YARSAV'ın Kasım 2009'da yapılan Genel Kurulu'nda seçim sonuçları açıklanınca, salonda bulunanların bir kısmının gözleri, şaşkınlıktan fal taşı gibi açılmıştı.
Bu, nasıl olurdu?
Nasıl olur da, Ömer Faruk Eminağaoğlu gibi YARSAV'ın her şeyi denebilecek birisi, kendi hazırladığı yönetim listesinin dışında kalırdı.
Kendi hazırladığı listede bulunan herkes yönetime girecek, bir tek kendisi giremeyecekti.
441 oy kullanılmış, Eminağaoğlu 195 oy alabilmişti.
Yoksa?
Yoksa, YARSAV aslında başka birisine/birilerine mi aitti?
Evet aslında öyle idi.
Ulusalcılık/Kemalizm, rejim bekçiliği gibi konularda kimselerle rol paylaşmak bile istemeyen YARSAV, FETÖ tarafından ele geçirilmişti.
Seçim sonuçlarını belirleyebilecek kadar güçlenmişlerdi orada.
Ama ne o seçimde, ne de sonrasında kimse bu duruma uyanamamıştı.
CHP çevrelerinde YARSAV'a duyulan güven, 23 Temmuz'da KHK ile kapatılana, hatta Ekim ayı içinde eski başkanı Murat Arslan gözaltına alınana kadar devam etti.
Bunu nereden mi çıkartıyorum?
Yargı mekanizması içinde uçan kuştan haberdar olan bir kaynağın anlattığı şu hikayeden:
YARSAV'ın eski başkanı Murat Arslan, FETÖ'den gözaltına alınınca CHP'liler doğru adliyenin yolunu tutar.
Yargı içindeki müttefiklerinden birine komplo kurulduğu kanaatindedirler.
Haber, HSYK'da görev yapan önemli bir isme ulaşınca, söz konusu isim, CHP Meclis Grup Başkan Vekillerinden birine telefon eder.
HSYK yetkilisi, CHP Grup Başkan Vekiline Murat Arslan'ın
olduğu bilgisini verir.
Kısa bir şaşkınlık sonrası telaşla harekete geçen CHP'li isim, önce Adliye'ye giden milletvekillerinden geri dönmelerini ister.
Ardından da Genel Başkan Kılıçdaroğlu'nu durumdan haberdar eder.
Sonrasında herhangi bir CHP yetkilisinden YARSAV konusunda
çıkmamaya başlar.
CHP'nin YARSAV aşkı, böylesine hazin bir hikaye ile son bulur.
Şu soruyu şimdi CHP'lilere kim sorsa yeridir.
İnsan saf olur da, bu kadar mı olur?
Şimdi esas mevzuya gelelim…
Bu sözlerin sahibi, HSYK Başkan Vekili Mehmet Yılmaz.
18 Ekim 2016 tarihinde açıklama yapan HSYK Başkan Vekili, sözlerinin devamında şunları eklemişti.
Geçen hafta Anadolu Ajansı'na bilgi veren Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Harun Kodalak'ın aynı minvalde sarf ettiği şu sözlerin de altını çizelim:
Yargının tepelerinden bu kadar önemli açıklamalar yapılınca neler olduğunu öğrenmek için kaynaklarımıza yöneldik.
Ve yakında ortaya çıkacak büyük
ayak seslerini duyduk.
Evet yakında büyük bir bomba daha patlayacak, FETÖ'nün yargı ayağındaki yapılanmasına dair yeni sarsıcı veriler ortaya çıkacak.
HSYK Başkanvekili ile Ankara Cumhuriyet Başsavcısı'nın işaret ettiği itirafçılar arasında çok önemli isimler var.
FETÖ'nün yargı yapılanmasına dair tepelerden itirafçılar çıkması önemli.
İki nedenden ötürü önemli.
bu isimlerin örgüt yapılanması ve faaliyetleri ile ilgili söyledikleri, örgütün çözülmesine büyük katkı sağlayacak.
Yönetici düzeyindekilerin itirafçı olması, aşağıdakilere de cesaret vermiş olmalı ki, itirafçı olmayı kabul edenlerin sayısı 300'ü aşmış durumda.
Bu itiraflar ortalığa dökülünce, insanların adalet aramak için başvurdukları koca koca kurumların örgütsel çıkarlar doğrultusunda nasıl kirletildiğine şahit olacaksınız.