|
Altı ay geçti

15 Temmuz aşağılık darbe teşebbüsü üzerinden altı ay geçti.



Altı ay, ne kadar uzun bir süreymiş meğer.



Biz bu arada en az altı sene yaşlandık.



Başkasını bilmem de kendi adıma böyle hissediyorum.



En az altı sene.



Her gün görüşmeye alıştığımız, hayatın iyi ve kötü taraflarını beraber karşılamaya çalıştığımız can arkadaşlarımızdan uzak geçen altı ay, bildiğim bütün altı aylardan uzun.



*


Şehitlerimizi kendi ellerimizle taşıdık.



Dualar eşliğinde toprağa verdik.



Gazilerimizi kucağımızda hastanelere taşıdık.



Yine de inanmakta zorlanıyoruz.



Her an gelecekmiş gibi.



Sesini duyuyoruz ara sıra.



Az ileride yürüyen birini benzetiyoruz.



Hatıralar devamlı zihnimizde dönüp duruyor.



Bir nefeslik anlarda, unutkanlığa kapılıyor, yanımızdaymış gibi düşünüyor ve daha sonra karşıdan gülerek gelecek, selâm verecek, sarılacakmışız sanıyoruz.



Her ne kadar anlayamasak da şehitlerin ölmediğini biliyoruz ya, ara sıra böylesi hislere kapılmak belki de bizim için birer hediye.



Bugüne kadar birçok tanıdığımı, birçok yakınımı kaybettim.



Hiç birinde böyle olmadı.



Şehitlik başka.



*


15 Temmuz aşağılık darbe teşebbüsü üzerinden altı ay geçti.



Altı ay ne kadar kısa bir süreymiş meğer.



Daha dün gibi hatırlıyoruz.



Hiç aklımızdan çıkmıyor ki.



Nasıl unuturuz?



Asker kılıklı teröristler, kırk yıllık bir hazırlığın neticesini, o gün almaya niyetlenmişler.



Yukarıdan emir gelmiş, harekete geçmişler.



Yapılan plan son derece esaslıydı ama uygulamayı beceremediler çok şükür.



İşgal edilecek noktalar, kesilecek yollar ve köprüler, tutuklanacak kişiler, vurulacak olanlar hepsi plan dâhilinde.



Kendi halkına ateş açtılar.



Bomba yağdırdılar.



Tanklarla üzerinden geçtiler.



Uçaklar, helikopterler, gemiler, kısacası plan içindeki bütün askerî araçlar, o aşağılık darbeyi yapmak için kontak çevirdi.



Şükürler olsun ki bu şerefli millet bütün gücüyle darbeye karşı direndi.



*


Çanakkale'deki gibi, ön sıradakiler kurşunla vurulup yere düşünce, arkadakiler ilerlemeye devam ediyordu.



“Evinizde oturun, sakın sokağa çıkmayın” diyenleri dinlemedi hiç kimse.



Hiç kimse demek doğru olmadı.



Çoğunluk diyelim.



Çünkü oturup izlemekle yetinenler olduğunu ve bunu canlı yayında söylediğini bildiklerimiz var.



Hâlbuki daha önce “Eğer bir darbe olursa, ilk önce tankın üstüne ben çıkarım” buyurmuşlardı.



Sonrasında ona niçin tankın üstüne çıkmadığını soran olmadı.



Çünkü sözlerine inanan yoktu.



Samimi olmadığını cümle âlem biliyor.



Kimse ciddiye almadı.



*


Daha önce çok askerî müdahale gördük.



Tarihimiz boyunca darbeler, muhtıralar gırla.



Hiç birinde bu kadar etkilenmedik.



Çünkü hiç biri bu kadar aşağılık, bu kadar rezil, bu kadar insanlık dışı değildi.



O darbe gecesini unutmamız mümkün değil.



Altı ay da geçse, altı asır da geçse.



Zihnimizin en sağlam yerinde duruyor o gece yaşadıklarımız.



Kendi askerimizin üzerimize kurşun sıkacağını, bomba yağdıracağını tahmin etmemiştik, edemezdik de.



Önceki darbelerin hiç biri böyle olmamıştı.



Anladık ki şerefsizlik başka.


#15 Temmuz
#Şehitlik
7 yıl önce
Altı ay geçti
Tevradî bir mitin Kur’anî bir kıssa ile tashihi
i-Nesli anlaşılmadan siyaset de olmaz, eğitim de…
İç talebe ilişkin öncü göstergeler ilave parasal sıkılaştırmaya işaret ediyor!
Enerjide bağımsız olmak
Târihin doğru yerinde durmak