Millî Görüş hareketi içinden, üç cumhurbaşkanı, beş başbakan çıktı.
Cumhurbaşkanları: Turgut Özal, Abdullah Gül ve Recep Tayyip Erdoğan.
Başbakanlar: Necmettin Erbakan, Turgut Özal, Abdullah Gül, Recep Tayyip Erdoğan, Ahmet Davutoğlu.
Turgut Özal, 1977'de Millî Selâmet Partisi'nden İzmir milletvekili adayı idi; seçilemedi.
Seçilseydi, 1979'da Başbakanlık Müsteşarı ve Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşar Vekili olamayacaktı. Çünkü milletvekilliği buna engel olacaktı.
Yine Özal, 12 Eylül darbesi sonucu kurulan Bülent Ulusu kabinesinde başbakan yardımcısı, 6 Kasım 1983 seçimleriyle ise başbakan olamayacaktı.
Çünkü 12 Eylül darbecileri tarafından on yıl siyaset yapmasına yasak getirilecekti.
*
Bu satırlar, Fikri Akyüz'ün geçen hafta yayınlanan “100 Maddede Yakın Tarih” kitabından.
Yazarın, “özetin özeti” olarak nitelediği bu kitap, tarih araştırmacılarına ışık tutacak ve karanlıkta kalmış tarihî olayları ortaya çıkaracak türden derin bir araştırma kitabı değil elbette.
“Yeni Başlayanlar İçin 'Ders' Kitabı” alt başlığının da işaret ettiği üzere, ilgi uyandırmayı hedefleyen bir çalışma.
*
“İstedim ki, yakın tarihimizin 'özetinin özeti' olan bu kitabı okuyan biri, 'Demek, o olay olurken, şu olay da olmuş.' Ya da 'Demek, o kişi böyle biri iken, bu kişi şöyle biri imiş' desin.
Ve hatta demekle kalmasın, 'kafasına takılan' bir paragrafın ya da bir cümlenin daha teferruatlı kısmını okuyabilmek için o alanda yazılmış kitapları merak etsin.”
İşte kitabın maksadını ortaya koyan birkaç cümle.
*
İttihat ve Terakki'den başlayan ve günümüze kadar uzanan hadiseleri birkaç paragrafla kısaca anlatan “100 Maddede Yakın Tarih” aynı zamanda fotoğraflarla süslenmiş, çabucak okunabilen bir kitap.
Sonunda bir de beş sayfalık “Detaylı okuma rehberi” bulunuyor.
O listeye bakınca anlıyoruz ki yazar, kitabını kendi kafasından uydurup uydurup yazmamış, o kitapları okuyup, notlar almış ve onları itinayla bir araya getirmiş.
Yakın tarihe ilgi duymanın fitilini ateşleyecek olan bu çalışmanın, gençlere rehberlik edeceğini tahmin etmek zor değil.
Ülkemizin son yüz yılında olup biten siyasî olayları, 100 maddede bir araya getiren bu kitabın, kısa bir süre sonra ikincisi de gelecek gibi görünüyor.
*
Bugün orta kuşak ve üstünde olanların en ciddi şikâyetlerinden biri de, gençlerin bazı olaylardan habersiz oluşu.
Darbe marbe görmediler, sakıntı yaşamadılar, kıtlık çekmediler, bugünkü şartların kıymetini bilmiyorlar diye yakınıyor büyükler.
Darbelerin ne kadar kötü bir şey olduğu, her kuşak tarafından görülsün diye, on yılda bir darbe yapılıyordu. Bilemedik kıymetini…
*
Biraz eskilere dönelim ve kitaba bir daha bakalım.
1939-1945 yılları arasında II. Dünya Savaşı vardı.
Türkiye de bundan elbette ekonomik olarak etkilenecekti.
Buğday kıtlığı baş gösterdi; ekmeğin karneyle dağıtılması zorunluluğu doğdu.
Dolayısıyla simit satışı da yasaklandı.
İstiklâl Caddesi'nde simit sattığı için gözaltına alınanlarla ilgili dönemin gazeteleri pek çok haber yaptı.
Bugün aynı caddede “Simit Sarayları” bulunmaktadır.
Hatta trafik sıkıştığında simit satmak 'gözaltı' sebebi olmadığı gibi, karnı aç olanları 'gözünden' tanıyan simitçiler sürücüleri sürekli 'gözlem altında' tutmaktadır.
