye devam ediyoruz.



Siz burada bu yazıyı okurken, biz kısmetse, Çin'in yine ismini daha önce hiç duymadığım başka bir kentinde

'iş gezilerine'

başlamış olacağız.


#Cumhurbaşkanı Erdoğan
#Çin
#23 Nisan Bayramı
7 yıl önce
Çin’den haberlerimiz var
Mısır’da ‘ekmek’ isyanları..
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’
Jeopolitik sürpriz: ABD, Rusya ve İsrail nasıl anlaştı?