|
Ruhsuz takım

Milli takım Malta''yı yenseydi, çok övünmeyecektik. Normal karşılayacak ve sıradakine bakacaktık. 400 bin nüfuslu küçük bir ada takımını yenmekle futbol devi olunmaz. Biliyorduk bunu.

Ama yenemedik.

Beraberliği zor kurtardık.

2-2''lik sonuca da sevinemedik.

Hakan Şükür''den gol bekledik, atamadı.

Top ayağına birkaç defa değdi, kafasına birkaç defa yaklaştı, o kadar.

Tuncay''dan gol bekledik, boşuna.

Bir türlü galibiyet golüne kavuşamadık.

Son dakikaya kadar ümidimizi koruduysak da işe yaramadı.

* * *

Gol atacak motivasyona ulaşabilmek için, bizim takımın ille bir gol yemesi gerekiyordu o maçta.

Öyle olunca, beraberliği öp de başına koy.

Servet köşe vuruşundan gelen topa kafa çakmasaydı, bu sonucu yakalamak bile zor olacaktı.

Servet ki bizim kalenin az ötesinde duran adam.

Bir nevi Çin Seddi.

İlerinin, orta sahanın adamı değil.

Beraberlik golünü o atıyorsa, galibiyet getirecek vuruşu bizim kale bekçimiz Hakan yapabilirdi.

Reklâmdaki gibi hani…

Uzaktan koşarak gelecek, herkesin şaşkın bakışları arasında, topu doksandan ağlara takacaktı.

Sonra da seyircilere doğru koşacaktı.

Onu da boşuna beklediğimi maçın sonunda anladım.

Hayat reklâmlardaki gibi değil.

* * *

“Hele bir 70 milyon olalım, o zaman görürler” demişti Özal. Hatırlayacaksınız.

70 milyon olduk, kimse bir şey görmedi.

Geçtik, yine hikâye.

Yarım milyon bile olmayan Malta ile beraberliği zor yakalıyoruz.

Ayıp denen bazı şeyler vardır, bu da onlardan biri.

Yerin dibine girdik.

Karıncaları incelemek yahut maden çıkarmak için değil, utancımızdan.

* * *

Malta takımına bakınca, biri kimyacı.

Biri su tesisatçısı.

Biri turizmci.

Biri aşçı.

Biri fırıncı.

Saydıklarımızın hiç biri profesyonel futbolcu değil.

Esnaf takımına yenilen bizimkiler ise milyon dolarla anılıyor.

Milyon dolar, milyar boşalır, ama sonuç hezimet.

Gel de kafayı vuracak taş arama.

Malta dünya sıralamasında 122. takım.

Biz utanmayalım da kim utansın?

* * *

Malta takımındaki oyuncular, kendilerine yaraşır şekilde oynadılar.

Hırsla, azimle, küçük bir takım olmanın getirdiği yırtıcılıkla… Tam Malta gibi!

Bir yanda da Osmanlı''dan ayrılma hikâyesi var; bilmem kaçıncı yıldönümü vs.

Ya bizimkiler nasıl oynadı?

Mal gibi!

Nerede Fatih''in torunları, nerede Fatih''in talebeleri? (Birincisi Fatih Sultan, ikincisi Fatih Terim, karıştırmayalım.)

Bu milli takım, bu ruhla, bu kafayla, bizim Kapalı Çarşı''dan çıkartılacak bir esnaf takımını bile yenemez.

Ruhsuz takım diye boşuna söylemiyoruz; sahada sadece bedenler dolaşıyordu.

17 yıl önce
Ruhsuz takım
Efendimiz’in (sav) Zekâtı-2
Mülâhaza etmek
Siyasetçileri bürokratlara kurban etmek
Musallada bir sosyolog daha… Vehbi Başer’in ardından
Taşkent’in öbür yüzü