|
En çok sorulan sorular

TBMM'de tarihi maraton bitti, söz sırası şimdi millette.



Peki, millet, Cumhurbaşkanlığı/Başkanlık sistemi için ne diyor?



Anketlere göre 15 Temmuz'dan sonra sistem değişikliğine toplumdan gelen destek 10 puan arttı.



Neden?



Çünkü 15 Temmuz'dan sonra herkeste bir

'beka/gelecek'

endişesi ortaya çıktı.



Bu böyle.



Ancak aynı anketlere göre toplumun önemli bir bölümü, anayasa değişikliği metninin içinde ne olduğunu, değişikliğin neler getireceğini bilmiyor.



Diğer yandan CHP sayesinde, önemli bir bölümü

'üretilmiş korkulardan'

oluşan karşıt görüşler daha fazla göz önünde olduğu için, kafaların karışık olduğu görülüyor.



Öncelikle şunun altını bir çizelim:



11 Ekim'de

“Bu işi millete götürelim”

çıkışıyla bu sürecin önünü açan Devlet Bahçeli'nin

“Önce ülkem, önce milletim, sonra partim”

duruşu, toplumda tezahür eden bu

'beka kaygısının'

siyasete yansımasından ibaretti.



Yani eski sistemin bir şekilde değişmesi, yönetimde istikrarı sürekli hale getirecek yeni bir modelin devreye girmesi, Türkiye için hiçbir dönemde olmadığı kadar büyük bir ihtiyaç haline gelmişti.



Nitekim, MHP kanadında kimle görüşsek, duyduğumuz sözlerin birleştiği nokta şurası oluyor:



“Genel Başkanımız, yönetimde iki başlılığın artık bir beka sorunu olduğunu düşünüyor. 15 Temmuz'dan sonra böyle bir çıkış yapmasının, yeni sistemin önünü açmasının sebebi budur.”


Şimdi gelelim sorulara…



En çok sorulan soruyla başlayalım.



SORU 1:Anayasa değişikliği Cumhurbaşkanı Erdoğan'a daha fazla yetki vermek için mi yapılıyor?


CEVAP 1: Dikkatinizi çekerim, özellikle yabancı basın bu işi bu manşetle görüyor. Meclis'te oylama yapılırken ABD ve Avrupa basınında çıkan ve benim gördüğüm haberlerin tamamında bu mesele,

“expansion of Erdogan's power/Erdoğan'ın gücünü büyütmesi”

biçiminde görülüyor.



Eh, artık Trump bile

“Medya ile kavga halindeyim”

dediğine göre, oralarda çıkan haber/yorumlara balıklama atlamamızı gerektiren bir durum olmasa gerek.



Soruya benim cevabım şu: Bu değişiklik, Erdoğan'ın yetkilerini artırmak için değil, yürütmede yaşanan iki başlılığı sona erdirmek ve zaten güçlü yetkileri olan cumhurbaşkanını aynı zamanda sorumlu hale getirmek için yapılıyor. (12 Eylül sonrası Kenan Evren'e tanınan yetkilerin ilk defa değiştirilmekte olduğunu unutmayalım)



SORU 2: Türkiye tek adam rejimine doğru mu gidiyor?


CEVAP 2: Tek adam rejimi ile kast edilen diktatörlük meselesi ise, ki öyle görünüyor, bu soruyu soranlara benim sadece küçük bir karşı sorum olacak. Allah aşkına söyler misiniz, açık, şeffaf ve hilesiz seçimlerin yapıldığı bir ülkeye sözünü ettiğiniz türden mutasavver bir diktatör gelebilir mi?



SORU 3: Yeni sistem, Türkiye'yi parti devletine mi götürecek?


CEVAP 3: Bknz. İkinci sorunun yanıtına.



SORU 4: Atatürk'e bile verilmeyen Meclis'i feshetme yetkisi Erdoğan'a nasıl verilir? Böyle bir şey olabilir mi?


CEVAP 4: Demek siz de CHP'nin çarpıtma kurbanı oldunuz. Öyle bir şey yok. Anayasa değişikliği, Cumhurbaşkanı ve Meclis'in karşılıklı feshini öngörüyor.



Buna

'Giyotin Formülü'

deniyor. Yani bir kriz olduğunda, iş çıkmaza girdiğinde hem parlamento hem cumhurbaşkanlığı için aynı anda seçim kararı alınması söz konusu olacak. Değilse, cumhurbaşkanının tek taraflı Meclis'i feshetmesi gibi bir durum söz konusu değil.



SORU 5: Partili cumhurbaşkanı ne demek? Tek parti dönemine mi dönüyoruz.


CEVAP 5: Tek parti dönemi demek, başka bir siyasi partiye izin verilmeyen, seçimlerin yapılmadığı, ağanın da paşanın da bir olduğu dönem demektir. Böyle bir karşılaştırma, kötü niyetli değilse eğer, elmalarla armutları karıştırmaktan başka bir anlam ifade etmez.



SORU 6: Bu durumda parlamento ne iş yapacak? Milletvekilleri gittikleri yerlerde seçmenlere ne vaat edecek?


CEVAP 6: Partili Cumhurbaşkanlığı meselesi, aslında milletvekillerinin bu bağlamda işini kolaylaştıracak. Milletvekili seçim bölgesine gittiğinde

“Benim partimin cumhurbaşkanı adayına oy verirsen, şu şu hizmetleri ayağına getireceğiz”

diye vaatlerde bulunacak. Öbür türlü olsaydı, Cumhurbaşkanı partisiz olsaydı,

“Milletvekili ne işe yarayacak?”

sorusu, işte asıl o zaman daha anlamlı bir soru olarak karşımızda duruyor olacaktı.



SORU 7:Denge-denetleme mekanizması sağlanabilecek mi? Kontrolsüz güç kullanımı ile karşı karşıya kalma riski yok mu?


CEVAP 7: Denge-denetlemeyi her şeyden önce yine millet vereceği oylarla sağlayacak. Bunun dışında Cumhurbaşkanına 3/2 oy çokluğu ile yargı yolu açılabiliyor. Cumhurbaşkanı kararnameleri yürütme alanına giren konularla sınırlandırıldı. Yani yasa yapma işi TBMM uhdesinde olacak. Bunlar denge-denetleme bağlamında önemli başlıklar.



SORU 8: Buna dört dörtlük bir sistem diyebilir miyiz?


CEVAP 8: Hayır, hiçbir sisteme dört dörtlüktür diyemeyiz. Bana kalırsa bu değişiklik, Türkiye'nin ihtiyaçlarını önemli ölçüde karşılayacak

“İleri doğru atılmış, doğru bir adım”

olarak görülmelidir.



Her durumda şu kuralı aklımızdan çıkarmayalım.



“Hangi sistem olursa olsun kafalar, yasalardan her daim daha önemlidir”

#Anayasa değişikliği
#Cumhurbaşkanlığı sistemi
#TBMM
٪d سنوات قبل
En çok sorulan sorular
Amir ve memurların borçlanmada dikkat etmeleri gereken kritik bilgiler
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’
Jeopolitik sürpriz: ABD, Rusya ve İsrail nasıl anlaştı?