|
Güney Afrika Cumhuriyeti’nde FETÖ’nün izini sürmek
15 Temmuz öncesi burada 4 bin, 4 bin 500 civarında Türk yaşıyordu. Darbe girişiminden sonra bu rakam hızla arttı. Şimdi 10 bini geçmiş durumda.


-Sebep? Kim bunlar?


-FETÖ'cüler…


Darbe başarısız olunca Türkiye'den buraya büyük kaçış oldu. FETÖ'nün Afrika coğrafyasında en güçlü olduğu yerlerden biri burası. Örgütün önemli adamları, emniyet ve istihbaratta görev almış olanlardan çok fazla gelenler oldu.


14 yıldır bu ülkede yaşayan, gezimizin bir tam gününde bize gönüllü mihmandarlık yapan Türk işadamının, (başı derde girebilir diye düşündüğüm için ismini yazmayacağım) bize verdiği bilgiler bunlar.



Katar Merkezli Al Sharq Formu'nun davetlisi olarak Güney Afrika Cumhuriyeti'ndeyiz.



Takriben 10 saatlik bir uçak yolculuğunun ardından Johannesburg'a inip, oradan kara yoluyla başkent Pretoria'ya geçiyoruz.



Davetlisi olduğumuz panelin başında tanıştırıldığım Afrikalı gazeteci, kafadan,

“FETÖ hakkında ne düşünüyorsunuz?”

diye mevzuya girdi.



“Tehlikeli adamlar. Bizim ülkemizde yaptıklarının bir benzerini ileride burada da yapabilirler. Yöntemleri benzer. Buralarda zenginler ve devlet yöneticilerinin çocuklarını okutarak nüfuz ajanlığı yapıyorlar. Yeterince güçlendikleri zaman yapmayacakları şey yoktur

” diye cevap verdim.



Baktım, 15 Temmuz ile ilgili zihninde bir takım soru işaretleri var, oraya da girdim.



“Türkiye'de parlamentoda 4 siyasi parti var. Bunlardan 3'ü muhalefette. Bu partiler istedikleri her konuda özgürce hükümet politikalarını eleştirebiliyorlar. Ancak 4 partinin dördü de, 15 Temmuz darbesini bu örgütün yaptığı konusunda hemfikirler”

dedim.



15 TEMMUZ'DAN 15 GÜN ÖNCE KENDİLERİNDEN OLMAYAN TÜRKLERLE İRTİBATI KESTİLER


Panelin kahve molasında, Türkiye merkezli bir kurum adına Güney Afrika Cumhuriyeti'nde yeni yeni bir şeyler yapmaya çalışan genç yönetici yanıma geldi.



Anlattıkları dikkat çekiciydi:



“15 Temmuz öncesi, sağda solda karşılaştığımız zaman selamlaşıyorduk. Darbe girişimine 15 gün kala pat diye selamı kestiler. O zaman buna bir anlam verememiştik. Kalkışma olunca niye böyle yaptıklarını anlamış olduk.”


Niye mi böyle yapmışlardı?



15 Temmuz'da Türkiye'de

'Bir şeyler'

yapılacağından 15 gün önce haberdar oldukları için tabii ki.



El Sharq Formu'nun panelinde söz alan isimlerden biri de, Ak Parti Ankara milletvekili akademisyen Ertan Aydın idi.



Aydın sunumunda, FETÖ'nün nasıl çalıştığını, 15 Temmuz'a giden yolda devlet kurumlarına nasıl sızdığını detaylı bir şekilde anlattı. FETÖ'nün Türkiye dışında yürüttüğü karalama kampanyalarına değindi,

“Gelin bu örgütü aradan çıkartarak ikili ilişkileri geliştirme yollarını arayalım”

dedi.



FETÖ'nün Güney Afrika Cumhuriyeti'nde kuluçkaya yattığı dönem 1995 yılına kadar gidiyor.



Halen 10 tane okulları var imiş.



T.C. Hükümeti desteğiyle hareket eden kurumlar ise çok sonradan o topraklara girmişler ve yeni yeni bir şeyler yapmaya çalışıyorlar.



Yunus Emre Enstitüsü'nün perspektif sahibi genç müdürü Gökhan Kahraman'ı dinleyince, ileriye dönük ciddi işlerin yapılabileceğine dair içimde bir ümit belirdi.



Ancak daha fazla, daha etkili dokunuşlar lazım.



Sadece FETÖ konusunda değil, PKK konusunda da.



HDP, kısa süre içerisinde Güney Afrika Cumhuriyeti'ni yönetenlerle görüşmek üzere üç ayrı heyet göndermiş.



Onların orada Türkiye'ye dair neler anlattıkları da tahmin edilebilir.



Kısa süreli gezimiz sırasında edindiğimiz şöyle biri izlenim var:



Birçok Avrupa ülkesinde olduğu gibi Güney Afrika Cumhuriyeti'nde de ezberler 1990'lı yılların Türkiye'sinde donmuş kalmış.



Oradaki insanlar; Ak Parti hükümetleri döneminde 90'lı yıllardaki devlet politikalarından köklü bir şekilde uzaklaşıldığı, asimilasyon/ret politikalarına son verildiği, günün sonunda yürütülen barış sürecinin ise emperyalistlerle işbirliği yapan PKK'nın masayı devirmesi ve Kürtlerin büyük çoğunluğunun PKK'nın yeni ajandasına yüz vermediği gibi gerçeklerden habersiz bir şekilde yaşamlarını sürdürüp gidiyorlar.



Ezcümle yapılacak çok iş, söylenecek çok şey var.



Cumhurbaşkanı Erdoğan, fırsat bulduğu anda Afrika ülkelerini karşı karış dolaşıyor.



Biz Güney Afrika Cumhuriyeti'nde iken, kendisi diğer 3 Afrika ülkesine ziyaretler yaptı.



Bu tür ziyaretlerin arkası iyi doldurulmalı.



İşadamları, sivil toplum kuruluşları, hükümet destekli kuruluşlar, güçlü argümanlarla Afrika ülkelerine yayılmalı, FETÖ ve PKK'nın kara propagandasına karşı etkili hamleler yapmalı.



Bunu yapmadığınız zaman, siyasetten ekonomiye her alanda sert geri dönüşler oluyor ve bütün bu olumsuz algılar geride kirli bir imaj bırakıyor.


#Güney Afrika Cumhuriyeti
#FETÖ
#HDP
7 yıl önce
Güney Afrika Cumhuriyeti’nde FETÖ’nün izini sürmek
Ana dilde eğitim ve Türkçe"de/Kürtçe"de alfabe/imlâ meselesi-6
Evvelbahar
Siz hiç “ayben”e para gönderdiniz mi?
Irak: Kurtların sessizliği…
Direniş meşrudur, tükür kardeşim