|
Baykal, demokrasiyi "odak" haline getirerek suç işliyor

CHP''nin siyasi tarihine baktığımızda, “CHP+ordu=iktidar” formülünün önplana çıktığını ve siyasi mücadelesini hep bu çerçevede sürdürdüğünü görürüz. Nitekim, 1970''li yıllarda Deniz Baykal- Haluk Ülman- Turan Güneş üçlüsü bu formülü resmen dillendirmişlerdi.

CHP lideri Baykal''ın son bir yıl içindeki, özellikle de cumhurbaşkanlığı seçimi sürecindeki söylemlerini dikkatle incelediğimizde, aynı ''askeri vesayet'' çizgisinde hareket ettiğini ve siyasi mücedelesinin ana gövdesini “CHP+ordu” formülünün oluşturduğunu görmek mümkün…

CHP lideri Baykal, bir yıldır son derece bilinçli ve planlı bir şekilde, Türkiye Cumhuriyeti''nin temel ilkelerinden olan ''demokrasi''yi ve ''hukuk devleti''ni ''odak'' haline getirerek adeta bir saldırı politikası yürütüyor.

Peki, CHP lideri Deniz Baykal''ın ''demokrasi'' ve ''hukuk devleti''ni odak haline getirdiğini nereden anlıyoruz?

Çok uzağa gitmeye gerek yok, eğer Baykal''ın cumhurbaşkanlığı seçimi süreci ve sonrasındaki demeçlerini ve konuşmalarını incelediğimizde bunu çok açık bir şekilde görebiliriz. İşte bazı örnekler…

Baykal, “Anayasa Mahkemesi eğer 367''yi reddederse ülkede çatışma çıkar” diyerek Anayasa Mahkemesi''ne ve hukuka müdahale etmiştir. Bunun açık anlamı, ''hukuk devleti'' ilkesinin ''odak'' haline getirmektir.

Yine CHP lideri Baykal, Meclis''in hür iradesiyle cumhurbaşkanını halkın seçmesini öngören Anayasa paketi konusunda “Millet TBMM''yi seçtiği gibi bir de cumhurbaşkanını seçecek. Milletin egemenliği parçalanmaya başlamış olacak” diyerek ''demokrasi''yi ''odak'' haline getirmiştir. Kısacası Baykal, ''silah karşısında oya dayalı çözümlerin bir anlamı olmadığını'' ima etmiştir.

Ayrıca Baykal, daha cumhurbaşkanlığı seçimleri başlamadan önce yaptığı açıklamalarda, askerin cumhurbaşkanlığı seçimlerine ''mudahil'' olması imasında bulunmuştur ki, bu da çok açık bir şekilde ''demokrasi''yi ''odak'' haline getirmek anlamına gelmektedir.

Anayasa, Türkiye Cumhuriyeti''ni, “demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti” olarak tanımlıyor. Bilindiği gibi, Refah Partisi''nin kapatılması için dava açan dönemin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş hazırladığı iddianamede, Refah Partisi''nin Cumhuriyet''in temel ilkelerinden birisi olan “Laiklik”i ''odak'' haline getirdiği için kapatılmasını istemişti.

Bu iddianame üzerinden RP''yi yargılayan Anayasa Mahkemesi de partinin kapatılmasına karar vermişti. Refah Partisi''nin kapatılması için hazırlanan iddianameyi alıp, buradaki RP yerine CHP ve Baykal''ı, ''laiklik'' yerine de ''demokrasi''yi koyduğumuzda müthiş bir benzerlik ortaya çıkıyor. Yani, laikliği ''odak'' haline getirerek suç işlediği iddia edilen Refah Partisi gibi Baykal da demokrasiyi ''odak'' haline getirme suçu işliyor.

Çünkü Anayasa çok açık, “Türkiye Cumhuriyeti demokratik, laik ve sosyal hukuk devletidir.” Anayasa, bu ülkedeki bütün bireyleri ve kurumları bağladığına göre, CHP ve Deniz Baykal da bu Anayasa''dan muaf olmadığına göre, Baykal da ''Anayasa suçu'' işlemektedir.

17 years ago
Baykal, demokrasiyi "odak" haline getirerek suç işliyor
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir
Yeni tehditler ve Türkiye’nin kurumsal güncellenmesi