|
Masonlukta bile olmayan gizlilik
Zaman'ın eski, Star'ın yeni yazarı Hüseyin Gülerce, 7 Şubat 2012'de başlayan MİT krizine kadar Paralel Yapı'nın asıl niyetini anlamadığını, ancak o günden sonra bir şeylerin farkına vardığını ve yazılarında itiraz ettiğini yazdı.

Bu hususu çok defa belirtti.

Gülerce, gizliliğin çok ileri safhada tutulmasına dayandırıyor ve “Masonlukta bile olmayan gizlilik” diye tanımlıyor.

Dışarıdan bakanlar içinse bu aşırı şaşırtıcı bir durum.

Hüseyin Gülerce hiç kimse için sıradan biri değildi.

Hem cemaat içinde, hem dışından bakınca, onun konumu gayet önemli görülürdü.

Sözü dinlenen ağabeylerdendi.

Amiral gemisi olarak bilinen Zaman Gazetesini yönetmiş, yazarlık yapmış ve yapmakta olan biriydi.

Bazıları onu F. Gülen'in sözcüsü olarak görüyor, cemaat adına konuştuğunu kabul ediyordu.

Hâlbuki işin aslı başka türlüymüş.

Biz bunu nasıl bilebilirdik ki?

Gülerce dahi bilmezken…

Sonra takke düştü, kel göründü ve yollar ayrıldı.

*

Gülerce, uzun zamandan beri o yapı hakkında ağır eleştirilerde bulunuyor.

Bir zamanlar içlerinde bulunup da sonradan ayrılanlar arasında suskun kalan pek yok zaten.

Sanıyorum ki 'taban' olarak tanımlanan geniş kesimde, bu kişilerin (eski ağabeyler diyebiliriz) açıklamaları son derece etkili.

Onların söyledikleri ve yazdıkları sebebiyle, kopmalar fazla olmasa bile düşüncelerdeki değişme hız kazanıyor.

*

Gülerce'nin sözcülük görevini üstlendiği kanaatinin yaygın olduğu dönemde, bu bakıştan en fazla rahatsız olan kişi F. Gülen'di elbette.

Kendisine sorulduğunda ne yaptı?

Önce yanlış olduğunu söyledi.

Sonra açıklamayı daha derinleştirmek için, daha iyi anlaşılması için şöyle bir örnek verdi:

“O zat sol kolum olsaydı, hiç tereddütsüz kesip atardım.”

İşte bu açıklama yakın çevresi nezdinde ve onların yakınları için, kesin ve net olarak durumu özetlemekteydi.

Sanırım ki bu kesmeli atmalı sözler, Gülerce'ye de bir şekilde ulaşmıştır.

*

Ben de o zaman düşünmüştüm ki eğer Gülerce, F. Gülen'in sol kolu olsaydı, demek netice itibariyle ikisi de çok zarar görecekti.

Gülerce kesilip atılacak…

Değersiz halde ya çöpe gidecek, ya toprağa gömülecek.

Bir bakıma hayatı bitme noktasına gelecek.

F. Gülen ise tek kollu kalacak.

Kimseye sarılamayacak.

Kıyafetlerini giyerken, çıkarırken zorlanacak.

Birilerinden yardım istemek zorunda kalacak.

Beddua ederken de, mülâane ve mübâhale sırasında da iki kolla hareket çekemeyecek.

Dua ederken yine tek elle yetinmek zorunda kalacak.

Abdest alırken sıkıntı çekecek.

Namaz kılarken daha fazla gözyaşı dökecek.

En kötüsü de banyoda ve tuvaletteki durumu.

Tek kolla yıkanmak bile zordur.

İyi ki dedim, Gülerce sol kolu değilmiş.

*

“İyi ki”yi geçelim, zaten aslı öyle değilmiş.

Bırakın sol kolu, ağabeylerden biri dahi değilmiş.

O halde niye öyle önemli görevler verdiniz diye merak ediyorum ama büyük organizasyonların işlerine bazen akıl erdirmek zordur deyip işin içinden çıkıyorum.

Tavsiye ederim, siz de öyle yapın.

Her yapılan harekete mantıklı bir çerçeve bulmak kolay mı sanıyorsunuz?

*

Gülerce, hükümeti devirme planlarının yapıldığı dönemde, kabinenin hazır olduğunu hatta kimin başbakan olacağının bile kararlaştırıldığını söylüyor.

Fakat yine de 'Başbakan' olacak kişinin ismini açıklamıyor.

Bence ayıp ediyor.

Ya açıklasın biz de öğrenelim, ya da hiç “Kim olduğunu biliyorum ama söylemem” demesin.

Bu konuyu “Dönemin Başbakanı” Recep Tayyip Erdoğan'a uçakta sormuştum.

O da bilmiyordu, Paralel Yapı'nın, yerine kimi düşündüğünü.

*

Artık zamanıdır; Hüseyin Abi, bu konuyu çözüme kavuştursun ve açıklasın.

Kabine belli, Başbakan belli…

Peki, Cumhurbaşkanı kim olacaktı?

Eli değmişken, o makam için düşünülen ismi de öğrenelim.

Bir işe yarayacağından değil de sırf merakımızı gidermek için.
#Masonluk
#Hüseyin Gülerce
#paralel yapı
8 yıl önce
Masonlukta bile olmayan gizlilik
İkiyüzlü dünyanın 200 günü
Garson nereye baksın?
İnsafsız takas!
Erdoğan’ı/AK Parti’yi Kürtsüz bırakma operasyonu…
Riyakâr Bey ile ‘Yamyam’ Biraderler