|
Bırakın bu ayakları

Âşıklık geleneği, edebiyatımızın temel taşlarından biridir. Yüzyıllardır kesintisiz devam eden bu gelenek, kültürümüzün önemli bir bölümünü oluşturmaktadır.

Âşıklık, çağlara dayalı tecrübelerden geçerek biçimlenmiş, kendine özgü icra töresi, geleneğe dayalı yapısı, âşık olmak, âşıklığı sürdürmek için uyulması gereken kuralları olan bir yapıdır.

Âşıklık içinde yer alan gelenekler şu şekilde sıralanır: Mahlas alma, rüya sonrası âşık olma (bade içme), lebdeğmez, dedim-dedi tarzı söyleyiş, tarih bildirme, nazire söyleme, saz çalma.

***

Oturup kalkma, çay kahve içme ve selâmlaşma adabı dahi gelenek içinde şekillenen âşık kahvehanelerinde bir araya gelen âşıklar, kimi zaman, verilen bir ayak üzerine atışırlar.

Değerli arkadaşımız Tayyip Atmaca, geçenlerde bir âşıklar kahvesine yol düşürmüş.

Bakmış ki iki âşık, fakirin geçenlerde bu köşeden verdiği “Sütçü beygirine döndü kıratım / Kırk yıldır tırısa sürdüğün yeter” şeklindeki ayak üzerine atışmaktalar.

***

Biri, “Su Müdürü, Barajlar Kralı, Morisson Süleyman, Çoban Sülü, Şapka, Bir Bilen, Antrenör, Zenit Süleyman, Güniz Sokak” gibi lakaplarla anılan Âşık Sülo, diğeri de onun uzun zaman önce kızım dediği Âşık Çiller.

Tayyip Atmaca, vakit harcamadan bizi de haberdar etti. Görelim bakalım neler söylemişler...

***

Âşık Çiller:

Sütçü beygirine döndü kıratım / Kırk yıldır tırısa sürdüğün yeter / Elindeki barut ancak bir atım / Kargayı tırnaktan vurduğun yeter

Âşık Sülo:

Sen de bindin bu kıratın sırtına / Şaha kalktın katlanmadın zırtına / Ortalık toz duman her yer fırtına / Gördün göreceğin, gördüğün yeter

Âşık Çiller:

Ayak idin şans eseri baş oldun / Çayırda minderde kırk kez tuş oldun / Yer altında kanat vuran kuş oldun / Dünyayı sırtına sardığın yeter

Âşık Sülo:

Kızım bilip, bindirmiştim terkime / Çomak sokup duruyorsun çarkıma / Suyu geri çeviririm arkıma /Babadan saltanat sürdüğün yeter

Âşık Çiller:

Doğru yoldan saptın dorukta cinin / Ara katmak mıdır imanın dinin / Yarın şatafatlı olsa da sinin / Her şerri şer ile yorduğun yeter

Âşık Sülo:

Dün geçti, bugün de yarın geçecek / Siyasette yeni çiçek açacak / Duysan plânları aklın uçacak / Başımıza çorap ördüğün yeter

Âşık Çiller:

Vermiştim kıratı soylu birine / Getirmedin bir sözünü yerine / Seçtiğin adamlar dalar derine / Davulu kasnağı gerdiğin yeter

Âşık Sülo:

Sen Boğaz''da denize bak keyif çat / Parti ver yalında dans et göbek at / Benim dehdehimle şahlanır kırat / Dostlarıma tuzak kurduğun yeter

Âşık Çiller:

Çillerim hinlikte olmadı gözün / Az de, kalp paraya dönmesin sözün / Kazın cücükleri sayılır güzün / Bizi makaraya sardığın yeter

Âşık Sülo:

Âşık Sülo geç çocuğu çoluğu / Çok adamın çıkmaz sesi soluğu / Artık yaymıyorum kazı çuluğu / Yıkıl git karşımdan durduğun yeter

15 yıl önce
Bırakın bu ayakları
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir
Yeni tehditler ve Türkiye’nin kurumsal güncellenmesi