|
Hesap sormayacak mıyız?

Büyük bir savaşın orta yerindeyiz ve tekrar edelim, savaşın şekli çoktan değişti.



Cephe savaşları tarihte kaldı.



Şimdi ordularını değil, kiralık adamlarını gönderiyorlar.



Besleyip büyüttükleri örgütleri yönlendiriyorlar.



Beşiktaş'ta patlayan bombalar, bunun son örneği.



Örgüt eylemlerinin dışında farklı saldırı yöntemlerini kullananlar, bu işte çok başarılı; hakkını teslim etmek gerekir.



Algı yönetimi de bir başka boyutu.



*


Patlama üzerinden iki dakika geçmeden İstanbul'da yaşayan batılı gazetecilerin sosyal medyada yazdıkları son derece dikkat çekiciydi.



Daha bombaların dumanı tüterken, onlar neyin ne olduğunu hemen bildiler.



Daha devletin yetkilileri patlamayı duymadan, açıkça yazdılar.



İşte bu bizim için bariz bir delil.



Onlar içinse, durumu açık etmeleri dolayısıyla, büyük bir acemilik.



Hiç değilse on beş yirmi dakika beklemeleri akıllıca olurdu.



*



Düşman yalnız silahla saldırmıyor; elde ne imkân varsa hepsini birden kullanıyorlar.



Ekonomik saldırı, psikolojik saldırı, diplomatik saldırı, medya üzerinden saldırı…



Dört beş koldan aynı anda…



Maddi destek verip besledikleri terör örgütleri son derece iyi organize edilmiş durumda.



Onların dışında bir de gönüllü uşakları var.



*



Gönüllü uşak kitlesi, ayın etrafındaki hale gibi, terör örgütlerini ve eylemlerini sarıp sarmalıyor.



Bilhassa sosyal medyada çok faal hepsi.



İşte onlardan biri, psikiyatri profesörü.



Yazdıkları kan dondurucu.



“Lan neredeyse tankla cima edecektiniz. Şu bombalı araçları neden durdurmuyorsunuz kahramanlar?”



*



İlk kelimeden itibaren, cinsini cibilliyetini belli etmiş.



Aynı zamanda yazar olduğu için, az kelimeyle çok şey anlatmayı başarmış.



15 Temmuz şehitlerine hakaret var.



Edepsizlik var.



Polise saldırı var.



Darbe girişimini bedeniyle durduran millete saygısızlık var.



İhanet var.



Allah bilir, şairliği de vardır bu Yezit soyunun.



*



Tepki görünce, öyle demedim, şöyle dedim diye uzun bir açıklama yapmış.



Laga luga etmesine hiç gerek yok.



Ne dediği ortada.



O iki cümlesi doğru anlaşılsa ne yazar, yanlış anlaşılsa ne yazar?



Düzeltilmesi mümkün olmayacak kadar büyük bir edepsizliği beş yaşındaki çocuk bile görür.



*



Ayrıca, önceki yazdıklarını ne yapacak?



İşte bir başka mesajı:



“Ölenlerin üzerinden show yapanlara bununla yüzleşmek ağır geldi tabii.”



Bu da bir diğeri:



“Bu gencecik çocuklara verdiğiniz eğitim onlar kolayca öldürülebilsinler diye mi? Bu mu yani vatan sevginiz?”



Evvelce yazdıklarının hepsini tek tek zikretmek gereksiz.



Ne mal olduğu aşikâr.



*



Bunun gibi yüzlercesini biliyoruz.



Adam sıfatıyla aramızda dolaşıyorlar; prof etiketiyle caka satıyorlar.



Hainsiniz deyince de kabullenmiyor, itiraz ediyorlar.



Ne gariptir, o çirkinliklerin, o çirkefliklerin hesabını sormak için çok fazla ağırdan alıyoruz.



Şehitlerimizin ruhu şad olsun ama biz böyle hesap sormakta ihmalkâr davranırsak, vatan için canını feda eden o yiğitler bize hakkını helal etmez.


#İstanbul
#Beşiktaş
#Bombalı saldırı
7 yıl önce
Hesap sormayacak mıyız?
Keşke…
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’
Jeopolitik sürpriz: ABD, Rusya ve İsrail nasıl anlaştı?