|
"M Krizi" ile kaybettiklerimiz

Varsayalım, generalin eşi, o gün içinden geldiği gibi davrandı ve konuttaki aşçılara izin verdi. Mutfağa kendi girip yemekler hazırladı. Sofrayı kurdu.

Akşam masaya hep beraber oturunca, kocasına yemekleri beğenip beğenmediğini sordu.

“Yemeği nasıl buldunuz paşam, beğendiniz mi? Kendi ellerimle yaptım.”

Paşa bu soruyla her karşılaştığında söylediği gibi, “Mmmm, nefis olmuş. Ellerine sağlık” der mi?

* * *

Doğrusu, cevabın şekli, bu olayın hangi ülkede ve hangi zamanda yaşandığına bağlı.

Çünkü bazı ülkelerde ve bazı zamanlarda, askerlerin o sesi çıkarması zor olabiliyor.

Biz varsaysak da sonuç değişmiyor, yok saysak da.

* * *

Askerler geçen hafta GATA''daki törende “Sayın Cumhurbaşkanı” dediler, gerilim oldu.

Romantik manşetler atmaktan hoşlanan gazeteciler gibi söyleyecek olursak, durumu şöyle özetleyebiliriz:

Gülhane''ye Gül geldi, askerlerin yüzü gülmedi.

30 Ağustos törenlerinde ise “Sayın Cumhurbaşkanım” şeklinde hitap edildiği için gerilim bitti.

Genelkurmay Başkanı, Cumhurbaşkanı''na selâm verince, milletin yüreğine su serpildi.

Cumhurbaşkanı selâma mukabele edip alkışladı ve gülümsedi, herkes biraz daha rahatladı.

* * *

Belki de tarihe “M krizi” adıyla geçecek olan bu tuhaf hadise, borsayı sallayabilir, piyasaların altını üstüne getirebilirdi.

Getirmedi.

Bir harfin değerine bakın!

Ve unutmayalım ki borsa ile piyasaların sarsılmasından daha mühim yönü, bu mini krizin tarihî boyutu ve anlamıdır.

* * *

Biz içeride kendi aramızda incir çekirdeğini doldurmayacak konularla tartışırken, dışarıda neler olup bitiyor farkında mısınız?

Kaç tane dünya çapında markamız var?

Dış ticaret açığımız niye bir türlü azalmıyor?

Niye dışarıdan aldığımız, sattıklarımızdan daha fazla?

Afrika''dan Kafkaslara, Adriyatik''ten Çin''e kadar her yerden Türkiye''ye bakılıyor, dünyanın her yerinde Türkiye konuşuluyorken, biz daha ne kadar boş işlerle meşgul olacağız?

Dünya''nın en büyük 20 ekonomisi arasında olmayı başarı sayıyor, ilk 10''a girmeyi hedefliyoruz da bunu nasıl gerçekleştireceğiz?

Selâm verdi vermedi, kelimenin sonunda m dedi demedi, eşli davet, eşsiz davet tartışmalarıyla oyalanırken mi?

İlk 10 da asıl hedef olamaz. Doğrusu, birincilik.

* * *

Bizim bir AB''ye girme hayalimiz var.

Bizim bir İslâm Dünyamız var.

Bizim bir Türk Dünyamız var.

Bizim bir Dünya Barışı Projemiz var.

“Yurtta sulh, cihanda sulh” sözü rast gele söylenmiş bir lakırdı değil.

Büyük hedefler peşindeyiz.

İster “Muasır medeniyet seviyesinin üzerine çıkmak” deyin, isterseniz “Çağdaş uygarlık düzeyinin üzerine çıkmak”…

Yakalamaktan bahsetmiyoruz efendiler, üstüne çıkmayı konuşuyoruz.

Bu bir sandalyenin üstü değil söylenen, dibek taşının üstü değil.

* * *

Yapacak onca iş varken, enerjimizi boş işlerle harcıyoruz ve kaybediyoruz.

Hem zaman, hem enerji, hem de umudumuzu.

Biraz da ayıp oluyor tarihe karşı.

Geçmiş tarih değil, gelecek tarihe.

17 years ago
"M Krizi" ile kaybettiklerimiz
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’
Jeopolitik sürpriz: ABD, Rusya ve İsrail nasıl anlaştı?
Nazlı seçmen günlerinde siyaset