Kanaat arz ederken, Kıpti'nin merdi gibi, sirkatin söyledi.

Kana susamış, kan istiyormuş.

Kansız olmazmış.

*

Yıllardır her gün akan kan yetmemiş.

Kana doymayan kanı bozukları alnından öperken rol yapmıyormuş demek.

Kansızları 'arkadaş' ilan ederken de samimiymiş.

Kanı çekiyor işte.

*

Ara sıra, sureti haktan gibi göründüğü zamanlar sadece bir kandırmacaymış.

Asıl arzusu, bütün yaraları sarmak değil, hepsini tekrar kanatmak.

Son damla kana kadar doymayacak anlaşılan.

Vampir efsanelerinin son temsilcisi…

*

Bir yerden kuyruk acısı olmalı ki kan güdüyor.

Kandil ağzıyla konuşuyor.

Kanlı teröre pirim veriyor, ikramiye veriyor, ödül veriyor.

İmkânı olsa, kim bilir daha neler verecek.

Toprak dâhil…

*

Delikanlılıktan haberi yok fakat 'deli' ve 'kanlı' olmaya çok meyilli.

Kangren olmuş yaraları deşip, kanırtmak derdinde.

Kancayı askere takmış, polise takmış.

Kafası yerinde mi acaba?

Askerimizin yargılanmasını isterken, teröristleri överken dili sürçtü zannedenler, görün adamınızı.

*

Kanaldan kanala gezerken, her rastladığımızda bir başka tuşa basıyoruz, rabbiyesiri kaçmış suratını görmemek için.

Lakin ne mümkün, ille bir yerde karşımıza çıkıyor.

Birinden kurtulsak diğer kanalda yakalanıyoruz.

Ablak ablak bakıp konuşuyor, kan istiyor.

*

Kanı kanla yumazlar, lakin o bîhaber.

Şehitlerimizin kanına ekmek doğrama gayreti içinde.

Kanun tanımıyor, usul tanımıyor…

İzan da yok, edepten de yoksun.

*

Kendini 'Kangal' sanan bir 'Kaniş' var karşımızda.

Kanalizasyona düşmüş çıkmış, farkında değil.

Nasıl pis koku yaydığını söyleyen olsa da dinlemez.

Dinlese de anlamaz.

Anlasa da gereğini yerine getirmez.

'Hev'ler durur.

Onun hevhevleri kimseyi korkutmaz, sadece mide bulandırır ama o büyük iş yaptığını sanıyor.

Bu kadar üstünde durmak bile lüzumsuz aslında.

Vakit kaybı.

*

İstediği kadar “kan kan” diye bağırsın.

Kan istiyor diye arzusunu yerine getirecek değiliz.

Kızılcık şerbeti versek yeter.

Kana kana içsin.

Ötesi fazla gelir.