MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin yakın kurmaylarından birine sordum:
diye.
diye cevap verdi.
Gerçekten de lüzumsuz yere kafa patlatmaya gerek yok.
Öngörüde bulunmak için Bahçeli'nin
açıklamasını olduğu gibi yorumlamak yeterli olacaktır.
7 Haziran seçimleri sonrası Ankara kulislerinde, zor bir matematik formülünü çözmeye çalışanların yaptığı gibi, Bahçeli'nin zihninden geçtiği düşünülen formüller üzerinden herkes farklı farklı çıkarsamalar yapardı.
Kurduğu karmaşık cümleler üzerine
gibi yorumlar gırla giderdi.
Hatta Ak Parti'nin bir ileri geleninin o zaman,
dediğini bile hatırlıyorum.
Günün sonunda aslında MHP liderinin zihin kodlarını çözmenin en iyi yolunun yaptığı açıklamalara dümdüz bakmaktan geçtiğini öğrenmiş olduk.
Geç de olsa…
Zaten düz bakılsaydı, daha 7 Haziran akşamı yaptığı açıklamadan
dediği anlaşılacak, aylarca
” türü iddialaşmalara gerek kalmayacaktı.
Ne anlatıyorduk?
MHP'deki kurultay sürecini.
Gelinen nokta itibariyle MHP kurultayı ile ilgili belirsiz bir konu kalmadı aslında.
Tüzük değişimi meselesi tali bir konu.
Muhalifler Çağrı Heyeti'nin açıkladığı gibi 19 Haziran'da bunu yapacak, Genel Merkez 10 Temmuz sabahı.
Asıl konumuz, her iki tarafında uyacağını açıkladığı 10 Temmuz akşamı yapılacak olan Genel Başkanlık seçimi.
Bahçeli'nin etrafından edindiğimiz izlenim şu: Genel Merkez bu seçimi çantada keklik olarak görmüyor.
Hatta, kaybetmeye yakın olduklarını, konuştuğunuzda kendi ifadelerinden anlayabiliyorsunuz.
diye sorulduğunda
gibi bir cümle duysanız, siz başka türlü bir yorum yapar mıydınız?
Sahadan gelen dalganın muhalifler lehine estiği de bir gerçek.
Ama dahası var.
MHP'nin Meclis'teki milletvekilleri yakın zamana kadar Bahçeli lehine demeç vermekten pek uzak durmuyorlardı.
Ama şimdi hava biraz değişmiş görünüyor.
Vekillerin çoğu, Bahçeli'ye olan desteklerini sürdürse de, siyasetin böyle zamanlarda görmeye alışık olduğu pozisyona,
pozisyonuna yönelmiş durumdalar.
Yargıtay kararı öncesi muhalif adayların bazıları, özellikle de aralarında en güçlü isim olan Meral Akşener'le ilgili bir ihraç sürecinin başlatılacağına dair Genel Merkez'den güçlü sinyaller geliyordu.
Bahçeli,
demişti.
Ancak Yargıtay kararı sonrası bu ihtimalin de gündemden düştüğü anlaşılıyor.
Etrafındakiler, Bahçeli'nin bu şartlarda ihraç seçeneğini devreye sokmayacağını söylüyor.
O halde, 10 Temmuz'da yapılacak olan Genel Başkanlık seçiminde
demek yanlış olmaz.
O gün, Parti disiplini, geleneklere bağlılık gibi kriterler belirleyici olacaksa eğer, Bahçeli'nin şansının yüksek olduğu düşünülebilir.
Ancak sahadan gelinen rüzgar, Genel Merkez aleyhine gerçekten sert esiyor ve bu rüzgar,
gibi temel bir ilkeyi de önüne katıp süpürerek 10 Temmuz akşamı MHP'yi bambaşka bir sonuca taşıyabilir.
Bu anlamda iki hafta önce psikolojik üstünlüğü elde tutan taraf Genel Merkez iken, Yargıtay'ın verdiği karar sonrası bu iklim değişmiş görünüyor.
Şu anda ibre, muhaliflerin lehine dönmüş durumda.
Ve eğer 10 Temmuz'da onlar galip gelirse, siyasette kartların yeniden açılacağı bir dönem başlayabilir.