|
Öküz derken?

Yeni anayasa çalışmaları son hızla devam ederken, hükümet sözcüsü Cemil Çiçek''in tabiriyle “taslağın taslağı” adını alan metin hakkında, lehte ve aleyhte açıklamalar da yapılıyor.

Gayet tabii yapılacak.

Eleştiriler olacak, eleştirilerin eleştirisi olacak.

İktidar, muhalefet, basın, sivil toplum kuruluşları, her türlü katkıda bulunmak zorunda.

Ağzı olan konuşacak, kalemi olan yazacak.

Tartışa tartışa, taşlar yuvarlanacak, yerini bulacak.

Başka türlü olmaz.

*

Nasıl ki hiç kimse “ben yaptım oldu” yöntemiyle dayatmada bulunamazsa, başkaları da “sen yaptın olmadı” formülüne sarılamaz.

Hep beraber yuvarlamak zorundayız taşları.

Bunu yaparken de üsluba dikkat etmek, seviyeyi korumak şart.

*

Taslağın taslağı aleyhine fikir beyan edenlerin tavrı, hazırlayanlar/destekleyenler tarafından eleştirilirken, kulağıma çalınan bir deyimden rahatsızlık duyduğumu, bu vesile ile ve henüz düzeltmek için vakit varken, belirtmek isterim.

Henüz vakit varken... Tasarı dalındayken henüz.

*

Deyim, hepimizin bildiği “öküz altında buzağı aramak”.

Bu aşamada kimin söylediğinin önemi yok. Zaten tam olarak hatırlamıyorum.

Öküz derken, kimse kendini ve grubunu kastetmez herhalde.

O halde buradaki öküz, “taslağın taslağı” demektir ki tartışmaya nahoş bir hava katmaktadır.

Bugün için taslağın taslağı olan, yarın anayasa tasarısı, öbür gün ülkenin anayasası anlamına gelir.

*

Çok yaygın da olsa, her gün veya en az gün aşırı kullandığımız bir deyim de olsa, bu konuda tartışma yaparken tercih etmemek gerekir.

Gelecekteki anayasamıza bugünden öküz nitelemesinde bulunmak, ileride çok sıkıntı doğurur.

Ve ister inanın ister inanmayın, yarın o öküz altında bir sürü buzağı ile karşılaşmak kaçınılmaz olur.

*

Evet, henüz geç sayılmaz.

Düzeltmek için vaktimiz vardır veya en azından tekrar etmemek için yeterli iyi niyetimiz.

Lakin...

Derseniz ki deyimler yalnızca ''durum''u izah etmek içindir...

Ve içinde geçen kelimeler, sözkonusu kavramlarla “bire bir” eşleştirilemez...

Aksi halde her örnek didiklenebilir...

O zaman, ayıp etme çerçevesi, taslağın taslağını eleştireni eleştireni eleştiren bu biçare fakirin boynuna geçer ki boyunduruğa benzer.

*

Yine de netice itibariyle şunu söyleyebilirm:

Bu konularda örnek verirken, lütfen hayvanatı karıştırmayalım.

Bakın lütfen dedim.

Bırakalım, erken öten horoz, boynu eğri olan deve, kümese dalan tilki, kuyruk sallayan yahut havlayan köpekler ve özellikle öküzlerle buzağılar yerli yerinde dursun.

Sonu kötüye varıyor çünkü.

Görüyorsunuz.

17 yıl önce
Öküz derken?
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir
Yeni tehditler ve Türkiye’nin kurumsal güncellenmesi