|
Özür ya da istifa değil, köprüden atlamasını bekliyoruz

Turpların en büyüğünün torbada olduğunu söylemiştim önceki yazının sonunda.



Ancak insaf damarım kabardı birden ve içimden KK'ya acıma geldi.



Adamcağıza vurmayan kalmadı.



Erdoğan ağır konuştu, Davutoğlu yüklendi…



Gazeteciler, yazarlar, televizyoncular…



Çeşitli dernekler, çok çeşitli vakıflar…



Bu kadar fazla yüklenen olunca, evvelce söylediklerimden daha ağır söz sarf etmenin fazla kaçabileceğini düşündüm.



Yazıktır dedim.



O yüzden, önceki sözlerime yeni bir söz eklemeden, burada yazdığım kısa tivit cümlelerine yer vereyim, olay benim açımdan kapanmış olsun diye düşündüm.



*


“İşte bize bu denli ahlâksız, çapsız, ülke düşmanı bir adamla koalisyon yaptıracaklardı!” dedi Ufuk Coşkun.



Ben de şöyle cevap yazdım:



“Az kalmıştı. Uçurumdan dönüldü.



Bu heriflerle aynı otobüse dahi binilmez.”



*


Göreve geldiği günden bugüne hem seçim meydanlarında, hem parti meclisindeki konuşmalarda, bariz şekilde görünen seviye sorunu üzerine de bir işaret gerekiyordu.



O probleme de şöyle bir tespit getirdim:



“Kemal'in seviye sorunu, Neşe'nin kepek sorununu aştı.



Özür değil, köprüden atlamasını bekliyoruz.”



*


Ve ardından onu eleştirenlerin gözünden kaçan bir hususa dikkat çekmek istedim:



“Kemal'ın sözünü eleştirenler, onun bilinç altına vurgu yapıyorlar.



Altıyla üstü aynı ondaki bilincin.



Hatta ortası bile...”



*


Betül Baykal Dinç, “Kadına saygısı olmayan birinin ar damarlarından biri kopmuş demektir” şeklindeki tespitine kısa bir soru ile cevap vermek uygun göründü gözüme:



“Biri mi?”



*


Bir Kemalsever vatandaşımız ise onu savunmak, sözlerini tevil etmek için çırpınmış. Şöyle diyordu:



“Önüne yatmak, siyasi literatüre girmemesi gereken deyimlerden tabi de 'siper olmak' demek değil mi? Cinsiyetçi manası ne?”



Ben de bu fedailiği ne kadar beğendiğimi, takdir ettiğimi şıppadak belirttim:



“Siper açıklaması süper!



Başarılarınızın devamını temenni ederiz.”



*


Ardından bir karne ilişti gözüme. Hemen notlar kısmını doldurdum. Şöyle bir netice çıktı:



“Seviye: 0



Edep: 0



Ahlâk: 0



Vicdan: 0



İyi niyet: 0



İnsaf: 0



İzan: 0



Hal ve gidiş: 0



Küfür: 10”



Sordum vakit kaybetmeden:



“Bu karne kimin?”



*


Nilgün Gündoğdu'nun merak ettiği bir husus vardı:



“CHP'li kadınlar bu seviyesizliği sindirebilecekler mi?”



Bendeniz de hemen fikrimi beyan ettim:



“Elbette. Hiç şüpheniz olmasın.”



*


Süleyman Soylu ise özür beklediğini bildiriyordu. Ancak daha sonra boşuna beklediğini anladığını belirtirken “Sömürdüğü değerlerdeki samimiyetsizliği ortada. Hemcinsim olarak utandım” diyordu.



İlginç bir durumla, çarpıcı bir vakayla karşı karşıya olduğumuzu belirtmek istedim:



“Kimse onunla hemcins değildir.



O apayrı bir cins.”



Çok sevdiğim kardeşim Demir İsmail'in “Beyni sürçmüş bir kere, dili ne çare” sözüne, şöyle bir ek yapmak istedim:



“Onun beyni ezelden sürçük...”


#Gazeteciler
#yazarlar
#televizyoncular
#Nilgün Gündoğdu
8 yıl önce
Özür ya da istifa değil, köprüden atlamasını bekliyoruz
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir
Yeni tehditler ve Türkiye’nin kurumsal güncellenmesi