|
Hemen tüymek isteyenler, nereye gidersiniz lo?

Meclis'teki oylama sonucu bazıları için ürkütücü olmuş.



Belli ki paçaları tutuşmuş.



Birileri soluğu uçakta almış.



Kemal Bey gibi söyleyelim, o arkadaşlar kimlerdir, bilmiyoruz tabii.



Haberini görmemiş olsak da isimleri tahmin etmek zor değil.



Ve aldıkları biletlerin tek yön olduğunu da…



Gidiş dönüş bilet alamazlar.



Mangalda kül bırakmayanların âdeti öyledir çünkü.



En ufak bir risk belirdiği zaman, soluğu dış hatlar girişinde alırlar.



Hâlbuki karpuz mevsimi daha yeni başlıyor ve çok şahane konserler var önümüzde.



Şimdilik, sadece Eruption'dan “One way ticket” onlar için gelsin.



*


Selocan, daha önce “Dokunulmazlıkların kalkması için kendimiz dilekçe vereceğiz. Hemen yarın” diye efelenirken, onu yeterince tanımayanlar, nasıl bir kafa yapısına sahip olduğunu bilmeyenler “Vay be… Helal olsun. Ne cesur adamlar” diyordu.



Kemal Bey de aynı şekilde “Bizim korkumuz yok” açıklamasını yaparken, aynı şekilde alkış alıyordu.



İş ciddiye binince, kazın tek ayaklı olmadığı anlaşıldı.



*


“Biz öyle Sayın Başbakan gibi, söz verip de verdiği sözün arkasında duranlardan değiliz” diye meydanlardan bağırırken, dilinin sürçtüğünü sanıyorduk.



İyi niyetle bakmışız.



“Düşündüğünün tersini ifade etti, öyle söylemek istememiştir. Herhalde heyecandan… Yahut kafası fazla karışık…”



Böyle değerlendirmiştik.



Meğer adam doğru söylüyormuş.



Hakikaten verdiği sözün arkasında durmaya niyeti yokmuş.



*


Aslına bakarsanız, 'Dokunulmazlık' denen bu şeyin, ismi sakat en başta.



Bugüne kadar kaç milletvekiline dokundum, hatta bazılarına dokundurdum, hiçbir sıkıntı olmadı.



İçlerinde, bakan da vardı, başbakan da.



Bunu değiştirmek gerekir.



İmtiyaz mı denir, iltimas mı, yoksa başka bir şey mi onu ilgilisi düşünsün.



*


Başta sözünü ettiğimiz şarkıyı gençler bilmez.



Bir zamanlar her köşe başında çalındığını hatırlayanlarsa, ister istemez gençlik dönemini geride bırakanlardır.



Müzik türleriyle yaş arasında doğrudan bir bağlantı kurmak her zaman isabetli olmaz.



“Gençler ya pop dinler yahut rock dinler” yargısı gibi, yalnızca ihtiyarların türkü dinlediğini düşünmek de yanlış olur.



Klasik müziği de belli bir kesime ait gibi görmenin yanlışlığına da işaret etmek gerekir.



Ufak çocukların elinde saz da görmek mümkün, gitar da…



Rock parçalarıyla coşan yaşlılar var.



Cazı da yalnızca siyahîlere ait bir müzik sanmak doğru olmaz.



Nice beyazîler var ki, caz deyince içi cız ediyor.



*


Söz buraya gelmişken, otuz yıllık ahbabım piyanist besteci Yüksel Dural'dan bahsetmek isterim.



Pek çok ödülün sahibi olan sanatçı, Pazartesi akşam 20.00'de ODTÜ Kültür ve Kongre Merkezinde bir piyano ziyafeti verecek.



Manuel de Falla'dan Rituel Fire Dance (Ateş Dansı) ile başlayacak epik konser, Chopin'den Dua, Vals ve Granada Serenat ile devam edecek.



Daha sonra Yüksel Dural'ın kendi besteleri var.



Türk Rapsodisi, Sonsuzluk Bestesi İstanbul Büyüsü ve Karadeniz Rüzgârı…



Klasik müziğe ilgi duyanların büyük keyif alacakları bir akşam olacak.



Ömrünü müziğe adamış bir sanatçının konserinde bulunmak, şüphesiz bir ayrıcalıktır.



Aynı konserin İstanbul'da da düzenlenmesi ne güzel olur.


#Türk Rapsodisi
#Sonsuzluk Bestesi
#Dokunulmazlıklar
٪d سنوات قبل
Hemen tüymek isteyenler, nereye gidersiniz lo?
İkiyüzlü dünyanın 200 günü
Garson nereye baksın?
İnsafsız takas!
Erdoğan’ı/AK Parti’yi Kürtsüz bırakma operasyonu…
Riyakâr Bey ile ‘Yamyam’ Biraderler