Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, Kâbe'de tavaf sırasında bir Arap'ın Türkiye için dua ettiğini görür.

“Allah'ım, Türkiye'ye yardım et” diye yalvarmaktadır.

Görmez, o sözleri duyunca irkilir.

“Kardeşim, niye kendi ülkene dua etmiyorsun?” diye sorar.

Aldığı cevap, dünyanın bugünkü hâlini özetleyen cinsten.

“Kardeşim, ben ülkeme dua edersem, sadece kendi ülkem için dua etmiş olurum. Ama Türkiye'ye dua edersem, İslâm Âlemi için dua etmiş olurum.”

*

Burada geçen Türkiye ismini çıkarın.

Yerine herhangi bir ülkenin adını yazın.

O cümle anlamını bir anda kaybeder.

Doğruluğunu ve isabet derecesini böylece test etmiş olursunuz.

*

Yine de bunun gerçek olmadığını düşünenler var.

“Gönlünden geçeni söylemiş.”

“Uydurma…”

“Doğru değildir.”

“Nasılsa ispatlanma şansı yok.”

“Tavaf sırasında milyonlarca insan var Kâbe'de. Doğru mu değil mi nereden bileceğiz?”

“Beni inandıramazsınız.”

Eh…

İnanmayan inanmasın.

İnananlar yeter.

*

Arkadaş çevresinde benim çok gezdiğimi düşünenler var.

Bense tam aksini düşünüyorum.

Gitmediğim pek çok ülke olduğunu söylemek, durumu özetler.

Gördüğüm ülkeler arasında Türkiye'den iyi bahsedenler çoğunlukta.

Şakayla karışık “Erdoğan'ı üç yıllığına bize verin” diyenlere rastladık.

“Erdoğan bizim ülkede aday olsa, açık farkla kazanır.”

Böyle söyleyenlerin hepsinin Müslüman ülkelerden olduğunu sanmayın.

*

Her şeye karşı çıkanların bunu da kabullenmeyeceklerini tahmin etmek zor değil.

“Şakayla karışık olamaz, gerçek değildir, tamamen şakadır.”

“Sizi memnun etmek için öyle söylemişlerdir.”

“Dalga geçmişlerdir.”

Türkiye ile olumlu bir cümleye tahammül edemeyenler bunlar.

Kendi memleketinin aşağılanmasını bekleyen ve bundan özel bir haz alanlar.

*

Kabul…

Diyelim ki Prof. Görmez, gönlünden geçenleri aktardı.

Ben de o ifadeleri hayalimden uydurdum.

Avusturya'da yapılan seçimde sandıktan çıkan oy pusulasına ne diyeceksiniz?

İki aday var.

Seçim pusulasına bir kişi kalemle “ERDOGAN” yazmış.

İnsaf hoca… Bu da mı gol değil?

*

Pusulaya 'Erdogan' yazan kişi orada yaşayan bir Türk olsa, G ile yazmaz, 'Erdoğan' yazardı.

Bu önemli bir ayrıntı…

Fakat hiç merak buyurmayın, buna da bir açıklama bulurlar.

“Sandık başındaki görevlilerden biri yazmıştır” diyebilirler mesela.

Yahut “Seçim Kurulu'ndan biri şaka yapmak istemiştir” diye itiraz gelebilir.

Belki de haber ajansı kameramanlarından biri seçime renk katmak istemiş olabilir.

Gerçek olmasın da her ne olursa olsun.

İyi ama iktidar partisinden daha fazla oy alan birinden bahsediyoruz.

Yapılan itirazlar doğru ise, Erdoğan'a bu kadar oyu kimler veriyor?

Üç harfliler mi, beş harfliler mi?